Gönderi

112 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Öncelikle kitap Varoluşçu edebiyatın temsilcilerinden kabul edilen Albert Camus tarafından, varoluşçu bir felsefenin etkileriyle yazılmıştır. Kitabı bu minvalde okuyup değerlendirirsek kitabın belki de absürt ve bize alışılmadık gelebilecek yönlerini (ki buna üslubunu da dahil edebiliriz. Ben ilk başta çeviri özensizliği zannetmiştim ta ki kitabın Camus tarafından, varoluşçu bir felsefe ile yazılmış olduğunu idrak edene değin :) ) göz önünde bulundurursak rahatlıkla kendi içimizde törpüleyebiliriz diye düşünüyorum. Romanda yer yer denk geleceğiniz konudan kopmak, konu dışı unsurlara dalıp gerçeklikten uzaklaşma ögelerinde ise bariz bir Kafka etkisine rastladığımızı söylemek mümkündür. Kitabın konusundan genel bir şekilde bahsedecek olursak; romanın başkişisi sayılan Meursault adlı kişinin işlemiş olduğu bir suç dolayısıyla yargılanma sürecine tanık oluruz. Olaylar geliştikçe bu romanda dikkatleri çeken şey, odak nokta, pek de Meursault'nun suçu olmaz. Burada daha ziyade Meursault'nun hayatın gerçeklerine kayıtsız bir insan oluşu, fazlaca nesnel ve rasyonel bir şekilde ifade ettiği duyguları dolayısıyla toplum tarafından yargılanır adeta. İşte tam da bu noktada roman bize "yabancı" kavramının ifade ettiği şeyleri tek tek okuyucuya sezdirir. Meursault'un rasyonel bilinci onun ahlâki dogması haline gelmiştir. Bu da onun, düşüncelerini, insanların istemediği hatta kabul etmediği bir biçimde ifade etmesine yol açmaktadır. Toplumca kabul gören normlara, toplumun ondan girmesini beklediği kalıplara girmeyi ısrarla reddeden bu kişi kendini toplumdan soyutlanmış hisseder. Bu da adeta bizlere bu "yabancı" aracılığıyla, bunu bir metafor olarak kullanarak 20. Yüzyıl "insanı"nın içine düşmüş olduğu yabancılaşmayı bizlere anlatmıştır aynı zamanda.
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2015112,8bin okunma
·
42 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.