Gönderi

Allah tecsim ve teşbihten münezzehtir
‎‫‎‫والأرض جَمِيعًا قَبْضَتُهُ يَوْمَ القِيمة والسموات مطويات بيمينه‬‎ Arz bir kabzası Kıyamet günü, semålar da yemîniyle dürülmüşlerdir. Zemahşerî, Beyzavî, Ebussuûd gibi belägatte mümtaz olan müfessirler diyorlar ki: «Bu Kavl-i celîl, Allah Teâlâ'nın gayet azametine ve kudretinin kemâline ve zihinlerin hayret ettiği büyük fiiller, O'nun kudretine nisbet edilince çok küçük ve hakîr kalacağına bir tenbîh ve âlemi yıkıvermek O'na göre pek kolay bir şey olduğunu temsîl ve tahyîl tarîkiyle bir ifâdedir ki, kabza ve yemin kelimelerini hakikat veya mecaz olmaları ciheti mülâhaza edilmeksizin, ‎‫شابت لمة الليل gecenin zülfüne kır düştü<<<‬‎ Terkibi gibi hey'et-i mecmuasiyle bir tasvirdir. Diğer bâzıları da demişlerdir ki: «Kelâmda aslolan hakikattir. Fakat hakikatin müteazzir olduğuna bir delîl bulununca da mecaza sarfı vacib olur. Kabza ve yemîn kelimeleri cârihada hakikattir. Allah Teâlâ'ya a'za ve cevârihin sübütü mümteni' bulunduğuna da delîl-i aklî vardır. O halde mecaza hamli, vacibdir. Zira fülân fülânın kabzasında )avucunda) dır denilir. Onun tedbir ve teshiri altında demektir. وَمَا مَلَكَتْ أَيْمَانُهُمْ‎ ("...ve milki yeminleri hakkında ne farz kıldığımız mālumunuz..." Ahzab-33/ 50)'de de murad, kendilerinin milki olmaktır. Şu hâne, fülânın yedinde, fülânın kabzında ve fülânın kabzasına geçti derler ki, hâlis milki olduğunu söylemek isterler. Hem bunlar, müsta'mel ve meşhûr mecazlardır. İbn Atiyye de demiştir ki, kabza, kudretten ibârettir.» Dilimizde dahi pek çok kullanılan kabza kelimesi, esasında kabızdan masdar binâ-i merredir. Bir kabız, bir sıkma veya bir tutma demektir. Avuçla tutulan mikdara dahi kafın zammiyle kubza, tutam veya sıkım denildiği gibi, kafın fethiyle kabza da denilir. Demek ki, kabza bir sıkım, bir tutam veya bir avuç mânâlarına olabiliyor. Burada, bir sıkım diye ifade edilmek Kıyamet'in tazyikini anlatmak i'tibariyle daha vazıh olur. YEMİN: Sağ demektir. Kuvvet ve kasem mânâlarına da gelir. Burada kuv‎vet veya kasem demek olabileceği de söylenmiştir‬‎ ("O gün ki Sema'yı kitaplar için defter dürer gibi düreceğiz." Enbiya-21/104) mantukunca semayı dürmeğe ahdetmiş olduğu için tahkîk i'tibariyle bu mânâ dahi doğru ise de, evvelki mânâ ile kuvvet ve kudretin tasvir ve temsili daha kuvvetli daha azametli bir mânâ ifade ettiğini ihtâra hâcet yoktur.
Sayfa 511 - 6.cild 39/67Kitabı okuyor
·
42 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.