Gönderi

Nuh'un Defteri
Annem bana eski dünyadan bahsetti. Selden önceki... Başka türlü bir dünyaymış. Kirli... Saçımı örer, babam ve aşağıdaki dünyalardaki şeytanlar hakkında acıklı hikayeler anlatırdı. "Her şey affedilir ama asla unutulmaz." dedi annem. Gözlerindeki karanlık normalden daha büyüktü. Kelimeleri, dalgalar gibi aktı. Her şey, o anki haliyle iyiydi. Her şey kendi yerini kaplardı. Şimdi, burada olduğu gibi, geçmişte de. Böyle konuştuğunda ona bir hal olurdu. Örgülerimi sertçe çekerdi. İçinde, derinde olan bir şey için beni cezalandırır gibi. Onu merkezinden çeken bir şey, doyurulamayan bir açlık gibi. Dünden, gözlerinin önünde yaşanıyor gibi bahsederdi. Bugün sadece bir perdeymiş, onun için gerçek olanı örtüyormuş gibi. Eski dünya, bir hayalet gibi ona musallat oldu. Ona bir rüyada, yeni dünyayı yavaş yavaş nasıl yaratacağını söyledi. Hiçbir şeyin değişmediğini böylece anladım. Her şey eskisi gibi kalırdı. Tekerlek, bir çember içinde döndükçe dönerdi. Bir yazgı diğerine bağlıydı. Bir ip, kan gibi kırmızı, bütün amellerimizi birbirine bağlayan... Bu düğüm açılamaz. Ama kesilebilir. O, bizimkini kesti. En keskin bıçakla... Yine de kesilmeyen bir şey kaldı geriye. Görünmez bir bağ. Çoğu gece çekiştirir bu bağı. Sonra hiçbir şeyin bitmeyeceğini bilerek sıçrayarak uyanırım. Her şeyin baki kalacağını.
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.