"Hayatınızın bazı anlarında o kadar mutlu olursunuz ki bulutların üzerinde hissedersiniz kendinizi. O bulutların üzerinden tepetaklak, düşmek üzere olduğunuzu fark etmezsiniz bile. Mutluluktan gözünüz hiçbir şeyi görmez. Oysa küçükken anneniz uyarmıştır mutlaka, çok güldün bak ağlayacaksın, diye." Koğuş arkadaşı Hasan'a hayat hikayesini anlatan Selimin yaşadıkları her ne kadar kurgu olsa da hayatın içinden bizden birer parça. Hayatı zehir eden bir baba, çaresizlik, mutsuzluk, sürekli batan, battıkça çıkamayan o çamurdan. İbretlik ders alınacak bir hikâye. Bir tarikat üyesinin oğludur Selim. Kan davası yüzünden Erzurum'dan Eskişehir'e göç etmek zorunda kalan bir aile. Beş çocuklu bir ailenin tek erkek çocuğudur Selim. Babadan sürekli bir şiddet, din baskısı. Ve bu baskılardan sonra din'e düşman olmuş, âdeta dinden uzaklaşmış. Baba bir erkek evladı için çok önemli bir faktördür. Bir rol modeldir. Ama Selim'in babası onun hayatının geri kalan kısmının kabusu olur. Babasının öfke nöbetlerinde yaşadıklarını ve ailesine yaşattıklarını ömür boyunca çıkaramaz hafızasından. Her an, her dakika o öfke, kabus yanında,yanıbaşında hatta rüyalarındadır. Korku içinde büyüyen beş çocuk.. Anneleri onların koruyucu melekleri lakin bu öfkenin en büyük kurbanı da anne olur. Üniversiteyi kazanır hem de İstanbul'u. Fakat babası Selim'i yalnız göndermez. Başı boş kalıp serserilik yapmasın diye evlendirir Selim'i. Ne çocukluğunu yaşatır ne de gençliğini. Perihan daha 17sinde onayı bile alınmaz evlenir Selimle. Tanımadığı biriyle, bilmediği bir şehirde her seferinde kocasına var gücüyle destek olur, evin tüm yükünü omuzlar. İki kız çocukları olur. Selim zamanla maddi durumunu da düzeltir ama gözü hep dışarda hep bir arayışta hep bir boşluktadır. Annesinin ölümünden sürekli kendini sorumlu tutan Gizem. Baba sevgisi görmemiş. Anneanne himayesinde yetişen. Bir tarafı hep yoksun kalmış sevgiden. 20li yaşlarda üniversite öğrencisi. Selim'in zehirli sarmaşık aşkı olacaktır. Her defasında birbirinden kopamayan, bırakamayan ve zamanla da takıntı haline gelecek bir ilişkide bulurlar kendilerini. Bir umut, yeni bir hayat, yaşayamadığı gençliğini yaşamak için çıkıyor yola Gizemle. Tutunuyor Gizeme. Onun gençliğinden, enerjisinden ilham alarak. İçindeki canavar engel oluyor sürekli bir çıkışta bir yol ayrımında buluyor Selim kendini. Her ikiside ruhlarına şifa olmayı umarken ölümcül tedavisi olmayan bir hastalığa sürükleniyor. Selim çocukluk travmlarını Gizem'in yaralarını sararak atlatacağını sanırken çıkması imkansız bir girdapta buluyor kendini. İçsesinde sürekli susmayan bir şeytan. Yüzünde cehennem. Gecmişinde yaralı bir adam onun uç noktalarında gelgitli zehirli bir aşk.Ne yapsa ne etse geçmişinden gelen boynuna dolanan bir kurgan bir türlü kurtulamadığı. Yaralar benzer Ruhları acı ile kıvranıyor Cehennem tanıdık ve şeytan her zamanki gibi iş başında... İnsan yaşamı boyunca yokluğunu duyduğu şeyleri yaşamak için sınanır âdeta. Çocukluk dönemi travmaları, bastırılmış duygular, insan hayatını geleceğini nasılda şekillendiriyor. Sevgi ile kuşatılan her ortam sevgi ile yeşerir büyür. Korku, nefret, şiddetin bulunduğu ortam ise hayatı zindan eder kapanmayan yaralar açar izler bırakır ömür boyu. İnsanın karakterini gideceği yolu bu yolda karşısına çıkan insanlara karşı tavır ve tutumlarda aile faktörü çok önemli. Bazen sevdiğimiz birine cehennemi yaşatırız. Eksiktir bir yanımız ve o eksikliğin ne olduğunu hiçbir zaman bulamayacağız. Zehirli otlar, engeller, çakıllar, taşlar olacaktır mutlaka hayat serüvenimizde . Zamanında bunlardan doğru bir şekilde kurtulup hayatın sürprizlerini kaçırmamalıyız. Zaman telafisi olmayan tek kavram. Kitapla kalın.

Uzun Zaman ÖnceZekeriya Çetin · İnkılap Kitabevi · 2023100 okunma

·

50 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

İLKNUR