Gönderi

Aynı cevabı veriyorum, hiçbir dile çevrilemeyecek o cevabı. Düşümle karşılaşmaya gitmem gerekiyordu. Aynı hayal kırıklığı. . İnsanların, kayalara yapışan istiridyeler gibi, başkalarının acılarına yapışmak gibi tuhaf bir saplantıları var. Başıma gelen şey onları kendileriyle yüzleştiriyor sanki. . Çoğunlukla çığlık atmak istiyorum, köpürüyorum. Yirmi dokuz yaşında bir anda şekli şemali bozulan bir kadının inzivaya, sakinliğe, sessizliğe ihtiyacı olduğu anlaşılmıyor mu? . Terk edilmiş küçük bir kız çocuğu gibi ağlıyorum, kaçınılamamış her şey için ağlıyorum, ayıma ağlıyorum, kaybolan yüzüme ağlıyorum, önceki varoluşuma ağlıyorum, kuşkusuz o da kayıp çünkü, bir daha asla eskisi gibi olmayacak her şey için ağlıyorum. . Üzgünüm diyorum, ona söyleyebildiğim tek şey bu. Hiçbir gerekçe göstermiyorum, elle tutulur bir şey gelmiyor aklıma, kararımın akla yatkın bir tarafı yok. Köprüleri atıyorum sadece. Sadece onunla değil, tüm arkadaşlarımla. Telefona bakmıyorum artık. . Bundan sonrasının ne olacağını merak ediyorum. Dört ay. Ve pusudaki orman. Yaşanan şeyin güzelliği, başıma gelen şeyin güzelliği, artık hiçbir şey bilmediğim halde her şeyi bilmem. Toprakta seken kuşların ayaklarını hissedebilecek miyim? Uzakta kanatlarının hışırtısını, nefeslerinin dokusunu? . Bir yetişkinin, hayatı boyunca çaresizce aradığı bir şeye, bir sığınağa sahiptir çocuk. Bazen insanın etrafında yeniden inşa edebilmesi gereken, besinlerin gün boyu akmaya devam ettiği ana rahminin duvarlarıdır bu. . Yerimi kaybettim, ikisi arasında bir yer arıyorum şimdi. Kendimi yeniden inşa edeceğim bir yer. Bu inziva, ruhumun tekrar dirilmesine yardımcı olmalı. Çünkü bu iki dünya arasındaki köprüleri ve kapıları yeniden inşa etmek gerekecek; çünkü vazgeçmek asla iç dünyama ait sözdağarcığının bir parçası olmayacak. . Görünüşte her şey yolunda. Oysa beni huzursuz eden, içimi kemiren, zihnimi yakan bir şey mevcut, sonum yakınmış gibi bir his, belki de bir döngünün kapandığı hissi. . Alışılagelmiş biçimlerim dağılıyor. Kalemim tıkanmış durumda, söylenebilecek ilgi çekici bir şey, buna değecek herhangi bir şey yok. Sözcüklere rağmen, dikeyliğe rağmen, doruklara, onların beklentilerine, umursamazlıklarına rağmen içimdeki sevgi ufalanmaya son veriyor. Gereksiz zihinsel kıvrımlarda kendimi tüketiyorum. . Benim sorunum, sorunumun yalnızca bana ait olmaması. Bedenimde vuku bulan melankolinin kaynağının bu dünya oluşu. . Hepimizin içinde kaynayan bir öfke var. Durmadan hayatlarımızın kırılgan birliğini parçalamak isteyen yarım-beden, yarım-ruh. . Hiçbir şey söylemiyorum, yüreğim sızlıyor. Kurtuluşum burada işte. Yaşamın umudu belirsizlikte gizli.
·
69 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.