Gönderi

Ahmet Rıza Batı'nın felsefi ve bilimsel başarılarına büyük hayranlık duyuyordu ama bu başarıları (ona göre) baltalayan ahlaksızlıklara kapılmasını eleştiriyordu: Bazı Avrupa ülkelerinin 19. yüzyıl boyunca uyguladığı ve sayısız askerî müdahaleye yol açan, saldırgan ve sömürgeci dış politikalara kızıyordu. Ahmet Rıza'ya göre Batı, başka insanlara ve başka kültürlere ahlakdışı davranarak fiilen uygarlığın gelişimini engelliyordu: Evet, vatanımı seviyorum ama aynı aşkla insanlığı ve hakikati de seviyorum. Avrupa'nın vahşi siyaseti beni nasıl isyan ettiriyorsa aynı şekilde entelektüel ileriliği, ilmi buluşları, birçok sahayı kaplayan teknik uygulamaları da hayranlığımı ve saygımı cezpetmektedir. Batılı güçlerin başka ülkelere hiçbir çıkar gözetmeksizin "yardım etme" kisvesi altında askerî müdahalelerde bulunmasını eleştiren Ahmet Rıza, hem etnik ve dinî önyargıların panzehri hem de cehalet ve bağnazlıkla savaşmanın ve Comte'un felsefesinin amaçladığı "pozitif gerçeğe" ulaşmanın bir aracı olarak gördüğü halklar arası dayanışmayı yüceltiyordu. Ahmet Rıza, Büyük Güçleri (Avrupa ve Rusya) ekonomik ve siyasi saiklerle imparatorluğun iç işlerine karışmayı teklif etmekle, dolayısıyla kendi çıkarını düşünmekle ve imparatorluğun zaten hassas olan sosyal dengesine daha fazla sürtüşme unsuru ekleyerek istikrarsızlığı artırmayı ummakla suçluyordu. Ahmet Rıza Büyük Güçlerin imparatorluk reformu taleplerinin bir müdahale bahanesinden başka bir şey olmadığından yakınarak, bu müdahalenin manevi destekle sınırlı kalmasını diliyordu: "Yabancı güçlerin doğrudan müdahalesinin Osmanlı otoritesinin yerine geçmesine karşı çıkıyoruz.
·
30 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.