Gönderi

Özgür irade sorusu, cehaletin güçlü silahı olan yayıncılığın yaygınlaşması sayesinde bilginin halka yayıldığı kendine güvenen çağımızda öyle bir düzeye çekildi ki bir soru olamayacak hâle geldi. Çağımızda, bilgili denilen insanların büyük bölümü yani cahiller güruhu, tüm sorunun çözümü için sorunun sadece bir yanıyla ilgilenen doğacı çalışmalarını üzerlerine aldılar... İnsan hayatı kaslarının hareketleriyle ifade bulduğu, kaslarının hareketi ise sinirlerin etkinliğinden kaynaklandığı için ruh ve özgürlüğün olmadığını, zamanın bilinmeyen bir döneminde maymundan dönüştüğümüz için ruh ve özgürlüğün olmadığını, şu anda fizyoloji ve karşılaştırmalı zooloji kullanarak büyük bir gayretle kanıtlamaya çalıştıkları zorunluluk yasasının bütün dinler ve düşünürler tarafından binlerce yıl önce sadece kabul edilmekle kalmayıp hiçbir zaman reddedilmediğini akıllarına hiç getirmeden söylüyorlar, yazıyorlar ve yayınlıyorlar. Doğa bilimlerinin bu konuda, sadece onun bir tarafını aydınlatma aracı rolünü oynadığını görmüyorlar. Çünkü gözlemlerin bakış açısından, akıl ve irade sadece beynin salgılarıdır (sêcretion) ve insanın, genel yasaya uygun bir şekilde, zamanın bilinmeyen bir döneminde daha alt seviyedeki bir hayvandan dönüşerek gelişmesi, binlerce yıl önce bütün dinler ve felsefi teoriler tarafından kabul edilmiş gerçeği, aklın bakış açısından insanın zorunluluk yasalarına tabi olduğu gerçeğini yeni bir yandan açıklar ama özgürlük bilincini temel alan diğer yandaki, karşı yandaki sorunun çözümüne bir saç kılı kadar bile katkısı olmaz... Eğer insanlar zamanın bilinmeyen bir döneminde maymundan dönüştülerse, bu ancak insanların zamanın bilinen bir döneminde bir avuç topraktan yaratıldıkları kadar anlaşılır bir şeydir (x birinci durumda zaman, ikinci durumda kökendir) ve insanın özgürlük bilincinin insanın tabi olduğu zorunluluk yasasıyla nasıl bağdaştırılacağının cevabını karşılaştırmalı fizyoloji ve zooloji veremez çünkü kurbağada, tavşanda ve maymunda sadece kassal, sinirsel eylemler gözlemleyebilirken insanda kassal, sinirsel eylemlerin yanında bilinç de gözlemleriz... Bu soruya yanıt verebileceklerini düşünen doğacılar ve onların takipçileri, kilise duvarlarının bir tarafını sıvamakla görevlendirilen, bu işi yönetmekle görevli kişinin yokluğunu fırsat bilip aşırı bir gayretle pencereleri, tasvirleri, ahşap kısımları, henüz güçlendirilmemiş duvarları da sıvayan ve kendi sıvacı bakış açılarından her şey iyi düzgün gittiği için sevinen sıvacılara benzerler.
Sayfa 871Kitabı okudu
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.