Gönderi

352 syf.
9/10 puan verdi
Görme gözlerle ilgili bir konu değildir, diğer duyularla da görmemiz gerekir…
~~~İşte kural: Açıklanamayan şeyler unutulmalıdır. Güneş ışığı, görünür dünyanın işleyişini sürekli olarak düzenler. Yabancılık, gölgelerden bizi izler...~~~ 2018 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Olga Tokarczuk, ödül aldıktan sonra yazdığı ilk romanı Empusyon'la bir başka Nobelli yazar Thomas Mann'ın Büyülü Dağ'ına edebi bir selam gönderir. İki roman arasında birçok benzerlik bulunmaktadır. Her iki roman da I.Dünya Savaşı'nın öncesinde geçmektedir ve benzer yapıları vardır. Empusyon'un baş karakteri Mieczysław ile Büyülü Dağ'ın Hans'ı arasındaki görünürdeki benzerlikler vardır. İkisi de romanın başında bir kaplıca kasabasında başlarken; her ikisi de mühendislik okumuştur, erken yaşta annelerini kaybetmişler ve çekingen karakterdedirler. Kısacası Wojnicz, aslında Hans Castorp'un edebi bir ikizi gibi görünmektedir. Eylül 1913'te, tüberküloz hastası bir öğrenci olan Mieczysław, Batı Polonya'da bulunan bir sağlık tesisi olan Wilhelm Opitz'in Beyler Konukevi'ne gelir. Sakinleri her gün halüsinasyon yaratan yerel likörü içerek, para, statü takıntısına sahip ve savaş gibi büyük meselelerini tartışmak için yemek odasında toplanırlar. Demokrasi, şeytanlar ve kadınlar üzerine konuşmaları ve bu sırada misafirhane ve çevresinde rahatsız edici olaylar yaşanmasıyla, çevredeki dağlık bölgelerdeki şok edici olayların hikayeleri erkeklere ulaşır ve korku duygusu artar. Birisi ya da bir şey onları izliyor ve dünyalarına sızmaya çalışıyor gibi görünür. Mieczysław, hem kendi içindeki gerçekleri hem de ötesindeki kötü güçlerin gizemini çözmeye çalışırken, bir sonraki hedeflerini çoktan seçtiklerinin pek farkında olmadan devam ederler. Tokarczuk, özgün anlatısıyla kendi mesajlarını iletmek için Mann'ın Büyülü Dağ'ıyla ilgili temel temaları ve atmosferin benzerini Empusyon'da kullanarak yola çıkar, ancak okurlarına farklı bir bakış açısı sunar. Aslında romanda neredeyse hiç 'konuşan bir kadın karakter' görmüyor gibi. Fakat kadın erkek üzerine bağlantılar çokça fazla. Empusyon'da orman ve dağların gizemli gücü, erkekleri çağırır ve onlar da bu sihirli enerjiye karşı koyamazlar. Tek kurtuluşları, karşı koymak, bağlı kalmak ve zincirli bir halde beklemektir. Empusyon'un birçok derin ve karmaşık katmanı bulunmakta. Yazar, sevdiği tüm temaları Empusyon'da başarıyla birleştirmiş ve sentezlemiş, bence ilk defa bu karmaşıklık anlaşılır olmuştur, en azından benim için öyle :))) Söz konusu eserdeki her bir tema, farklı karakterler ve çok katmanlı anlatımla, yazarın yaratıcılığının göstergesi olmuş. Empusyon gibi bir roman, birçok açıdan yorumlanabilir ve her okurun farkı katmanlarda ve temalarda dikkatini çekebilir ve çoğu yer düşündürücü nitelikte. Empusyon, her bireyin kendi yolculuğunu deneyimleyebileceği, dünyada kaybolmuş gibi hissedenlere rehberlik edebilecek bir metindir. Ana karakterle empati yapabilenler için özel bir bağ kurma fırsatı sunar. Aynı zamanda daha derinlerde olabilen okurlar, içlerinde sakladıkları özel kimliklerini keşfetme cesareti bulabilirler. Bu kitap, herkesin kendine dair yeni pencere açabileceği bir kapıdır. Çeşitlilik, zenginlik ve karmaşık bir mozaik olan bu metinde birçok renk ve desen, tek bir tuval üzerinde bir araya gelmiş gibidir. "Bu yazarı hiç sevmedim, hiç sevmeyeceğim" tezini çürüten bu kitabı çooook severek okudum ben, kesinlikle büyüleyici düşündürücü bi anlatımla yazarla arama ayrı bağ kurmuştur, iyi ki hemen çıkınca alıp okudum, yeni kitabında da aynı heyecanı bekliyorum***
Empusyon
EmpusyonOlga Tokarczuk · Timaş Yayınları · 202431 okunma
·
2 artı 1'leme
·
407 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.