Gönderi

Her devirde dini kendi kirli siyaseti için kullanan birileri var muhakkak
Sıffin Savaşı'nda İmam Ali'nin (a.s) savaşı kazanmak üzere olduğunu gören Muaviye, Amr b. Âs'ın yardımıyla şeytanca bir oyuna başvurdu. Kendisini Müslümanmış gibi gösterip: "Aramızda Kur'ân hakem olsun." demeye getirerek mutlak bir yenilgi ve hezimetten kurtulabilmek için askerlerinin mızrakları ucuna Kur'ân Mushafları taktırıp öne sürdü. Hâlbuki daha önce Ali (a.s): "Gelin aramızda Kur'ân'ı hakem edinelim, onun emrine göre haksız taraf kimse, onu tespit edip cezalandıralım, boşuna kan dökülmesin." demiş; ama Muaviye, savaşı kazanacağından emin olduğu için İmam'ın bu teklifini kabul etmemişti. Şimdiyse birilerinin cahilliğinden faydalanarak mutlak yenilgi ve ölümden kurtulabilmek için bu hileye başvurmuştu! Bunun şeytanca bir oyun olduğunu bilen Ali (a.s): "Vurun, onlara aldanmayın! Kur'ân'ı kalkan gibi kullanıp kendi canlarını kurtarmak istiyorlar aslında. Bunlar İslâm düşmanlarıdır; oyuna gelmeyin, vurun!" diye bağırıyor ve ekliyordu: Bunların yaptığı şey, Kur'ân'ı Kur'ân'la vurmaktır. Kur'ân'ın kendisi karşısında Kur'ân sayfalarının yazılı olduğu şu kâğıt parçalarının ne değeri kalır ki? Bunlar, mana ve hakikati ortadan kaldırabilmek için o kğıtlardan medet umuyorlar aslında! Teşhis gücü zayıf olan ve dinin sadece dış görünümünü kavrayabilmiş bulunan kıt görüşlü bir grup, birbirine kaş göz işareti ederek: "Ali ne diyor? Ne demek istiyor?" diyorlardı. Meseleyi kavrayamadıklarından: "Biz Kur'ân'a karşı kılıç çekmeyiz! Biz Kur'ân için savaşıyoruz, bunlar da Kur'ân'a teslim oldular işte. O hâlde ne diye savaşalım?" diyerek Muaviye'nin tuzağına düştüler. Resulullah'ın (s.a.a) "İlim şehrinin kapısı" olarak tanımladığı bilgeler bilgesi İmam Ali (a.s) şöyle buyurdu: Ben de Kur'ân için savaşalım demekteyim; ama bunlar sizi oyuna getiriyor, anlamıyor musunuz? Bunların Kur'ân'la ne işleri var? Kur'ân'ı kalkan gibi kullanıp canlarını kurtarmak niyetindeler, hepsi bu!
Sayfa 100 - Kevser YayınlarıKitabı okudu
·
365 görüntüleme
Ömer okurunun profil resmi
Müslüman olduğunuzu farzederek uyarıyorum. O bahsettiğiniz "birileri" ile kastettiğiniz belli ki Hazreti Muaviye. Edebinizi takının. Sahabe arasındaki sorun sadece sorundur. Birinden birine sövmek zorunda değilsiniz. Hazreti Ali'nin hatalarını sayalım mı? Hayır, çünkü gerek yok. Allah onları affettiğini söylemiştir. Kazurat kustuğunuz Hazreti Muaviye bugüne İslâm'ın gelmesini sağlayan sahabelerden biridir. Şii birinin kaleme aldığı eser üzerinden bu denli şedit bir yanlışa ittiba ederek küfre yaklaşıyorsunuz. Bu da benim kanaatim değil. Hz. Ali ve Hz. Muaviye meselesine bu iktibas ile hâkim olduğunuzu sanmıyorum. Acele etmeyin.
卍 λiβerellα δe λucens okurunun profil resmi
Öncelikle şii olduğumu belirtmiş olayım... Başlıktaki "birileri" de tüm devirleri kapsayan genel bir yargıydı, özellikle birilerine ithamda bulunmuyorum. Ve kimseye de sövmedim. Alıntı da hiçbir hakaret içermiyor.
2 sonraki yanıtı göster
卍 λiβerellα δe λucens okurunun profil resmi
İslâm'ın zaferi ve ümmetin bekası için gerekirse "Müslümanı ve canlı varlığı vur." diyen İslâm dininde, sırf kâğıt parçalarının nasıl bir konumda olacağı apaçık ortadadır. Kâğıt ve yazıyı değerli kılan, anlam ve muhtevadır. Söz konusu anlam ve muhtevanın öldürülmeye çalışıldığı bir durumda onları bırakıp, üzeri yazılı kâğıtlara sarılmanın nasıl bir açıklaması olabilir? Ne var ki cehalet ve tutuculuk, o Müslümanların hakikati görebilmelerine engel olmuştu. "Biz bu Kur'ân'lı mızraklara kılıç çekmeyeceğimiz gibi, bu işe kalkışacak olanla da savaşırız!" diyerek İmam'ın karşısına dikildiler.
卍 λiβerellα δe λucens okurunun profil resmi
Ve her devirde din gösterilerine inanıp siyasetçilerin peşinden giden koyun bir güruh da vardır..
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.