Gönderi

Ağındaki örümceğin düşlediği düşler Bir olur da batar bataklığa, sakladığın haince işler Sökülerek gelir, çıplanmış arzunun hırçın darbeleri Dişlerini, kemiklerini, kıkırdaklarını engebesiyle sarsan; Yıllarımızı eskittiğimiz evlerin molozlara, toz taneciklerine dönüşmesiyle gelen. Ve insanlığın uyanmasını belki, bir adım dahi olsa; molotofların Acılı rüyalarında, sesi boğucu girdapların kakofonisinde Dağılırken, acı, kan, gözyaşı Silah, mermi ve kurşunlarıyla inen... Sahtekar konukların, beraberinde güttüğü, hiçe sayılacak Yaşanmışlıklardan bahsedilemeyecek kadar Nefret ve öfkeyi bünyesinde barındıran Ahmak ıslatan o yağmurların Çıplak güneşlerin, gölgeleyeceği Ve umarsızlık buudunda sınır tanımaz o hain yüzlerin Dirençsiz, sevimsiz insanlığını tarayarak hatta biçecek inleten... Yolunu yurdunu, sarmalayacak ve Çelik yumaklarıyla balkonlardan alkışlayan Kır saçlı, aydın görünümlü içi kokuşmuş o Tereddüt etmeksizin hainliğini haykıran insanların Derilerinde çıkacak kargaşa ile Doğacak çocuklar sevilmeyecek, gözünde; Gözümdedir sevilecek çocuklar, hiçbirinizin değil İnsanlığın özünü anlamışlar onlar. Dikilecek kan doğuran hançerleriyle özü, sözü bir insanlık Ve anlaşılacak, silahlanmayı terörizm zanneden o ukala İş bilmez, o kör olmuş akıl O gün mezarıma gel, çarpan soğuklarıyla bezen Ve tereddüt etmeksizin, iç yağmurların temizleyici berraklığını Ben ki, bir gerçekliği savunmuşum hayatım boyunca Ve ölümümle bunu yaşatmışım!
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.