Gönderi

400 syf.
·
Not rated
Cemil Bey biraz maksadını aşmış sanki….
Yaşar Nuri Öztürk Ekolünden “gerçek islam bu değil” temalı dini bir kitap beklerken oldukça siyasi bir kitapla karşılaştım. Kitap İslamı toplumsal bir hareket olarak görüp, tevhit inancının özünde devrimci bir ruh taşıdığını söylüyor. Yazarın Sosyal adalet ve kamu mülkiyetini savunurken hep sağın tekelindeymiş gibi gösterilen islamiyete sol açıdan bakması hoşuma gitti. Burada kocaman bir ANCAK açıyorum… Aşkın değil içkin Allah inancı; tanrıyı doğa ve evrende aramak gerektiği, vahiy bilgisinin genlerde taşınması, meleklerin simgesel olması, melek denilen şeyin aslında doğa güçleri ve tabiat kuvvetleri olması, kamunun (tövbe hasa) Allah olarak atfedilmesi, cennet ve cehennemin yine simgesel olması ve bu dünyada olması, ahiretin öldükten sonra toprağa karışarak başka bir canlıya hayat vermek olarak anlatılması ve benzeri bir sürü anlatım ve sav beni rahatsız etti. Cemil Bey laik ve yenilikçi olacağım derken biraz abartmış sanki. Cemil Bey’in bazı abartılı görüşlerine katılmasam da aşağıdaki konularda kesinlikle bakış açınızı genişletecek bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Çocukluğumuzda Laiklik “din ve devlet işlerinin ayrılmasıdır” diye yalandan bir sözle geçiştirildik. Oysa devletin olduğu yerde din, dinin olduğu yerde devlet vardır. Çünkü devlet vergi toplar, devlet güç ve iktidar demektir. Toplanan vergiyi, bu gücü ve iktidarı insanların refahı, eşitliği için kullanmaksa dinin gerekliliğidir. Bizzat peygamber efendimizin hayatı savaşlar, fetihler, güç ve iktidar mücadelesi ile geçmiştir. Peygamberimizden sonra yönetime gelen dört halifenin üçü, öldürülerek şehit edilmiştir. Yani öyle, islamiyet anlatıldı, çok mantıklı geldi herkes inandı, islamiyet yayıldı gibi bir durum söz konusu olmayıp, islamiyetin yayılması fetihler ve devletlerin hükümleri ile gerçekleşmiştir. Maalesef günümüzde iktidar sahipleri, dinin gerekliliği olan sosyal adaleti sağlamak yerine, dinin getirdiği ekstra gücün peşinde. Bize islamiyet yıllarca bireysel ve cemaat halinde uyulması gereken kurallar ve ibadetler silsilesi, Kur’an-ı Kerim ise müzikal haz objesi ve tılsımlı sözler vesikası gibi öğretildi. Bu öğretiler islamiyeti asıl yaşatması ve yaşaması gereken hükümetlerin işine geldi. Cemil Bey’in cümleleri ile bitireyim. İslam yardım edilmesi gereken yoksulların ve onlara yardım ederek vicdan rahatlatan varsıl egemenlerin dini değildir. İslam yoksulluğu yok etmeyi sosyal adaleti hâkim kılmayı, özgürlüğü ve dayanışmayı yaygınlaştırmayı sömürüyü silip atmayı amaçlayan bir dindir.
İslam Bu
İslam BuMustafa Cemil Kılıç · Kırmızı Kedi Yayınları · 201877 okunma
33 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.