Öte taraftan boğazların doğusunda yaşayan halk arasındaki menfaat ve zihniyet ayrılıkları sebebiyle, İngilizlerin yapmış oldukları istiklal propagandası; Biga'dan Bolu'ya kadar uzanan dar bir şerit etrafında ve çeşitli adlar altında toplanmış olan bu insanlar arasında çabucak filizlendi ve Türk milli hareketini arkadan vurmak şeklinde ortaya çıktı. Ahmet Anzavur, Türk milli hareketini arkadan vurmak isteyenlerin öncüsü idi. Ancak onun kimlerle iş birliği yaparak bu harekete giriştiği kesin olarak bilinmemektedir Bu sebeple şimdilik o, sadece İstanbul'da "Pek yüksek mehâfilin birisi tarafından" milli harekete karşı tertiplenen "Mukabil bir hareket-i ihtilaliye ve siyasiyenin fedakâr aleti" olarak görülmektedir. İşte ne suretle ve kimler tarafından desteklendiği pek iyi anlaşılamayan Ahmet Anzavur, "Etrafına Şah İsmail, Cambazlı Hakkı, Kadir, Nuri, Sülüklülü Davut gibi birtakım eşkıyayı toplayarak Manyas bölgesinde" faaliyete geçti ve maksadının Yunanlıları vurmak ve bazı İttihatçıları cezalandırmak olduğunu her tarafa yaydı. 27 Ekim'de Balıkesir'i basacağı ve oradaki millî hareketi idare edenleri yakalayacağı duyuldu. 28 Ekim'de Manyas'tan saraya çektiği bir telgrafta o, Aydın vilayetini Yunanlılardan kurtaracaklarını, Doğu Anadolu'da bir Ermenistan'ın kuruluşuna engel olacaklarını söyleyen ve "Bu bapta itimadname-i hümayunlarını hamil bulunduklarını" etrafa yayan birçok dernekler ve bu arada Balıkesir'de kurulan "Redd-i İlhak Heyet-i Milliyesi" adlı cemiyet son zamanlarda Mustafa Kemal Paşa ile mektuplaşmaya başlamıştır. "Bunların maksatları devleti parçalamak, hilafetin ve hanedan-ı saltanatın hukuk-ı hakimiyetini" yok etmek, hilafet makamına bağlı bulunan "Alem-i İslam'a bir darbe" indirmektir. Bu hâlden büyük bir üzüntü duymakta olan Karesi livası halkı "Hilafet ve saltanatın" devam etmesi uğrunda kanlarını son damlasına kadar akıtmaya karar vermişlerdir." diyordu. Bu telgrafta en dikkat çeken noktalardan birisi, Balıkesir'deki Kuva-yı Milliyecilerin, Mustafa Kemal Paşa ile mektuplaşmaları, suçlanmaları için bir sebep olarak ele alınması idi.
Sayfa 147