Gönderi

Peki, Dr. Cicoria'nın olağandışı müzikseverliği, ani müzikofilisi için ne demeli? Frontotemporal demans tanısı konan, yani beyinlerinin ön kısmı hasar görmüş olan hastaların soyutlama ve dil yetilerini kaybettiği, bu hastalarda kimi zaman müzik konusunda şaşırtıcı bir yeteneğin ortaya çıktığı ya da serbest kaldı­ğı biliniyor - gerçi ifade gücü yüksek, her açıdan yeterlik sergileyen Dr. Cicoria'nın durumunun farklı olduğu ortadaydı. 1984 yılında Daniel Jacome, beyninin sol yarıküresine hasar veren bir inme geçirdikten sonra afazi [sözyitimi] ve başka sorunlarla birlikte "hipermüzi" [müziğe karşı aşırı duyarlılık] ve "müzikofili" belirtileri gösteren bir olguyu tarif etmişti. Bununla birlikte, ge­çici bellek sorunları yaşadığı bir iki haftayı saymazsak, yıldırım çarpmasından sonra Tony Cicoria'nın beyninde önemli bir hasar oluştuğuna dair hiçbir bulgu yoktu. Cicoria'nın durumu, öyküsünü daha önce anlattığım "bellek sanatçısı" Franco Magnani'yi anımsattı bana. Otuz bir ya­şında tuhaf bir nöbet ya da hastalık -belki de bir tür temporal lob epilepsisi- geçirene dek ressam olmayı hayal bile etmemişti Franco. Bu nöbetten sonra her gece rüyasında doğduğu küçük Toskana köyü Pontito'yu görmeye başlamış, bu imgeler uyandıktan sonra da (tıpkı "hologramlar gibi") bütün derinliği ve gerçekliğiyle son derece canlı bir biçimde aklında yer tutmayı sürdürmüştü. Rüyasında gördüğü imgeleri resim aracılığıyla gerçekleştirme ihtiyacı Franco'yu ele geçirmiş, böylece kendi kendine resim yapmayı öğrenen genç adam her boş dakikasını resme adayarak yüzlerce Pontito manzarası üretmişti.
·
81 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.