Gönderi

Bu yolda ilk kapı tövbedir. Günahlarını fark edip acziyetini kabul eden kul, affini istiyor. Allah bunun karşılığında kulunu çeşitli şeylerle imtihan ederek tövbesinde samimiyetini sınıyor böylece kişi sabır denen merhaleye ulaşıyor. Sabır öy- le bir menzil ki, tövbede sebat etmekle kalmıyor ayrıca hayır yollarını arıyor, ibadetle, amelle nefsinin yularını eline alıyor sonra sabır merhalesini geçince karşısına şükür denen menzil çıkıyor. Kul burada tövbe nasip olduğu ve amel edebildiği için şükür ediyor, gönlü Rabbine karşı sevgi ve minnetle doldukça şükrünü arttırıyor. Bu defa karşısına iki menzil birden çıkıyor; ümit ve korku. Bazı zamanlarda tövbesinin kabul olduğuna dair içinde öyle bir ümit beliriyor ki vecde gelip felekler ile dönmeye başlıyor. Bazen de bir korku hâli meydana geliyor ki sanki bu dünyada herkesin tövbesi kabul edilmiş de kendisi en büyük günahkâr olduğu için tövbesi kabul olmamış gibi bir korku hâli. Saf niyetle nefsinden umut kesen kişi, Allah'a umut meselesinde saflığa ulaşır. Allah korkusunun alameti günahtan kaçmak, Allah'tan ümitli olmanın alameti ise O'nu sevmektir. Korkusu olduğunu söyleyip günahtan kaçmayan yalancıdır. Ümitli olduğunu söyleyip Allah'ı sevmeyi talep etmeyen de yalancıdır. Bunların orta yolunu bulmak için bu defa acziyetini Allah'a ispatlamak istercesine maddi ve manevi fakirlik hâline bürünüyor. Zahiri açlıkla susuzlukla nefsini terbiye ediyor, manevi açlık hâli ile ruhunun gıdaya ihtiyacı olduğunu düşünerek ibadete sarılıyor. Öyle ki artık zahitlik menziline ulaşması kaçınılmaz oluyor çünkü anlıyor âlemde her ne var ise O, O'ndan, O'nun, O'nunla. Ve bu aşk ile tevhidin yakinine ulaşıyor. "La ilahe illallah!"dediğinde artık zahiri ve manevi bütün oluşların, işlerin tek sahibinin Allah olduğunu kavrıyor. Ve bu onu tevekkül denen menzile ulaştırıyor. Böylece beşerin yaptığı her iş bu tevekkül sayesinde sadece ibadet oluyor. Yemesi ibadet, uykusu ibadet, yürümesi ibadet. Çünkü idrak ediyor Allah'tan başka varlığın var olmadığıni (la mevcude illallah) ve son menzilden önce ki menzile ulaştığında artık bütün menziller zaten ona doğru geliyor. İşte bu menzilin adı, "muhabbet". Muhabbetullah ile Allah sevgisi ve düşüncesinden O'nun razılığından başka hiçbir gaye kalmıyor gönlünde. Nefsin belini kırmış, şeytanı fersah fersah uzaklaştırmış oluyor çünkü Allah'ın olduğu kalbe hiçbir kötülük sirayet edemez. İnsanların en âlimi Allah'tan korkarak O'na itaat eden, en cahili ise kendinden emin olarak O'na asi olandır. İnsan toprak gibi olmalı; bütün pis şeyler yere atılır lakin bütün güzel şeyler de yerden biter. Bil ki her makama ulaştığında bir önce ki ulaştığın makami geri de bırakmazsın, her menzil seninle birlikte gelir. Tövbe ile başlarsın, tövbeye sabır eklenir. Tövbe ve şabırla ilerlerken şükür eklenir. Böylece bir heybet oluşur gönlünde. Yani her merhale günahlara geri dönmemek için tövbe kalkanını mutlaka yanında taşımalıdır.
·
46 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.