Gönderi

"Fakat ben şimdi biliyorum ki hüküm veren biri yanılıp günaha da girebilir.Bu kayalıkların derinliklerinde benim verdiğim kararlarla acı çeken insanlar var.Acının ne demek olduğunu ben şimdi çok iyi anladım.İnsan her şeyin karşılığını vermek zorunda değil.Kralım,özgürlüğüne kavuşturun o insanları çünkü onların övgüleri beni utandırıyor." Uzun zamandır okumadığım bir yazarın kitabının yorumu ile geldim.Zweig gerçekten çok farklı bir yazar kalemini konuşturuyor müthiş bir kalem👌👌Bu kitabında Hint soylusu Virata'nın hikayesinden yola çıkarak kaderin işleyişi üzerine düşünmeye sevk ediyor.Okuyun mutlaka tavsiyemdir 👍☺️ Virata, kralına çok sadık ve büyük bir savaşçı.Bir gün krala karşı ayaklanmaları bozguna uğratmak üzere düzenlenen bir savaşta yanlışlıkla ağabeyini öldürür.Bundan dolayı çok büyük üzüntü yaşayan Virata kılıcını nehre atıp bir daha da eline almayacağına yemin eder.Kazanılan savaş sonrası ödüllendirilsede kabul etmez.Bundan sebepte daha farklı bir teklif ile Virata'yı adaleti sağlaması için yargıçların başına getirilir.Altı yıla yakın sarayın eşiğinden tek bir yanlış hüküm geçmesine izin vermeden yaşar.Bir gün karşısına 11 kişiyi öldürmüş bir adam çıkarılır.Bu adamın gözlerinde yıllar önce öldürdüğü kardeşinin bakışlarını görür.Bundan sonra Virata hiç huzurlu değildir.O mahkuma verdiği cezayı kendine verdiği bir hüküm olarak görür ve onun yerine geçer. "Tanrı bana bir işaret yolladı... Ve yüreğim bunu anladı.Ben kardeşimi öldürdüm.Şimdi şunu biliyorum ki bir insanı öldüren,kardeşini öldürmüş demektir.Ben bir savaşta komutan olamam.Kılıç,şiddet demektir.Şiddet de hak hukuka karşıdır.Öldürerek günaha girmiş olan,bir ölü demektir.Ben artık dehşet,korku saçan birisi olmak istemiyorum."
·
35 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.