Gönderi

Dünya bu, tabi güler, aslında kendi de bir balon hatta baş balon, hatta dünyanın şekli de o yüzden yuvarlak sana söyleyeyim. Eskiden buna bu dünyaya yani ağzına geleni söyleyenler vardı, o zaman dünya da bu kadar şımarık değildi, yuvarlak bile değildi, tepsiydi, düzdü hiç değilse ovaldi. Sonraki batasıca nesiller buna bayıla bayıla bu balonu şişirdiler o da yuvarlak oldu tabi. Dünyanın yuvarlaklığı o sözde başı vurulacakmış da son anda kıvırmış da bilmem neymiş de denen o deyyusa da hiç inanma, dünyanın yuvarlaklığı insanların onu tarifsizce alkışlamaya, olmadık yerlerinden beğenmeye başladıkları ve bu deni dünyayı kendi kendine olmuş zannettikleri zamana denk gelir. Allah yaratmış diye kesinleşse gene beğenmezler. Kendi olmuş de de bayılsınlar. Onun bunun Foucault'nun çocukları. Böyle beğene beğene, eski Yunan zımbırtılarını rönesansta hortlatıp onları da bozup hayranlık adı altında yine de tapacak şey ararken ararken kendilerini buldular. Hani şehvete kapılan bir şey bulamayıp dert içinde başı öne düştüğünde kendininkini görür de oh varmış yine de bir şey işte, der ya bunlar da öyle bakarken bakarken kendilerininkini gördü de oh dediler. Tabiat dendi buna tabi, ben denmedi, o kadar okumuş adamlar bunu demez. Yani tabiata da zevk alabildikleri, keşfedip tepelerine çıkabildikleri, keçiye en erken saatte sütünü içebildikleri, kadına onlara safa verdiği müddetçe taparlar, hayranlık ve sözde hürmet gösterirler, vaktine kadar. Aslında dünyaya bile değil, dünyadaki kendilerine, bu kendinin çevrelediği her türlü duygu, düşünce ve zevke taparlar. Aydınlanma denilen şey şişinmedir ve şişinme ile başlamıştır. Yoksa değil mi gerçek bir aydınlanma olsa şişinmez bilakis fosalırlar. Yalan şişirir doğru fosaltır. Yine kendine döndü de benden gayrısı yokmuş dedi, diyebildi ya işte buna da aydınlanma dedi. lnsan işte kendini üste çıkaracak her şeye inanır, morali buna bağlı çünkü. Aslında keşif yoktur, izan, intiba, bakış değişimi vardır. Bak ben hala düz görüyorum mesela çünkü bu zihniyeti düz ve anlan dümdüz edeceğim günü görüyorum. Bana sen görsen ne görmesen ne diyene karşı elimden bir şey gelmiyor ama değme sen onun da gelmiyor. Karşılıklı elsiz ayaksız şimdilik duruyoruz. Yani ben hiçbir şey yapmasam da dünyayı da şişirmedim, az da ben üflemedim. Dünya yuvarlağı kibir dairesidir. Yuvarlak bir şeyin üstünde de anca böyle kaya kaykıla yaşanıyor tabi, bak bu da coğrafi bir bela.
·
268 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.