Gönderi

224 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 6 days
Ahlak ve Toplum
Spoiler içerikli uzun belki de özet denilebilecek bir inceleme: Kitabın başında Şadan beyi çapkın, gönül eğlendirmeyi seven, ortamlardan ortamlara akan bir bey olarak görüyoruz. Öyle ki kısa sürede evlendirileceğinden sıkı bir cinsel perhize/ilaca ihtiyaç duyar. Şadan bey çok iyi bir eğitim almamış, okumaktan ve felsefi konular üzerine kafa yormaktan pek hoşlanmayan bir tip olmasına karşın sıkı bir eğitim görmüş, bol bol okuyan ve okudukları üzerine saatlerce konuşmayı seven Sabiha hanımla evlendirilir. Evlilik boyunca Şadan bey çapkınlıklarına evin iki hizmetli kızı ile gizli gizli devam eder. Tam onlardan sıkılmak üzereyken Şadan Bey'in gözlerine yeni taşınmış olan komşusu Cevher hanım takılır. Cevher hanım eğitim düzeyi olarak Şadan Bey'e benzemekle birlikte Cevher Hanım'ın kocası Hürrem Bey eğitim düzeyi oldukça yüksek ve oldukça tanınan biridir, bundan dolayı Allame olarak anılır. Şadan Bey çapkınlıklarına Cevher hanımla devam ederken Şadan Bey farkında olmadan Sabiha Hanım da Allame ile bir intikam ilişkisi içerisine girmiştir. Kitapta temel olarak toplum ahlakı irdelenirken birçok konuya da yer yer konuşmalar içerisinde değinilir. Şadan Bey eğitimsizliğin vermiş olduğu cesaret ile zaman zaman bilgili insanları küçümsemeye çalışır: "-Arabacılar ve hamallar şairlerden çok daha zengin ve tok... -Şairlerin ve yazarların kıymetlerini tayin için bula bula bu kıyaslamayı mı buldunuz?" Yine Şadan Bey: "İlimle aptallaşıp da küçük dağları biz yarattık gibi insanlığa kafa tutan bu fodullardan hiç hoşlanmam. Behey adam, neye kuruluyorsun? Senin ilim dediğin nedir? Uzayı mı ölçtün? Ecele çare mi düşündün? Seni büyük gösteren kendi ilmin değil, etraftakilerin cehaletidir." "Bu okumuşlar ahlaksız ve inançsız oluyorlar, rabbimin işine karışıyorlar. Hadi oradan mıymıntı, senin ne haddine! Sen bir sivrisineğin bacağını yaratamazsın. Okumuşların nefesleri tesirli olur. Gelsin benim sızılarımı geçirsin de onun okumuşluğunu anlayayım." Yer yer Cevher hanımın giyinişi üzerinden o dönemin kadınlarının açılmakta olan giyinişleri de eleştirilir: "Erkeğin örtünüp de kadının böyle şakayık gibi açılacağı kimin aklına gelirdi? Şimdiki kadın elbiseleri incecik, tiril tiril bir şeyler... Yaz kış bu kıyafette üşümüyorlar. Aman Allahım bu ne kızgınlık... Sen hayırlar ihsan et Tanrım... Allame ve Sabiha Hanım'ın felsefi konuşmalarında sıkça kullanılan yabancı kelimeler Şadan Bey tarafından şöyle eleştirilir: "Cahil olmak ne fena şeydir. Senden pek az şey bilenler sana allarnelik taslar dururlar. Sözün arasına Fransızca birkaç teknik kelime karıştırıp okudukları şeylere bire on uydurmasyon katarak dinletirler. Hiç şüphesiz karım da bana şimdi böyle yapıyordu." Yazar aynı zamanda toplumdaki dedikoducu kültürü de eleştirir: "Her insan ayrı ayrı ele alınırsa birer vicdan, birer şuur sahibi görünür. Fakat insanlar kitle halinde, bireysel faziletlerinden bazılarını kaybediyorlar. Kör, muhakemesiz ve insafsız oluyorlar. Herkesin derdinden kendilerine sırf eğlence çıkarmaya bakıyorlar. Halkın başlıca eğlencesi dedikodudur. Bir kocanın felaketi, bir kadının yoldan çıkması, bir sevdalının elemleri halkı tabii bir piyes gibi sadece bir dedikodu sermayesi olması bakımından alakadar ediyor. Vakit vakit ortalığı sarsan ne heyecan verici dedikodular olur." Yazar aynı zamanda evliliklerde kadınların cinsel rollerinin göz ardı edilmesinden dolayı aldatılan erkeklerde de sorumluluk olduğunu dile getirir: "Kadın ne gibi şartlar içinde ve nasıl etkilerle iffetli veya iffetsiz olur? Bunu bilmelidir. Çok defa kadını fenalaştıran kocanın idaresizliğidir. Eğer benim karım iffetsiz olmuşsa günahın yarısı da bana aittir. Onda sadakatsizliği doğuracak ve aramızdaki uyuşmayı ve dengeyi bozacak sebepleri elinde dürbünle, fırtına bekleyen kaptan gibi daima gözümün önünde bulundurmalıyım. Nikahla bir kadına bağlandıktan sonra, "Sen benim karımsın. Arzularımı yerine getirmekle mükellefsin" bencilliğiyle yan gelerek kendini dört üstü, murat üstü ı bilmek hata içinde hatadır. Kadın bize hep bizim istediğimizi değil, yaradılışının, kabiliyetinin, kalbinin, meylinin, terbiyesinin bizim için ayırabileceği kadarını verebilir. Bu silahla çözülecek bir dava değildir. Toplumsal, felsefi, bilimsel bir meseledir. Karım bana sadakatsizlik etmiş ... Niçin? İşte ben bu niçini karımın bu günahı işlemesinden evvel düşünürsem onun namus bakımından ve benim gerçekten cani ve katil, maktul olmamıza meydan kalmaz, birçok şeyde sebepler açıktan açığa hemen görünür. Mesela bütün binaları ahşap sıklık, sokakları dar bir mahalledeki eve sigorta kumpanyaları ya hiç güvence vermezler veyahut gayet yüksek bir ücret isterler. Fırtınalı bir havada kürekçisi ihtiyar, çürük bir kayığa binip denize açılmazsınız. Çünkü kaza gözüküyor. Karı koca arasındaki dengesizlikler de tecrübeli gözlere işte böyle apaçık görünür. Eğer karım bana ihanette bulunmuşsa ben onu öldürmek için silahla üzerine yürümem. Bu sadakatsizliği gerektiren sebepleri evvelce görerek kötülüğü men edememiş olduğum için kusurumu itiraf ederek ondan af dilerim. Eyvah o kocaya ki onunla yaşadığı müddetçe karısının ruhunu tetkike, hakikatini keşfe muvaffak olamayıp da onun ne olduğunu dışarıdan gelen imzasız bir mektubun ihbarı üzerine anlamış olsun..." Çok değinilmese de şeriat kanunlarını yerine getirmekle mükellef zatların daha kendilerinin ahlaki açıdan yetersizliğine de değinilir. Evdeki hizmetli kızlardan olan Nevres, yaşadığı cinsel münasebetlerden sonra gebelik durumu ile şeriata başvurur ve görevli kişiler Nevres üstü kapalı cinsel anları anlatırken dahi kendilerinden geçerler: "Ev sahibi efendiyle iki sarıklı zat, ağızlarında sulu meyve varmış gibi dudaklarını yaya yaya yutkunmaya başladılar." "Sarıklı zatın birisi süzgün süzgün etrafına bakınarak: - Devam etsin ... Devam etsin ... Gerçek ortaya çıkana kadar dinleyeceğiz..." Son olarak: ihanet ettiğimiz kimseleri her zaman büsbütün sevmez değiliz. Fakat aleyhlerinde yaptığımız vefasızlıklardan da nefsimizi kurtaramayız... Onları belki biraz üzülerek, acıyarak aldatırız. Fakat aldatırız...
Gönül Bir Yel Değirmenidir Sevda Öğütür
Gönül Bir Yel Değirmenidir Sevda ÖğütürHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20223,352 okunma
64 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.