Gönderi

TIRNAVA CADILARI
Cadıya, gulyabaniye, hortlağa inananlar dünyanın her tarafında her zaman bulunur. Bulgaristanın Türk idaresinde bulunduğu zamanlarda Tımava kadısı Ahmet Şükrü Efendi hükümet merkezine gönderdiği resmî yazıda neler anlatıyor! Bu mektup Hicrî 19 Rebiül âhır 1249 Milâdî 1833 tarihli olup devletin resmî gazetesi olan Takvim i Vekâyiin 69 uncu nüshasında neşredilmiştir; bugünkü yazı dilimize çevirerek okuyalım: Tırnava ccadı türedi. Gün battıktan sonra evlere musallat olmağa başladı. Zahireye dair un, yağ, bal gibi şeyleri birbirine katar ve kâh içlerine toprak karıştırır... Yüklüklerde bulduğu yastık, yorgan, şilte ve bohçaları didikler, açar ve dağıtır ...İnsanların üzerine taş, toprak, çanak ve çömlek atar..Hiç kimse bir şey göremez ... Birkaç erkek ve kadının da üzerine saldırmış ... Bunlar çağırıldı, soruldu: Üstümüze sanki bir manda çökmüş sandık, dediler ... Bu yüzden iki mahalle halkı evlerini bırakıp başka tarafa kaçtılar... Kasaba halkı bunların cadı denilen habis ruhları eseri olduğunda ittifak etti. .. İslimye kasabasında cadıcılık ile tanınmış Nikola ismindeki adam Tırnavaya getirildi ve sekiz yüz kuruşa pazarlık edildi. Bu adamın elinde resimli bir tahta vardı, mezarlığa gider, tahtayı parmağının üzerinde çevirir, resmi hangi mezara bakarsa cadı o mezardaki ruhu habis imiş ... Büyük bir kalabalık ile mezarlığa gidildi. .. Resimli tahtayı parmağında çevirmeye başlayınca resim, yeniçeri ocağının kanlı zorbalarından olan Tetikoğlu Ali Alemdar ile Apti Alemdar denilen iki şakinin mezarlarına karşı durdu ... Mezarlar açıldı. .. Cesetleri yarım misli büyümüş, kılları ve tırnakları da üçer, dörder parmak uzamış bulundu... Gözlerini kan bürümüş, gayet korkunç idi. Mezarlıktaki bütün kalabalık bunu gördü.. Bu adamlar, sağlıklarında her türlü fesadı irtikâp etmiş, ırza,namusa,mala tecavüz etmiş, adam öldürmüş, ocakları lâğvedildiği zaman her nasılsa yaşlarına riayet olunarak cellâda verilmemiş, ecelleriyle ölmüşlerdi... Sağlıklarında yaptıkları yetişmemiş gibi şimdi de halka ruhu habis olarak musallat olmuşlardı.. Cadıcı Nikola'nın tarifine göre bu gibi habis ruhları defetmek için cesetlerinin göbeğine birer ağaç kazık çakılır ve yürekleri kaynar su ile haşlanır imiş ... Ali Alemdarla Apti Alemdarın cesetleri mezarlarından çıkarıldı... Göbeklerine birer ağaç kazık çakıldı ve yürekleri birkazan kaynar su ile haşlandı, fakat hiç tesir etmedi. Cadıcı bu cesetleri yakmak lazım, dedi. Bu hususta şer an da izin verilebileceğinden ruhsat verildi... Ve iki yeniçerinin mezarlarından çıkarılan cesetleri mezarlıkta yakıldı ve çok şükür kasabamız da cadı şerrinden kurtuldu.
·
288 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.