Nuhun Gemisi
Devamlı değişik yönü olan yazarın bir çok tarafı olduğunu gördüm kitapta.
Bu eseri ister röportaj,ister gezi yazısı,ister hikaye,ister anı olarak okuyun
eser bambaşka bir eser.
Yaşar Kemal büyük romanlarını henüz yazmadığı yıllarda epey yokluk çekmiş.
Gülhane parkında yatmışlığı var.Bu yıllarda Cumhuriyet gazetesi için röpertaj
yapıyor.Bu eserinide bu şekilde oluşturu
yor.
Anadolu’nun her yerini gezmiş ve sorunları,olayları birebir yaşamış.
Erzurum’da deprem oluyor çadırlarda,Amasya’da sel oluyor suyun balçığın içinde.Çukurovada balçıklardan
beslenen sivrisineğin yarattığı sıtma hastalığı.
Van Gölünde hayvanlarla,Samsung insanlarla sıkış tepiş vapurda,Diyarbakır-
Halep hattında kaçakçılıkta,Ağrı Dağının en tepesinde hep Yaşar Kemal.
Ölümüne kadar halkın gerçekliğini anlatmış.
Gezerek,görerek ve yaşayarak insanları çok iyi tasvir etmiş.Yazar eserlerinde hep kendi hayatından ilham almış.Bu duyarlığı çocukluğundan beri yaşamış gibi.Bazen onun çocukluğunu merak ediyorum.Köyün bir taşının üstüne oturmuş,çevredeki insanları seyretmekte
Yoksulluktan,çaresizlikten bahsetmekte kitaplarında.Yazar her gittiği yerde mezarlıkları tavsiye ediyor.Mezarlıklar taze ölü dolu.Okul yok,olanları da öğrenci yok.Öğrenci olsa sıra yok.
Okula girmenin bile günah olduğunu söyleyenler var.Cehaletle boğuşan insanlar var.Hele insandan bile sayılmayan sofrada erkeğin artığını yiyen
var.
Bir doğuma ve kalabalıkta kadının çocuğunu rahat emzirmesini müsade etmeyen geri erkekleri tanık oluyor.
Doğa da insanlara karşı.Deprem,sel,soğuk,sıtma,ince hastalık vakaları var.
Yazar esprili ve akılcı dilini bu eserlerde gösteriyor.Yer yer gülümsediğini görüyoruz.
En sonunda yazar kitabını Sâit Faik’le
bitiriyor.