Gönderi

520 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
Kitap ile Film Arasındaki Farklar ve İnceleme
Yüzük Kardeşliği’ni okumaya başladıktan sonra aslında film ile kitap arasında ciddi farklılıklar olduğunu hatırlamış oldum. Böylece aklıma böyle bir yazı hazırlamak geldi. Bu yazıyı hem sizler için hem de kendim için yazıyorum (sonrasında dönüp dönüp tekrar okuyabilmek amacıyla aslında daha çok kendim için hazırlıyorum sanırım) Filmlerle kitaplar arasındaki farkları anlatan tonlarca içerik, yazı, video bulabilirsiniz. Ancak ben birazcık daha detaya girerek bu farklılıkları anlatmak istiyorum. Kitap ile filmler arasında büyük/küçük bir çok fark var. Bazıları genel olarak hikayenin akışını değiştirmeyecek çok minik farklılıklar, bazıları ise karakterlere bakış açınızı doğrudan etkileyecek ve hikayenin akışını da kitaptan oldukça farklı olarak görmenize neden olan farklılıklar. Ben çok minik, önemi olmayan farklılıklara çok değinmeyeceğim. Sırasıyla Yüzük Kardeşliği’nden başlayacağım anlatmaya. O zaman hazırsanız başlayalım.. •“ Frodo, Bilbo’nun yaş gününden sonra hemen yola çıkmıyor, yola çıktığında aslında 50 yaşında” gibi jenerik farklılıklardan da bahsetmeyeceğim. Bunlar da olacak tabi ama bunların yanında eklemek istediğim daha küçük ama önemli detaylar da olacak. En bilinenlerden biriyle başlayalım :) Bilbo’nun doğum günü sonrasında Gandalf yüzük hakkında araştırma yapmak için Shire’dan ayrılır ve uzun süreler ortalarda görünmez. Bilbo’nun ayrılışından sonra Frodo’nun yanına ilk kez 3 yıl sonra uğrar. Ondan sonra da 9 yıl boyunca ortalarda hiç görünmez. Gandalf’ın geri dönüp Frodo’ya yüzük hakkında bildiklerini detaylı açıkladığında 12 yıllık bir zaman geçmiştir. Ve toplamda da Frodo’nun Shire’dan ayrılışı için 17 yıllık bir süre geçer. Filmde ise Bilbo’nun ayrıldığı gece Gandalf hemen Frodo ile konuşur ve Shire’dan ayrılmasını ister. Yani aslında Frodo Shire’dan ayrılıp yüzük macerasına atıldığında 50 yaşına basmıştır. Filmde Bilbo’nun 111. doğum gününde -kendisinin de 33. yaş günü idi- ya da bundan birkaç gün sonra yolculuğa çıkmıştır. •Bilbo’nun doğum gününden yıllar sonra tekrar Shire’a gelen Gandalf yüzük hakkında derinlemesine araştırma yapmıştır. Filmde Gandalf Frodo’dan yüzüğü ateşe atmasını ve üzerinde işaretler görüp görmediğini sorar. Frodo gördüğünü söylediğinde ise büyük bir endişeye kapılır. Kitapta ise yüzüğü ateşe atan bizzat Gandalf’tır ve aslında yüzüğün “tek yüzük” olduğundan neredeyse emin olduğundan kara lisandaki kelimelerin yüzükte belirince şaşırmamaktadır. •Gandalf yıllar boyu yaptığı araştırmalarda yüzüğün Gollum tarafındaki hikayesini de ortaya çıkartır. Bizim 3. filmin başında gördüğümüz Gollum’un hikayesi aslında ilk kitabın başlarında Gandalf tarafından Frodo’ya aktarılır. Frodo, Gollum yüzünden düşmanın tek yüzükten haberi olması ve Shire, Baggins kelimelerini düşmana açık etmesi sebebiyle (ve daha önce yüzük yüzünden işlediği cinayetler ve iğrenç bir yaratığa dönüşmesi sebebiyle) Gollum’dan tiksindiğini ve onun ölümü hak ettiğini söyler. Ve ilk filmde Moria’da Gandalf’ın Frodo’ya söylediği o meşhur sözler aslında Çıkın Çıkmazı’nda, henüz maceranın başında ağzından dökülür: Hak ediyormuş! Belki hak ediyordur. Yaşayanların birçoğu ölümü hak ediyor. Ve ölenlerin bir kısmı da yaşamayı hak ediyor. Yaşamı onlara verebilir misin? O halde hak hukuk adına ölüm buyurmakla çok acele etme.. •Filmde Frodo aniden Shire’dan ayrılmıştır. Kitapta ise yukarıda da bahsettiğim gibi Bilbo’nun doğum gününden 17 sene sonra yola çıkar, bu esnada nadir de olsa Gandalf ile görüşür ve planlamalar yaparlar. Frodo Çıkın Çıkmazı’nı Torbaköylü akrabalarına satar. Erdiyarı’nda başka bir ev satın alır ve tüm Shire’a oraya yerleşeceği şeklinde haber yayarlar. Gerçekten de Hobbitköy’den yola çıkarlar ve Erdiyarı’ndaki eve varırlar. •Kitapta Frodo, Sam ve Pippin beraber yola çıkarlar. Merry ise Frodo’nun Çıkın Çıkmazı’ndaki evindeki eşyaları yeni evine götürmek üzere önden yola çıkmıştır. Filmde ise Sam ve Frodo Shire’dan ayrılırken tamamen tesadüfi bir şekilde Merry ile Pippin’le karşılaşır -onlar tam da Bay Tırtıl’ın tarlasından meyve sebze aşırmaya çalışırken- ve bu dörtlü aslında tesadüfi bir şekilde bu maceraya atılırlar. Oysa kitapta Merry ve Pippin aylar süren gözlemleri sonucunda Frodo’nun Shire’dan ayrılmakla ilgili planlarını ve yüzükle ilgili hikayeyi büyük ölçüde çözmüşlerdir. Tamamen bilinçli bir şekilde Frodo’ya bu yolculukta katılmak isterler. •Yukarıdaki madde ile bağlantılı olarak; filmde Merry ile Pippin, özellikle de Pippin, son derece haşarı, ele avuca sığmaz, biraz işe yaramaz ve aklı havada hobbitler gibi yansıtılmış. Yani filme mizah unsuru olarak eklenmişler. Kitapta ise ikisi de köklü ailelerden gelen daha aklı başında hobbitlerdir, elbette haşarılık da vardır ama Sam ile işbirliği yaparak Frodo’nun herkesten gizlediği asıl planı anlayacak kadar da zekidirler bir yandan. •Filmde Sam ile Frodo yolda elflerin orta dünyadan ayrılmak üzere yürüdüklerini görürler, ancak uzaktan bakarlar ve aralarında bir diyalog geçmez. Kitapta ise elfler hobbitleri görürler, hatta Frodo’yu tanırlar ve bir gece beraber yola devam ederler ve gece birlikte kalırlar. •Kitapta hobbitler Kara Süvarilerle birçok kez karşılaşıyor. Hepsi de genelde uzaktan.. Filmde Kara Süvarilerin korkutuculuğu çok fazla öne çıkarılmış. Ancak kitapta Bay Tırtıl Kara Süvarilerden birine kafa tutabilecek kadar cesur (defol, burada Baggins yok, git buradan ve bir daha gelme diyecek kadar). Yani kitapta da aslında oldukça korkutucular ancak cehennemden gelmiş bir gulyabani olarak değil de; ne olduğu belirsiz, siyah giyinmiş insanlar olarak görülüyorlar daha çok. •Kitapta iskeledeki şu meşhur Kara Süvari&hobbitler kovalamacası yok. Frodo’nun son anda iskeleden kayığa atlaması ve böylece Bree’ye varabilmeleri gibi bir durum yaşanmıyor. Filme aksiyon katmak için böyle bir sahne eklenmiş. •Filmde Bay Tırtıl yok :) Çok büyük bir eksiklik değil ama kitapta akıllı bir hobbit olarak geçiyor kendisi. Bree’ye varmadan önce Sam, Frodo ve Pippin Bay Tırtıl’ın evinde misafir oluyorlar. Filmde Tombiş Toluk da yok :)) Tombiş Toluk, Frodo’nun yeni evine eşyalarını taşımasına yardım eden hobbitlerden biri. Ve diğer hobbitler Yaşlı Orman’dan ilerlerken geride evde kalıp Frodo’nun eski kıyafetlerini giyerek sanki Frodo gerçekten oradaymış gibi görünmesini bir süre de olsa sağlıyor. •Filme Yaşlı Orman, Yaşlı Söğüt, Tom Bombadil ve Höyüklü Kişi kısımlarından hiçbiri eklenmemiş. Buralarda çok fazla olay oluyor, tek tek bahsetmeyeceğim. Ancak Höyüklü Kişi mezarında Frodo Witchking’i yaralayacağı kılıcı buluyor. Bu önemli bir detay. (Kitapta Tom Bombadil’in adı Ayrıkvadi’deki divanda bir kez daha geçiyor, yüzüğü koruması ya da kullanması için ona teslim edip etmeme konusunda konuşuyorlar) •Sıçrayan Midilli Hanı’ndaki kişilerin filmde çok korkutucu, at hırsızı gibi tipler olduğunu görüyoruz :) Ancak kitapta handa hem hobbitler var, hem de “büyük ahali” denilen insanlar var. Ve Bree’li hobbitler aslında arkadaş canlısı ve meraklı tipler olarak tanımlanmış. Tabii aralarında kötü bakışlı, kötü karakterli casus Bill Eyrelti de var kitapta. Filmde bu kişiden bahsedilmemiş. •Kitapta handa ortak salonda Yolgezer Frodo’yu uzaktan uzağa keser ve bir baş hareketiyle yanına çağırarak onunla konuşur ve onları fazla ve gereksiz konuşmamaları hakkında uyarır. Bu sırada Pippin Bilbo’nun yaş günü partisini anlatmaya başlar. Frodo yüzükten bahsedeceğinden korkar ve Yolgezer Frodo’yu hemen bir şeyler yapması gerektiği konusunda uyarır. Frodo dikkat çekmek için kendini masanın üzerine atar, önce misafirperverlikleri için oradakilere teşekkür eder ve sonrasında da eğlenceli bir şarkı söylemeye başlar. Sonra anlık coşkuyla -ve içkinin verdiği gazla- bir an havaya zıplar ve yere düşerken yüzük parmağına geçtiği için yok oluverir. Yani filmdeki gibi o gece ortak salonda yaşanan her şey tamamen Pippin’in suçu değil. Kitapta Yolgezer hobbitlerle tesadüfen handa karşılaşmamıştır. Aslında Gandalf kendisini Shire’a yönlendirmiştir, Yolgezer de Yaylalar’dan sonra Bree’ye giden yolda gizlenirken hobbitlerin konuşmasını duyar ve aralarında bir Baggins olduğunu anlar, sonrasında onları takip eder. Filmde böyle bir bilgi verilmiyor. •Kitapta hanın sahibi Bay Kaymakpürüzü Frodo Tepedibi’ni görünce çok önemli bir şey unuttuğunu hatırlar. Aslında 3 ay önce Gandalf Frodo’ya iletilmek üzere kendisine bir mektup vermiş, en acilinden bu mektubun Hobbitköy’e Çıkın Çıkmazı’na iletmesini istemiştir. Bu mektupta da Gandalf ayrılmak için Bilbo’nun doğum gününü beklememesi gerektiğini (23 Eylül), en geç temmuz sonunda Shire’den ayrılması gerektiğini ve Ayrık Vadi’ye gitmesi gerektiğini söyler Frodo’ya. Ve Yolgezer’le karşılaşırsa ona güvenebileceğini iletir. Ancak Kaymakpürüzü (aslında çok akıllı ve güvenilir biridir ancak hafızası zayıftır) işlerinin yoğunluğundan dolayı bunu unutur. Bu haberden çook geç haberi olan Frodo ise doğal olarak paniğe kapılır ve Yolgezer’e güvenerek onlara rehberlik etmesini kabul eder. Filmde bu ayrıntılar yoktur. •Yolgezer (Aragorn diyelim artık) kitapta Narsil’i yanında taşımaktadır. ve Sıçrayan Midilli’de hobbitlere gösterir. Filmde ise Narsil’i Ayrıkvadi’de görüyoruz ilk kez. Hatta kılıç Elrond tarafından Aragorn’a 3. filmde yeniden dövülüp teslim edilmektedir. Ancak kitapta ise henüz maceranın başında Ayrık Vadi’deki konsey sonrası kılıç yeniden dövülerek Aragorn’a verilir. Kitapta Sıçrayan Midilli’den kaçmadan önce hobbitlerin tüm midillileri handan çalınır. Bunun üzerine Sam’in iki gözünün çiçeği olan midillisi Bill de Bill Eyrelti adlı hobbitten satın alınır. Filmde bu ayrıntı yoktur. Ancak hem kitapta hem filmde Sam Bill’e gönülden bağlanır (hatta kitapta Moria’da Bill’den ayrılmak zorunda kaldıklarında Sam çok fazla gözyaşı döker) •Kitapta, Fırtınabaşı’na gittiklerinde Kara Süvariler hobbitlerin yaktığı ateşi görüp de onları fark etmez. Aslında Aragorn onlara kuytuda bir köşede bilerek ateş yaktırır, çünkü Kara Süvarilerin ateşten hiç hoşlanmadıklarını, hatta korktuklarını bilir. Filmde ise sanki Sam, Merry ve Pippin ateş yaktıkları için süvariler onları görmüş gibi gösterilmiştir. •Kitapta Frodo Fırtınabaşı’na gitmeden önce uzaktan oradan şimşek çakması gibi ışık patlamaları görmüştür. Ve oraya gittiklerinde de Gandalf’ın orada olduğunu ve Kara Süvarilerle çarpışmasından dolayı bu ışıkların çaktığını tahmin ederler. Çünkü Gandalf oraya parola gibi bir işaret bırakmıştır. Sonra Ayrıkvadi’deki divanda gerçekten de öyle olduğunu anlarlar. Ancak filmde bu ayrıntılara yer verilmemiştir. •Aslında kitapta Gandalf, Frodo Shire’dan ayrıldıktan bir gün sonra oraya ulaşır. Onların ayrıldığını duyunca o da Ayrıkvadi’ye doğru yola koyulur. Atı o kadar hızlıdır ki -Gölgeyele- Frodo’lar yaşlı ormanda oyalanırken Gandalf Frodo’ların 3 gün önüne geçer. (Gandalf Fırtınatepesi’ne böyle gider) •Fırtınabaşı’ndaki karşılaşmada kitapta Aragorn ateşi alıp da kara süvarileri def etmez. Kitapta öyle bir bölüm yoktur. Frodo yüzüğü parmağına geçirip Elbereth diye bağırarak kılıcını Kara Süverilerin liderinin ayağına saplar. Sonrasında süvari de aslında kalbine saplamak isterken acıdan ötürü biraz kendini kaybeder ve kılıcını Frodo’nun sol omzuna saplar. O sırada kılıcın küçük bir kıymığı Frodo’nun içinde kalarak onu zehirlemeye başlar. Frodo bu arbededen uyandığında süvarilerin gitmiş olduğunu görür. Filmde Frodu’nun Fırtınabaşı’nda aldığı yaradan anında etkilendiğini görüyoruz. Kısa bir süre içinde kendinden geçiyor ve ağzı yüzü kayıyor. Sanki yarayı aldıktan sonra 1–2 gün içinde Ayrıkvadi’ye Frodo’yu yetiştiriyorlarmış gibi görünüyor. Ancak kitapta Frodo kılıç darbesinden yavaş yavaş etkileniyor, günler ilerledikçe kötüleşiyor, görüşü bulanıklaşıyor. Ve bu olaydan sonra Ayrıkvadi’ye varması da 17 gün sürüyor. •Hobbit kitabında Gandalf’ın taşlaştırdığı 3 troll’e filmde şöyle bir yer veriliyor, sadece görüntü olarak. Hobbit’i okumayanlar bu trolleri filmde fark etmemişlerdir bile (ben etmemiştim şahsen). Oysa ki kitapta ekip bu troll’lerin Bilbo’nun anlattığı hikayelerdeki troller olduğunu anlıyorlar. Hobbit kitabına tatlı bir gönderme :) Ve kitapla film arasındaki en bilinen değişiklerden biri daha.. Filmde Frodo’yu yaralı haldeyken bulup onu alan ve Kara Süvarilerden kaçırarak, Ayrıkvadi geçidindeki nehri taşıran kişinin Arwen olduğunu görüyoruz. Oysa ki kitapta bu olay çok farklı gelişiyor. Elrond geçidi kontrol etmesi ve ekibi bulması için güçlü bir elf beyi olan ve prensler yetiştiren soydan gelen Glorfindel’i gönderiyor. Glorfindel ve bizim ekip geçitte karşılaşıyorlar. Glorfindel artık durumu iyice ciddileşmiş olan Frodo’yu görünce son derece hızlı olan kendi atını Frodo’ya veriyor ve Ayrıkvadi’ye sürmesini söylüyor. Bu sırada tabi ki nehirde Yüzüktayflarıyla karşılaşıyorlar. Süvariler nehre adım attıktan sonra Elrond’un daha önceden hazırlamış olduğu büyü ile nehir taşıyor. Hatta nehrin at şeklinde taşkın vermesinde Gandalf’ın parmağı var, o da görsel olarak küçük bir katkıda bulunuyor. Yani aslında kitapta bu kısımlarda Arwen’in adı bile geçmiyor. •Arwen genel olarak kitaplarda çok geçmiyor. İlk kitapta çok kısa görüyoruz. Sonrasında da 3. kitapta Aragorn’la evlendiklerinde görüyoruz. Onun dışında Arwen ile Aragorn arasında filmde anlatıldığı şekilde love story’lik olaylar gelişmiyor. PJ filme bir aşk öyküsü katmak istemiş. •Filmde Ayrıkvadi ve buradaki divan çok kısa anlatılmış. Aslında kitapta bu divan çok önemli. Herkes kendi gözünden yüzük ile olan hikayesini anlatıyor, yüzüğün geçmişi ortaya yatırılıyor. Ve sonrasında da yüzüğü ne yapacaklarına dair karar vermeye çalışıyorlar. Bu öyle 1 saatlik bir divan değil yani. Oldukça önemli bilgiler verilen bir toplantı. •Kitapta okuduğumuz kadarıyla Ayrıkvadi’de Bilbo yüzükten ayrıldığı için çökmemiş, en azından fiziksel olarak. Filmde Bilbo’nun birden yaşlandığını ve gerçek yaşını göstermeye başladığını görüyoruz. Ancak kitapta bunu gösterecek herhangi bir ibare yok. Bilbo, bildiğimiz Bilbo gibi. •Filmde divanda Gloin’i göremiyoruz. Kitapta ise Gloin var ve Frodo Gloin’in adını duyunca “yoksa sen Bilbo’nun beraber maceraya çıktığı 12 cüceden biri olan Gloin misin?” diyerek onu tanır ve uzunca bir sohbet ederler. Hatta divanda Gloin karanlıklar efendisinin bir ulak aracılığı ile kendilerine ulaştığını ve yüzüğü bulmaya yardım etmek konusunda kendilerini tehdit ettiğini söyler. Elrond’un yanına da ondan akıl almak için gelmiştir zaten. Divanda şu önemli bilgiyi öğreniyoruz: Yüzüğün Sauron’dan alındığı muhaberede Gil-Galad (elf kralı) muharebe sırasında ölüyor. Elendil düşüyor ve kılıcı Narsil de onun altında kalarak kırılıyor. Bu sırada Sauron da düşüyor ve fırsattan istifade İsildur da kırık kılıçla Sauron’dan yüzüğü parmağını keserek alıyor. Bu durum filmde daha epik anlatılmış, sanki Sauron İsildur’a saldırırken İsildur yüzüğü ondan kesip almış gibi. •Filmde İsildur yüzüğü aldıktan sonra Elrond’un onu Hüküm Dağı’na götürdüğünü ve yüzüğü yok etmesi için onu ikna etmeye çalıştığını görüyoruz. İsildur tam yüzüğü atacakken son saniyede vazgeçmiş gibi aktarılıyor. Oysa ki kitapta böyle bir şeyden bahsedilmiyor. Elrond Cirdan ile İsildur’la konuşur ve yüzüğü yok etmesi için ona nasihat verir. İsildur ise yüzüğü babası ile kardeşinin kan parası olarak aldığını bildirir. Yani adamı Hüküm Dağı’nda götürüp yüzüğü ateşe atması için baskılamaz. Kitapta Gandalf’ın Saruman’dan -Orthanc’tan- kaçışının ana hikayesi şu şekilde: Saruman Boz Radagast aracılığı ile Gandalf’ı yanına çağırtır. Gandalf yanından ayrılmadan önce Radagast’a hayvanları aracılığı ile etrafı araştırmasını ve kötü güçle ilgili bir haber çıkarsa kendisine haber verilmesini ister. Sonrasında Saruman’ın yanına gider. Saruman orada kendisine yüzüğü ele geçirmesine yardım edip orta dünyada bir hakimiyet kurmayı teklif eder. Ancak Gandalf reddedince de onu kulenin en üstüne kitler. Burada Radagast’ın isteği üzerinde topladığı haberleri Gandalf’a getiren bir kartal Gandalf’ı Orthanc’ın tepesinden alır ve Rohan’a kadar götürür. Yani filmdeki Saruman vs Gandalf dövüşü yok, bir kelebek aracılığıyla kartal çağıran Gandalf da yok. •Divanda yüzüğe ne yapılacağı ile ilgili uzun bir tartışmaya girerler. Gimli’nin baltasını kaldırıp yüzüğü yok etmeye yönelik bir davranışı kitapta olmamıştır. Yüzüğü saklama konusunda Tom Bombadil de bir seçenek olarak konuşulur ama Tom Bombadil’in yüzüğü saklama ya da kullanmayı umursamayacağı, muhtemelen bir süre sonra yüzüğü unutacağı için yüzüğü Bombadil’e vermenin aslında daha büyük bir risk doğuracağı konuşulur. Bu yüzden bunun mantıklı bir seçenek olmadığına karar verilir. •Kitapta Divan esnasında bu konuşmalar yaşanırken Bilbo sonunda sinirlenerek “Tamam yüzüğü ben götüreceğim. Bu işi benim başlattığımı ve benim tamamlamam gerektiğini düşünüyorsunuz!” diyerek çıkışır. Bilbo’nun bu cesur çıkışı herkesi şaşırtır. Filmde ise Bilbo divanda bile yoktur. Kitapta Bilbo’nun çıkışından sonra Frodo yüzük taşıyıcısı olarak sorumluluğu üstlenir ve yüzüğü ben götürürüm der korka korka. •Kitapta, yüzük kardeşliği oluşturulurken filmde olduğu gibi “and my bow, and my axeeee” şeklinde diyaloglar görmüyoruz. Frodo’nun yanında ulakların gitmesi gerektiğine karar verilir. Ancak öncelik olarak Kara Süvarilerin son durumunun öğrenilmesi için çevreye keşif kolları gönderilir. Bu kuvvetlerin içinde Legolas ile Aragorn da vardır. Süvariler hakkında kesin bilgiler elde edilmeden yola çıkılmayacağına karar verilir. Yaklaşık 2 ay süren bu keşiften sonra kardeşlik kurulur (9 yüzük tayfına karşılık 9 piyade olmalı der Elrond) Yani divan sonrası ekip hemencecik yola çıkmaz. •Yüzük kardeşliği ile ilgili kitapta şöyle bir ayrıntı var ve bu aslında çok çok önemli: Kitapta denir ki yüzük taşıyıcısı dışındaki kimsenin bir mesuliyeti yoktur. Yüzüğün yok edilmesi için kimse onları sorumlu tutmaz. Bu kişiler hür refakatçilerdir, istedikleri anda kardeşlikten ayrılabilir, geri dönebilir, yolda oyalanabilirler. Oysa ki filmde sanki kardeşlik en sonuna kadar beraber gitmeli, yüzük yok edilene kadar Frodo’ya yardım etmeliler gibi bir algı yaratılıyor bizde. Hatta kitapta Aragorn bile taa en başından Boromir ile Minas Tirith’e gitmeye ve kılıcı ile savaşmaya gönlü olduğunu, Gondor’a kadar gidilecek yüzlerce millik ortak bir yol olduğu için kardeşlikle beraber gidebileceklerini söyler. Sonradan kafası karışsa ve Frodo ile gitmenin mi yoksa Gondor’a savaşa gitmesinin mi daha doğru olacağı konusunda son ana kadar karar verememiştir. •Filmde Caradhras’taki zorlu koşullar sonrasında Moria’ya gitmek zorunda olmalarından dolayı Gandalf aşırı tedirgin olur ve Moria yolunu hiç mi hiç düşünmek istemez. Caradhras geçidinden geçmeye o ısrar eder. Kitapta ise Moria’dan asıl rahatsız olan kişi Aragorn’dur. Orada uyanan kötülükle ilgili endişeleri vardır ve asıl endişelendiği kişi de Gandalf’tır. Moria’ya gitmek istemeyen, burayı hep en son seçenek olarak düşünen kişi de Aragorn’dur. Caradhras’taki çetin kış koşulları filmde Saruman tarafından oluşturulmuş gibi gösterilir. Kitapta ise böyle bir durum yoktur. •Caradhras’ı aniden kar fırtınası basmasının, kafalarından taşlar yağmasının sebebinin kötücül bir kuvvetle ilgili olduğunu anlarlar ancak bunun Saruman’la ilgili olduğuna ya da Saruman’ın onların nerede olduğunu bildiğine dair bir ibare yoktur. Yol boyunca gönderilen kuş/karga sürüleri de yine kötü gücün haber toplayıcılarıdır, direkt Saruman’la bir anılmazlar. •Kitapta Moria’ya girmeden önce kardeşlik birkaç kez kurt ve warg sürüsüyle kapışmak zorunda kalır. Filmde bu maceraları görmüyoruz. •Filmde Moria kapılarının önünde göle taş atıp göldeki uğursuzluğu uyandıranlar Merry ve Pippin olarak gösterilir. Zavallıcıkların aslında kitapta bu olayla alakaları bile yoktur. Kurtlara sinirlenen Boromir taşı suya atar ve gölü rahatsız etmemesi gerektiği ile onu uyaran kişi de Frodo olur. •Filmde yine Moria’da Pippin’i yaktıkları sahnelerden biri.. Pippin filmde Moria odalarından birindeki dipsiz kuyuyu incelerken yanlışlıkla kuyunun kenarında bulunan iskeleti kuyuya düşürür ve bundan dolayı çıkan sesten orklar ve Troller basar odayı. Kitapta ise Pippin sırf merakından dolayı (evet burada hatalı) kuyuya bir taş atar ve taşın ne kadar sürede yere düşeceğini hesaplamaya çalışır. Taş yere düştükten sonra da madenlerde tap- tap, dum-dum şeklinde sesler gelmeye başlar. Evet filmde tüm suçu Pippin’e yıktık ama Gandalf kitapta şöyle der; bunların Peregrin’in sersem taşıyla ilgili bir ilgisi olmayabilir. Fakat büyük bir ihtimalle uyanmaması gereken bir şey uyandı. Yani suç sadece Pippin’in attığı taş değil. Oraya girdikleri zaten fark ediliyor. •Filmde Balin’in mezarının bulunduğu odada kardeşliğe ork sürüsü ve 2 troll saldırır. Oysa kitapta bu odada trollerle kardeşliğin birebir teması bulunmamaktadır. Frodo’yu mızrakla yaralayan da bir ork reisidir. •Frodo’nun mızraktan hiç etkilenmemesinin sebebi olan Mithril zırhını filmde Frodo böğrüne mızrağı yedikten hemen sonra tüm kardeşlik görüyor. Kitapta ise Frodo o an bunu saklamayı tercih ediyor. Üzerinde tüm Shire’ı satın alabilecek değerde, krallara layık bir zırhın olduğunu kimseye söylemek istemiyor (bunu sonradan görüyorlar). •Filmdeki Lothlorien sahneleri oldukça kısadır. Oysa kitapta kardeşlik Lothlorien’de onlara 4–5 gün gelen, ancak gerçekte 1 ay olan bir süre boyunca Lorien’de kalmışlardır. Orada vaktin nasıl geçtiğini anlayamazlar. •Filmde Lorien’deki Galadriel’in aynası sahnesinde Galadriel aynanın olmuş, olan ve olabilecek şeyleri gösterebileceğini söyler. Kitapta Galadriel’in aynı zamanda aynaya müdahale etme gücü olduğunu da görüyoruz. “Aynanın bir çok şeyi meydana çıkarmasını sağlayabilirim bir buyruğumla ya da görmek istediğiniz şeyleri de gösterebilirim der” önce. Sonrasında “işi aynaya bırakırsak da aynanın ne göstereceği belli olmaz, olmuş, olan ya da olabilecek şeyleri gösterebilir” şeklinde devam eder. Kitapta bu ayna sahnesinde Frodo yalnız değildir. Sam ve Frodo’yu birlikte çağırır Galadriel ve onları aynaya götürür. Aynaya önce Sam bakar ve Hobbitköy’de bazı şeytanlıklar döndüğüne dair görüntüler görür. Sonrasında Frodo bakar ve önce beyaz elbiseler içinde bir büyücü görür. Bunu Saruman olarak yorumlar ancak o kişi Ak Gandalf’tır. Sonrasında da Göz şeklinde karanlıklar efendisini görür. Filmde ise Frodo yalnızdır ve Sam’in gördüklerini de o görür. •Kitapta ayna karşısında Galadriel’le konuşurken Frodo Galadriel’in parmağındaki yüzüğün Nenya, yani elflere yapılan 3 yüzükten biri olduğunu, Galadriel’in de onun muhafızı olduğunu öğrenir. Filmde böyle bir ayrıntı yok. •Kitapta Lorien Gimli ve Legolas’ın sıkı dost ve kanka olmaya başladığı yerdir :) •Kitapta Amon Hen’e geldiklerinde (Frodo’nun gruptan ayrıldığı yer) kardeşlik hala hangi yöne gidecekleri konusunda kararsızdır. Frodo eğer Mordor’a gitmek isterse onu yalnız bırakmak istememektedirler ancak gönüllerinden Minas Tirith’e gidip orada bir süre dinlenmek ve saklanmak geçmektedir. Mordor’a gitmeyi çok tehlikeli ve intihar gibi bulmaktadırlar. Ama eğer Frodo Mordor’u seçerse de onu takip edeceğini belirtirler (Boromir hariç, onun en başından beri Gondor’a gideceğini biliyoruz). Frodo karar vermek için yalnız kalmak ister ve Boromir’in onu orada yüzük hakkında sıkıştırması ve yüzüğü “ödünç” istemesi üzerine yüzüğü takar ve görünmez olarak yanından uzaklaşır. sonrasında kendi başına Mordor’a gitmeye karar verir. Aslında Mordor’a tek başına gitmesi gerektiğini zaten bilmektedir ancak çok korktuğu için bu kararı almayı son ana bırakmıştır.. •Filmde Boromir’in ölümünü ilk filmin sonunda olduğunu görüyoruz. Oysa ilk kitabın sonunda Boromir henüz ölmemiştir. Sonuç Bu yazdıklarım aslında aradaki farkların bir kısmı. Önemli olanlardan belki atladığım vardır, fark ettikçe buraya ekleme yaparım. Ama kalanların büyük kısmı çok çok önemli olmayan değişiklikler bence. Ve aslında tüm bunlara rağmen PJ’in çok büyük oranda kitaba sadık kaldığını görüyoruz. Karakterler arası diyaloglar bile büyük oranda kitaptakinin aynısı olacak şekilde filme aktarılmış. Bunun yanında sadece ilk kitabın yaklaşık 500 sayfa olduğunu ve neredeyse her sayfasının dolu dolu geçtiğini düşünürsek bence Peter Jackson neredeyse mükemmel bir iş çıkarmış. Not: Burada filmle ilgili yazdıklarımın bir kısmı extended versiyonunda olabilir. Ben açıkçası genelde extended izlediğim için hangi sahne normal edition’da, hangisi extended edition’da ezbere bilmiyorum :) Extended izlemediyseniz bilginiz olsun.. Gelelim Kitap İncelememize Hayatımın filmi dediğim Yüzüklerin Efendisi serisinin kitaplarını okumayı hep erteledim.Çünkü bu film serisini çok seviyorum sürekli izliyorum filmin sadece müzikleri bile beni benden alıyor. Kitaplarını okursam filmi eskisi gibi sevmem diye düşündüm hep. Ama bu yıl okumaya karar verdim. İyi ki okumuşum. Kitapların tadı başka filmin tadı başkaydı.
J. R. R. Tolkien
J. R. R. Tolkien
normal bir insan değil bu kadar ayrıntılı düşünmek yazmak insan işi değil. Kitaplar bütün seri için söylüyorum su gibi akıyor. Filmlerde Peter Jackson konuya çok farklı açıdan bakmış çekmiş yazmış. Bu yüzden filmleri hala çok seviyorum. Kitaplara da bayıldım. Tüzük Kardeşliği ni okuduktan sonra tekrar 1.bölümünü izledim. Frodo, Gandalf, Aragorn, Sam ve diğerleri ile maceramız başlıyor. Dünya Edebiyat Tarihinin en çok okunan kitaplarından (üçleme demek daha doğru olacak) Yüzüklerin Efendisi bu ilk kitabıyla başlayan bir heyecan fırtınası içerisine çekecek sizi. Büyüleneceksiniz. Öylesine büyüleneceksiniz ki siz de kahramanlarımız ile orta dünya da yolculuk edeceksiniz ve onların hikayesi son bulduğu zaman bittiği için hiç bir kitapta yaşamadığınız gibi üzülecek hiç istemediğiniz kadar bitmemesini isteyeceksiniz. İşte Kısaca siz de Yüzüklerin Efendisi Üçlemesinin bırakacağı etki. Bu kitap her üçlemede gördüğümüz gibi giriş kitabı olma özelliği taşıyor hem de her ne kadar Tolkien bizleri ilk kelimeden başlayarak olayarın heyecanına katıyor olsa da... Bence her insanın okuması gereken bir eser. Yüzüklerin Efendisi her şeyiyle bir efsane.
Yüzüklerin Efendisi - Yüzük Kardeşliği
Yüzüklerin Efendisi - Yüzük KardeşliğiJ. R. R. Tolkien · Metis Yayıncılık · 202318.8k okunma
·
289 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.