Gönderi

80 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Türkçülüğün Babası "Ziya Gökalp"
Biz Türkler, çağdaş uygarlığın akıl ve bilimiyle donanımlı bir şekilde "Türk İslam" kültürünü yaratmaya çalışmalıyız. Aruz sizin olsun, hece bizimdir, Halkın söylediği Türkçe bizimdir, "Leyl" sizin, "şeb" sizin, "gece" bizimdir, Değildir bir ma'na üç ada muhtaç. Milli Edebiyat Dönemi'ni başlatan ve Türkçülüğün babası olan Ziya Gökalp, bu eserinde bizlere Türkçülüğü ve İslamcılığı açıklamış ve tanıtmıştır. Eserinde anlatmak istediklerini farklı başlıklar altında aktarmıştır. Bu sayede anlaşılmasını kolaylaştırmıştır. Geliniz bu başlıkları ve kısmen hakim olduğu düşünceleri ele alalım. Dil: Arapça ve Farsçadan kaçınmak zorundayız. Çünkü Türkçeye giren Arapça, Farsça sözcükler terimlerle sınırlı değildir. Bir çok gereksiz Arapça, Acemi sözcükler de dilimize girmiştir. Hatta bu iki dilin Türkçeye etkisi yalnız sözcükler verme biçiminde değildir. Arapça, Farsça tamlamalar, edatlar da Türkçeye girmiş; Türk Dil bilgisini, bu iki dilin dil bilgisi kuralları ile bir karışım durumuna getirmiştir... Türkleştirmek de gereklidir. Türkçe olmalı ya da Türkçeleşmiş bulunmalı. Arapça, Acemice tamlamalar, çoğullar, ekler, çekimler dilimizden çıkarılmalıdır. Gelenek ve Kurallar: Şimdiye kadar yürüdüğümüz tutuculuk ve yenileşme yollarından ikisi de çıkmaz imiş. Yeni hayatın, bunların ikisinden de sakınması gerek. Önce Türklüğe özgü durumlarımız geleneklerini, gelişme tarihlerini incelemeliyiz. Türk edebiyatına Âşık Paşa ile ne de Nevai ile başlar... Ulusal dilimiz, yalnız Türk milletine bağlı olandır. Dilimizden yabancı tamlamaları, şiirlerimizden yabancı ölçüleri, edebiyatımızdan yabancı telmihleri atmalıyız. Kültür Topluluğu, Uygarlık Topluluğu: Birey, kimi zaman bilincine fazla tutsak olduğu için akıllıca düşünemez kimi zaman da, aklına fazla bir yetki verdiğinden bilincinin duygularını boğar.. Çağdaşlaşmak sözcüğünün anlamı, çağdaş olan uygarlık topluluğunun gittikçe yetkinleşen bilim ve tekniğinde hiçbir oluştan geri kalmayacak biçimde üstün bir yer elde etmesidir... Türklüğün Başına Gelenler: Türklerin soysuz ve barbar olduğuna Türkleri bile inandırmaya çabalıyorlardı . O zaman zaten Türk sıfatını kabul eden bir kişi yok gibiydi... Türklükle övünen tek bir kişi yoktu. "Türk" sözcüğünü ayıplı sıfatlar gibi kimse üzerine almıyordu. Türk Doğu Anadolu'da "Kızılbaş" İstanbul'da "Kaba ve Köylü" anlamına geliyordu... Türk kavmi "Ben Varım" demiyordu... Türkçülük, aynı zamanda İslamcılıktır. Yalnız Türkçüler İslam ümmetçisi olarak kendilerini "İslam milliyetçileri" nden ayırt ederler. Ülkü: Diriltici ve yaratıcı bir ülküsü olan devlet ölümsüzdür, ölmez... Bireylerdeki iradeyi yaratan, yönlendiren ve yöneten, ülküdür. Türk Ulusu ve Turan: İstanbul Türkçesi, Türk lehçelerinin en güzeli, en işlenmişi, edebiyat ve bilim bakımından en zenginidir... Türklerin yalnız bir kültürü olmalı ve bu da kendilerinin yarattığı bir kültür olmalı.. Vatan ne Türkiye'dir Türk için ne Türkistan; Vatan büyük ve sonsuz bir ülkedir: Tûran! -> Turan , Türklerin tümüne içine alan ve Türk olmayanları dışında bırakan Ülküsel yurttur. -> Tûran, Türkerin oturduğu, Türkçe'nin konuşulduğu bütün ülkelerin toplamıdır.
Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşmak
Türkleşmek İslamlaşmak MuasırlaşmakZiya Gökalp · Akvaryum Yayınları · 20133,086 okunma
·
56 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.