Gönderi

252 syf.
8/10 puan verdi
Ankara Romanı
Merhabalar, derste anlatırken kendimden geçtiğim romanı yorumlamadan anlatma kararı aldım. Ankara romanı yine yabanlık meselesi var (başka nerede var diye düşünmeyin yazarımızın Yaban adlı eserinde de mevcut (: ) İstanbullu şehirli bir aile görevi icabı Ankara'ya gidiyor. Nazif Bey ve eşi Selma Hanım. Nazif bey bir bankacıdır. Eser 3 bölümden Türkiye'nin farklı dönemlerine ele alıyor. Merkezde her 3 bölümde Selma Hanım vardır. 3 farklı erkekle ilişki yaşar bu 3 erkek semboliktir. Birinci bölüm: Nazif Bey (Sakarya savaşını 1920-1922 yıllarını ele alıyor.) İkinci bölüm: Binbaşı Hakkı Bey (Cumhuriyetin kurulduğu yıllar 1923-1926) Üçüncü bölüm: Neşet Sabit (Ütopik 1937-1943) Özetleyeyim biraz (: Birinci bölüm: Eşi Nazif Bey, bir banka memuru ve bankanın açılan şubesi dolayısıyla Ankara'ya gidiyor eşiyle beraber. Ankara'da bir bocalama yaşıyorlar, yaban olarak adlandırılıyorlar. Evin sahibi Ömer Bey ile Halime Hanım onları yaban olarak görüyor. Dışardan gelmişler çevre desen yok dümdüz insanlar lakin İstanbullular yapısal olarak köy halkıyla bir olması imkansızdır okumuş etmiş insanlar. Ankara eski bozkır ve köylük bir yer. Küçük bir kasaba., cahil insanların yaşadığı yerdir. Milli mücadeleyi doğrudan görmüyoruz dolayısıyla. Arka planda görüyoruz. Sodom ve Gomera, yaban ve Ankara aslında aynı dönemi ele alıyor bu bölümde milli mücadeleyi, milli mücadelenin karargahı olan şehir olarak görüyoruz. Selma Hanım: Kimlik sahibi değil, İstanbul'da yetişiyor. Okur yazılar bir kadındır. Nazif bey, eğitimli, aristokrat Ankara'ya gelince, Selma Hanım başta hiç arkadaş Edilemiyor vatansever, sosyal bilgisi olan, kültürlü, vatan için ne yapabilirim diyen? Arayış içinde olan ideal bir kahramandır. Ankara'da eğlence hayatı yoktur bağ evlerinde. Kendi aralarında toplanıyorlar ve eğleniyorlar. Ankara'da hiçbir eğlence kültürü yoktur o yıllar. Romanın kırılma noktası Murat bey'in evidir. Murat Bey: Milletvekili bir vatansever iken ikinci bölümde vurguncu bir karakter. Şekline bürünen kişidir. Şeyh Emin: Yobaz, dini kendi çıkarlarını kullanan biridir. Şeyh Emin bağ evine gelince kadınlar kaçıyor, Selma Hanım gitmiyor ve Şeyh onu yadırgıyor, ikinci bölümde Selma Hanıma yaltaklanmaya çalışıyor (21. Dincilerinin bir kısmı böyle neyse) Binbaşı Hakkı, milli değerlerine bağlı, bir askerdir. Milli Mücadeleci vatanı için canını verebilecek kadar vatanını seven bir tiptir Selma Hanım en çok etkilendiği yanı da budur. (genel olarak her yüzyılda aynıyız vatanını seveni seviyoruz) Selma, Naif bey gitmek istediğinde istanbul'a vatan için bir şeyler yapmak istiyor. Hakkı Bey'e soruyor, Hakkı Bey hemşire olabileceğini söyleyince. Eşinden ayrılıp Eskişehir'e gidiyor. (kimlik arayışında lakin boşanmadan gidemiyor dönem şartları evli kadın sonuçta) Neşet Sabit, bir gazetecidir, silik bir tip olarak birinci bölümde karşımıza çıkıyor İstanbul yolu. Bağ meselesi, at gezintisi esnasında vatan için ne yapacağı sıkıntısına düşmüştür. İkinci bölüm: Savaş kazanılmış Cumhuriyet artık ilan edilmiştir. Selma hanım yatakta gözünü açıyor. Konforlu bir yatak, sağına soluna bakıyor. İlk bölümde de yatakta uyanıyor ama rahatsız edici bir yataktır. Sabaha kadar eğlenmişler. O gün öğlen saatlerinde uyanmıştır. Selma sorguluyor ne haldeyiz diye yine bir arayış içinde. 3 yıl önce Ankara'ya gelmiş İstanbullu Hanım iken halen bir arayış içerisinde kimliğini aramaktadır. Nazif ten nasıl soğuduğunu, Hakkı Bey'e. Hayranlık duyduğu onun vatansever, milliyetçi kişiliği tamamen nasıl değiştiğini. Hakkı bey artık kesinlikle deşiyor. Selma Hanım ‘‘savaş bitene kadar mıydı her şey?’’ diye kendi kafasında sorguluyor. Kocasından ayrılmasına sebep olan vatana yönelten ona kimlik kazandırma yolunda olan Hakkı Bey neden kimliğini kaybetti ve çıkarıcı oldu? Madalyalı o adam neden bozguncu oldu? Başka kadınlara yaklaşan yeni kocasından da tiksiniyor. Bir vitrin Türkiye'si oluşturuyor. 3-5 gün önce savaşanlar kimliksizleşiyor. Şeyh bile ona dokunmak istiyor. Herkes bir yaltakçı hale gelmiştir. Selma hanım bu olaydan rahatsızdır. Vitrin, Türkiye'den toplum ile uçurum gibi mesafe fark oluşuyor. Selma hanım ile arası Hakkı Bey'in açılıyor. Ve çarpıcı olayların gerçekleşeceği yılbaşı gecesi hadisesi. Ankara Palas'ta belli bir kesim davet ediliyor. Ankara köylüsü merdiven kenarında toplanmış. Bu kişilerin ne yaptığını anlamaya çalışıyorlar. Kadın ve erkeklerin bir arada oluşunu anlamaya çalışıyorlar, halk buna hazır değildir. Savaşırken yan yana olan insanlar iki gruba ayrılmış kadro hareketini. Başlamasına halka benim seçilmesine Yakup Kadri tarafından getirilmiştir. Ankara şehir olarak gelişmeye devam etmektedir. Üçüncü bölüm romanın ütopik kısmıdır. Selma Hanım bu bölümde Neşet sabit ile evlenmiş Cebeci'de oturuyorlar. 1933'te yaşananları hatırlıyorlar. Atatürk 10 yıl konuşması yapıyordur. Atatürk'ün söyledikleri bir çıkış oluyor. Selma Hanım kız muharebesinde çalışıyor, Neşet Sabit yazar oluyor, tiyatro kaleme almış, komedi olarak ikinci bölümü de yaşananları komik dille oyun haline getirmiştir. Garpçıların eğlence olmadığını sadece dile getiriyor. Bir ülke sıfırdan kuruluyor. Eğlenme sonra olur, önce çalışacaksınız demek istiyor. Cebimiz para görünce toplum olarak eğlenmeliyiz. Dışarıdan alınan oyunlar bize ait değildir diyor. Bu bölümde kültür de bir gül sanatta. Teknolojide ileri gitmiş, kalkınmış bir Türkiye vardır. Kadrocuların yapmak istediği olmuştur. Köylerde kooperatifler kurulmuş, köylüler şehre ihtiyaç duymayacağı şekilde gelişiyor, kente şehre göç etme yoktur. Halk evleri açılıyor, hayal ettiği köyün teknolojisi, gelişmiş kültür sanat olabileceğine gelişmiş gençlik, spor ve sanatla uğraşıyorlar. Operalar kuruluyor, milli kimlik kurulmuş. Modern bir kadın yine lakin Selma, kocasından şüpheleniyor Yıldız karakterinden eşini kıskanıyor. Bu bölümde Selma burada biraz kişiliği modernliği ile eski devir kadına dönüşüyor. Yıldız, Spor ve sanatta uğraşan ideal Türk kadını en nihayetinde ideal kahramandır tam da bağımsız bir Türkiye de doğmuştur. Ölüm kalım savaşını unutmamak için tarihi bilmemiz gerekiyor. Ana fikir milli kimlik arayışı Selma Hanım'ın arayışının sembolik olarak aktarılması bir milletin arayışıdır aslında.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Yakup Kadri Karaosmanoğlu
Ankara
AnkaraYakup Kadri Karaosmanoğlu · İletişim Yayınları · 20183,571 okunma
·
66 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.