Gönderi
Doyumsuzluğum bundan, ne aradığımı unutalı çok oldu.
Merhabalaaaar!
Nihan Kaya'nın Disparöni ya da Yaşama Korkusu, modern dünyanın karmaşasıyla iç içe geçmiş iki insanın, Feraye ve Cem'in hikayesini anlatan sürükleyici bir roman.
Romanın ismi, hikayenin iki temelini özetliyor: Disparöni, yani cinsel ilişki sırasında yaşanan ağrı ve Yaşama Korkusu. Bu iki tema, Feraye ve Cem'in hayatlarını ve ilişkilerini derinlemesine etkiliyor.
Feraye, maddiyatçı bir ailede büyümüş, duygularını bastırmayı öğrenmiş ve yalnız bir hayat sürüyor. Cem ise tam tersi, hayatını dolu dolu yaşamaya çalışıyor, her an yeni bir maceraya atılmaya hazır.
İkili, çocukluklarından beri birbirlerini tanıyorlar. Farklı dünyalardan olsalar da, aralarında bir çekim olduğu da inkar edilemez. Yıllar sonra tekrar yolları kesişen Feraye ve Cem, geçmişleriyle yüzleşmek ve birbirlerine olan duygularını çözmek zorunda kalıyorlar.
Disparöni ya da Yaşama Korkusu, sadece bir aşk hikayesinden öte, insan psikolojisi üzerine derin bir bakış açısı sunuyor. Roman boyunca, Feraye ve Cem'in zihinlerinin derinliklerine iniyor, travmalarıyla nasıl başa
çalıştıklarını ve hayatta anlam bulmaya çalıştıklarını görüyoruz.
Nihan Kaya, yalın ve akıcı bir dille yazıyor. Hikayeyi sürükleyici kılan bir üslubu var. Karakterleri o kadar detaylı tasvir ediyor ki, sanki onları tanıyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz.
Eğer, derinlikli ve düşündürücü bir roman arıyorsanız, Disparöni ya da Yaşama Korkusu'nu kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.
•Hayatım artık beklemenin kendisi. Ne olursa olsun, ama yeter ki artık bir şey olsun diye usanmadan bekliyorum.
Sayfa 31
•Hâlâ mı anlamadın insanların sözlerinin bir ehemmiyet taşımadığını? Söylediklerine değil, yaptıklarına bakmayı öğren artık çevrendekilerin. Nasıl bu kadar saf olabiliyorsun, herkesi kendin kadar dürüst sanmaya, sözlerine değer vermeye hâlâ nasıl devam edebiliyorsun, anlayamıyorum.
Sayfa 147
··
18 plus 1
·427 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.