Gönderi

2268 “Bundan dolayıdır ki hikmet-i İlâ­hi’ye vâkıf olan ârifler, ihsan sahiplerinin konuğu olmalıdır, demişlerdir. 2269 Sen ise öyle birinin müridi ve misafiri olmuşsun ki, denaetinden dolayı senin çalışma mahsûlün olanı elinden alıyor. 2270 Misâfiri olduğun kimse, kudretli olmadığı için seni kuvvetlendiremiyor. Sana nur vermek şöyle dursun, büsbütün karanlıkta bırakıyor. 2271 Kendisinde nûr olmadığı için ona başvuranlar, nasıl nûr alabilirler? 2272 Bu yoldaki şeyh, kendi gözü hasta olduğu hâlde başkasının gözüne ilâç yapmaya kalkışan bir şarlatana benzer. Böyle bir herifin göze çekeceği de yün ve kıl gibi gözü kör edecek şeyler olur. 2273 Fakr ve meşakkat hususunda bizim hâlimiz budur. Hiçbir misafir aldanıp da bize konuk gelmesin. 2274 On sene süren bir kıtlığın nasıl olacağını görmedinse gözlerini aç da bize bak. 2275 Bizim görünüşümüz davacı adamlar gibi, ki kalbi karanlık olduğu halde hârici gayet parlaktır. 2276 Kendisinde Allah’tan bir râyiha ve bir eser yokken halkı irşada davet hususunda Şit ve Âdem Aleyhisselâm’dan ileri gidiyor. 2277 Ona şeytan bile kendi suratını göstermemiş olduğu halde, ‘biz abdal zümresindeniz, hattâ onlardan ilerideyiz’ diyor. 2278 Derviş sözlerinden bir çoğunu çalmış ve ezberlemiş, kendisi de bir adam sayılsın diye. 2279 Sözde Bâyezid-i Bistâmi’nin yanlışını tutmaya çalışır. Fakat iç yüzünden Yezid bile haya eder. 2280 Semâvî sofra ve ekmekten nasibi yok. Cenâb-ı Hak, onun önüne kemik bile atmamış. 2281 İrşâd sofrasını açtım, nâib-i İlâhî ve halifezadeyim diye bâr bâr bağırıyor. 2282 Ey katmerli sâf kimseler, buyurun, açtığım sahavet sofrasından doya doya «hiç» yiyin. 2283 ‘Yarın’ vaadiyle bir çok kimse yıllarca onun etrafına toplanır da va’dettiği ‘yarın’a vâsıl olamaz. 2284 Bir kimsenin çokluk ve azlık gibi miktar ve mahiyetine taalluk eden sırrın, anlaşılması için epeyce zaman geçmesi lâzımdır. 2285 Beden duvarının altında define mi, yoksa yılan, karınca ve ejderhâ yuvası mı var? Kolayca anlaşılamaz. 2286 O, ceset duvarının altında, yâni şeyh zannedilen kimsenin mânevi­yatında bir şey bulunmadığı anlaşılınca ona mürid olanın ömrü beyhude geçmiş olduğu tahak­kuk eder. 2287 Lâkin nadiren bazı tâlip bulunur ki sıdk-ı i’tikâdı nuru dolayısıyla yalancı şeyhinin yalanı, yâni yalandan irşâd davâsında bulunması, müridi hakkında hayırlı olur. 2288 Mürîd, şeyhini rûh sandığı hâlde onun kalıpdan ibaret olmasıyla beraber, hüsnüniyeti sebebiyle bir makama vâsıl olur. 2289 Gece yarısı kıbleyi arayıp namaza durmak gibi ki teveccüh ettiği taraf, kıble değilken namazı caiz ve makbul olur. 2290 Yalancı şeyhin rûhundaki kıtlık ve boşluk gizlidir. Lâkin bizim için ekmek kıtlığı ve açlık meydandadır. 2291 Şeyhlik davâsında bulunanın kendi kofluğunu gizlemesi gibi biz de macerayı yâni irşada olan ihtiyâcımızı saklamaya kalkarsak ve bu hususta sûrî ve indî sıkılmaya kapılırsak can çekişircesine ızdırâb çekmiş oluruz.”
Sayfa 222
·
35 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.