Havanın yüzünde bir kırlangıç sürüsü
Ve yabanıl ak atlar doludizgin
Bu sabah, bu sabah öylesine güzel ki
Bu sabah yağmur yağacak
Bu sabah gün açacak
Bu sabah tekmil tornurcuklar patlayacak
Bahar patlayacak
Köpükler, bulutlar patlayacak
Özlemierin en güzeli, tozlu bir özlem
Topraktan yeni çıkarılmış
Üç bin yıllık yunan şarabı
Atların kara gözleri
Ve ben kederden geberiyorurn
Tam yalnızlıktan geberrnenin de sırası
Senin ellerin güzel
Bir damla durnan ovanın üstünde
Bir damla ak bulut, altına batrnış,
Yeşile batrnış
Bir damla sıcacık, bir damla ışıltı
Sırnsıcacık tutuyorurn
Sırnsıcacık tutuyorurn bir şeyi
Önürne bir adam çıkıyor
Amma da kocaman gözleri var
Amma da çok aglarnış
Amma da çok çiçek açmış
Amma da çok yüregi,
Amma da çok yüregi sıcak
Amma da çok yalnızlıktan geberiyor
Amma da çok mavi tutuyor
Bir avucunda öylesine bir mavi ki,
Amanallah bir mavi ki,
Bir top, bir yumak mavi ki,
İşte o kadar
Marlin Monronun gözleri
İşte o kadar
Marlin Monronun gözleri
İşte o kadar
Köpoğlu köpekler, zalimler, domuzlar,
Adam olmazlar, kan içkiler,
Kefen soyucular,
Açların gözbebekleri,
Darağaçları kadar iğrençler
Sevmemiş, ama hiç hiç hiç sevmemiş, Sevilmemişler...
Marlin Monronun gözleri
İşte o kadar
Duru bir denize benziyordu der miyim
Bir alaca şafağa,
Seher vaktinde çiçeklere,
Aydınlık bir akar suya benziyordu
Der miyim,
Kederden çıldırıyordu,
Utançtan kalıroluyordu
Der miyim
Marlin Monronun gözleri
İşte o kadar
İşte o kadar
İşte o kadar köpoğlu köpekler
Yağmur yağacak, yağmur yağacak
Güneş açacak, gece olacak, bahar gelecek, kar yağacak,
Sıcaktan kavrulacağız
Yağmur yağacak,
Bir yağmur yağacak
Havanın yüzünde delişmen bir kırlangıç sürüsü
Senin ellerin ne güzel
Tuttum mavisini toprağa çaldım,
Tuttum mavisini denize attım,
Tuttum mavisini bahara vurdum,
Tuttum mavisini güneşe verdim,
Tuttum mavisini,
Tuttum mavisini ak bir atı nalladım
Tuttum mavisini ağaçlara fırlattım
Dünyanın bütün ağaçları, .
Dünyanın tekmil bulutları,
Dünyanın tekmil güneşleri,
Dünyanın tekmil
Yaaa, dünyanın tekmil insanları
Senin ellerin ne güzel
Sarı çiçek sarvan kurmuş oturmuş
Bir nergis ovası Çukurovada
Bir nergis ovası Çukurovada
Bir nergis ovası
Bir nergis
Her yıl böylesine açar
Sonra birdenbire yağmur durdu, bu ne hal
Toprak kuruyuverdi
Toprak çatiayıverdi
Bir adam çıktı karşıma, dudakları çatiayıvermiş
Sarı bulaşmış saçına
Rüzgar bulaşmış,
Kırmızı bir yağmur bulaşmış
Bir tomurcuk yağmur
Çok ötelerde bir yıldız ışılıyordu, uzak mı uzak
Geldi ayagının dibine düşüverdi,
Tozu dumana katmış geliverdi
ugnuunup geliverdi
Bir turna sürüsü, Marlin Monronun gözleri, Marlin Monronun gözleri
Marlin Monronun gözleri
İşte o kadar
Siz şapka da giyiyorsunuz
Hem de şapkanız o kadar göze} ki,
Valiahi de güzel billahi de
Siz ne güzel yemekler yiyorsunuz
Siz bulutlara bakıyorsunuz
Siz kapıları açıp kapatıyorsunuz
Ne güzel
Siz uzun kısa adımlar atıyorsunuz, degil mi Sahiden ne güzel
ogıunuz kızınız var mutlu mu mutlu
Yagmur altında da dolaşırsınız, ben bilmez miyim
Omuzlarımza kar da düşer, ben bilmez miyim Bilmez olur muyum
Boyunbagınız öyle bir bir oturdu ki yerine
Bu sabah aynada gördüm
Ben bu aynayı kırmayacagım
Deli misiniz be
Bu ayna türkü söylemesini bilir
Uçak olur uçar,
Tren olur, tren, uçsuz bucaksız ovalardan geçer
Hem de ıssız, hem de kimsiz kimsesiz
Hem de dumanı var
Hem de dumanı gelir yarı aç yan tok, yan yer altında,
Yan yer üstünde bir köyün üstünde durur kalır.
Hem de hiç utanmaz
Utanmaz oğlu utanmaz
Bu aynadan bir atom bombası olur ki
Bir atom bombası
Bir atom bombası
Öyle bir atom bombası ki
Bomba derim sana
Bir dudağı yerde
Bir dudağı gökte
Bir atom bombası ki
At kuyrugu gibi dökülüyor ışık
Öyle degil mi
Ulan köpoglu,
Ulan adam azgını
Neyinle ögünüyorsun
Neyinle ögünüyorsun
Neyinle neyinle, neyinle ulan iki gözü çıkası Arkana bir dön baksana
Daha dün degil mi
Bu aynadan bir atom bombası olur ki
Siz yapmazsanız ben yapanın
Alimallah bu aynadan bir atom bombası dökerim ki,
Bir atom bombası
Ama ne atom bombası
Göz açıp kapayıncaya kadar, şu bizim allı dünya pullu dünya
Hani tomurcuklan açardı ya
Her bahar deniz gibi köpürürdü bahardı
Hani denizi bahar gibi
Göz açıp kapayıncaya kadar
Bir varmış, bir varmış bir varmış, bir varmış
Size diyorum bir varmış, size diyorum bir varmış
Bu aynadan bir atom bombası dökerim
Alimallah dökerim
Ogündüğü şeye bak itimin
Öğündüğü şeye bak
Öğündüğü şeye bak
Sus ulan, sus ulan, sus ulan yılancıklar çıkarası
Ulum ulum ulası
Sus ulan
Sus ulan hürriyet için, sus ulan hürriyetimiz için
Hürriyet de de dur orada
Siz hiç utanmıyorsunuz
Ben sizi hiç sevmiyorum
Siz hiç utanmıyorsunuz
Ben bu aynadan bir de ak bir kuş dökebilir
Güvercin sandınız değil mi
Avcunu yala tatarağası
Ağzına bir de yalancı zeytin dalı veririm sandınız değil mi
Ben bu aynadan daha çok şey yaparım
Üstünüzdeki gökyüzünü alır götürürüro
Üşümem deyin haydi
Haydi bakalım
Senin elierin ne güzel
Altınızdaki toprağı da alır götürürüro ha
Bana mı ne
Vay namuzsuz vay
İşte bunu bilmiyordum
Marlin Monronun gözleri
İşte o kadar
Bakın ben bu aynadan...
Söylemem, çatlayın, patiayın
Söylemem işte.
Bana bakın, ben hiçbir şey söylemem
Birisi ne diyordu geçende
Dünyanın bütün adamları, yani sözüm ona insanları bir insan olsa...
Bir tek kocaman insan.
Ne olurdu
Ne bileyim ben
Ne yapariardı
Ne mi yapariardı
Durun azıcık düşüneyim
Ben bu aynadaaaan... hıııım...
Durun durun azıcık düşüneyim.
Sen elierin ne güzel
İşte o kadar canım efendim
Güzel Sultanım
Ne danlıyorsun
Sana bir şey demedim ki
Kızdırma kafamı
Bir eline ak bir gül veriririm
Bir eline de ayna
Gül ayna sevdiğim gül ayna
Bir eline bir kedi yavrusu
Yeni doğmuş,
Daha ıslak ıslak
Bir eline... dur azıcık düşüneyim...
Amma da acelecisin güzelim...
Bir eline bir eline
Bir elinde kedi yavrusu
Ben bu aynadan atom bombası yaparım
Bir eline
Ben bu atom bombasını
Bir eline...
Birdenbire aklıma ne geldi biliyor musunuz Nerden bileceksiniz
Durun bir bir söyleyim size
Ne geldi aklıma biliyor musunuz
Gidip bir akar suya...
Su pırıl pırıl,
Su aydınlık olmalı
Su, bizim Savrun
Suyu gibi güneşli,
Dibine Kur'an düşüşünde okunmalı
Gidip yüzümü bir iyice yıkamalıyım
Birinde, bir yaz günü ben bir yolda yürüyordum Yol çok tozluydu aktım yolda bir karartı
Ne olacak bir hasta kız çocugu karartısı
Nerede olacak, tabii Çukurovada
Bombay dolaylarında öylesi ne gezer,
Arabistan çölünde de aramayın
Canım başka yerde ne ararsınız
İşte bizim Çukurovada
Çukurova yıldızlıdır
Siz azıcık şişiriyorum sanacaksınız
Hiç de degil
Çukurovada yıldızdan gökyüzü gözükmez inanmıyor musunuz
Haydin siktirin,
Haydin cehennem olun
Hangi taş büyükse gidin başınızı ona vurun
Bizim Çukurovada toprak bire kırk, bir elli verir Amerikada, Amerika çok büyük bir yermiş, çok çok
Merhametli adamlan varmış
Ne bileyim ben bize öyle söylüyorlar
Çok iyi adamları varmış
Benim bu işlere aklım ermez
Vebali günahı söyliyenin boynuna
İşte bu Amerika topragı da tamı tarnma bizim Çukurova topragına benzermiş
Onlar bire yüz veren topraklannın ürününü denize
Dökerlermiş
Benim bu işlere aklım ermez
Elimin üstünde sinek gibi aydınlık
Şimdi birden aklıma bir karanlık geldi
Sert, granit gibi bir karanlık mı desem
Her neyse iki gözüro
Bu kız çok hastaydı
Bu kız sıtmadan titriyordu
Bu kız öldü ölecek
Ekin tarlalan sapsarıydı
Güneşe batmış
Kız tozlu yola upuzun yatmıştı
Terli elleri çamur içindeydi
Toz bulaşmış olacak
Yani tozdan olacak
Sonra çok titriyordu
Ben hemen bildim, kız sıtmalıydı
Sonra anası geldi, kızın başucuna oturdu
Kız gerindi gerindi, bacaklarını uzattı
Yolun tozlarına belendi
Sonra kaskatı kesildi
Bu kızın gözleri
Yüzü hep gözdü
Ne alın
Ne kırmızı nar gibi dudak, yani nar çiçeği gibi
Ne yanak, ne çene, ne diş
Belki ak dişleri ışılıyordu
Aklımda kalmamış
İşte koskocaman iki göz
Hem de kapkara, derin, yalım karası gibi
Siz hiç kapkara ateş gördünüz mü
inanmıyor musunuz
Haydin cehennem olun
Bizim Çukurovada vardır
İsterseniz gidip görün
Haydin cehennem olun
Bu kızın gözleri
İşte o kadar
Avcunuzu yalayın efendiler
Size yoksulluktan söz açar mıyım
Ben usta sanatçıyım
Öyle tongalara basar mıyım
O kızın kara gözleri
İşte o kadar
Siz her sabah sıcak suyla yüzünüzü yıkarsınız Bazılarınız da soğuk suyu sever
Ben sizi bilmez miyim
Bunca yıl içinizde yaşadım
Ekmeğinizi yeyip suyunuzu içtim
Bir kahvenin kırk yıllık hahn vardır
Ben bunu bilmez miyim
Ben nankör müyüm
Ben yemek yediği sofraya bıçak sokan mıyım
O kızın gözleri işte o kadar
Siz asfalt yolda yürürsünüz, sonracığıma virtrinlere
Bakarsınız, çocuğunuzu elinden tutarsınız
Saçlarını okşadığınız da olur
Öyle değil mi
Kannızı öpersiniz
Yalan mı
Yapmayın demiyorum ki
O kız var ya, hani doktor bulamamış da yolun ortasına
Boylu boyunca serilip ölmüştü
İşte o kızın anası başucuna oturmuş kızın
Ağıt söylüyordu
Bu ağıt ne işe yarar mı diyorsunuz
Ben ne bileyim, ben yedi tfıla sahibi miyim
Ben allerne miyim, ben büyücü, ben kahin miyim
Onun bunun gibi bir vatandaşım
Çok merak ediyorsanız gidin ona sorun
Kızının başucuna oturmuş sallanarak ağıt söylüyor
Dünden beri de ağzına bir lokma koymadı
Sesi de yanık mı yanık
Yürek koymuyor insanda
Ben böylesi sesiere dayanamam,
Yüreğim götürmez
Sahiden çok merak ediyorsanız gidin siz kendisine sorun
Sahiden ne işe yarıyor şu ağıt
Allahaşkına gidin sorun
O kızın gözleri
İşte o kadar
Anasının gözleri
İşte o kadar
Gözleri daha çoğaltının sandınız
Beyler, paşalar, nah, aldandınız
Beyler, ağalar
Marlin Monronun gözleri tamam
İşte o kadar
Neyinize yetmez ölü kurbağa suratlılar
Muşmula soylular
Siz olmuşsunuz
Bana bakın açtırmayın ağzımı
Siz, siz, siz...
Ulan deli ediyorsunuz be adamı
Haaa, senin ellerini unuttum, senin elierin çok güzel
Uzun, ince, beyaz, kuğu tüyü gibi
Ben, insan ellerini severim
Siz de mi seversiniz
Etmeyin eylemeyin
Eskiden olsa inanırdım, şimdi mi,
Geçti o günler tosunum
Ben o aynadan var ya atom yaparım,
Atomdan ağaç yaparım, sonra da uzay yaparım, Ağaçtan su yaparım,
Sudan ne mi yaparım,
Sudan da bir nakışlı peri böceği yaparım
Peri böceği insanların en yakın arkadaşıdır
Ama ben aynadan atom yaparım
Çiçek yaparım
Bin yıllık sürecek bir bahar yaparım
Öyle sembolik falan değil canım
Düpedüz bahar işte
Yağmurlu, ısianmış çiçekle
…,
Tattan çatiayacak gibi oluyorlardır
Hani İzmirde olgun, kocaman ballı incirler sarkar dallardan
Hani sapsan
Hani tattan yarıımıştır
…
İşte böyle adam gibi, bin yıl sürecek bir bahar yaparım
Ben gönlü güzel, gönlü gani kişiyim
Düpedüz adam gibi bir bahar
Aynadan atom, atomdan su, sudan deniz, denizden kuş, kuştan solucan, solucandan adam, adamdan ateş, ses yaparım rüzgar da yaparım, koku da...
Gönlünüz ne isterse onu yaparım.
Kürk manto ister misiniz
Ciddi söylüyorum
Siz alay ediyor sanıyorsunuz ya...
Marlin Monronun gözleri
İşte o kadar
Anası başucuna oturmuş, şimdi hiç kımıldamıyor, ağıt yakmayı unutmuş
Bir şey mi söylediniz kadına
Ayıp ayıp
Çok ayıp etmişsiniz
Az daha unutuyordum,
Bir de ne vardı, ben bilmem ki onları, hani çok yüksek bir ilim...
Gene alay ediyor sanacaksınız...
Bilmem alay edilir mi
Valiahi büyük saygım var
Hani o fiyat teorisi var ya...
Matematiğin ekonomisi...
Bir de o vardı işte, çok saygı deger...
Bizi adam eden
Kim yaptı atomu, kim ögünüyor, kim gitti uzaya, kim öğünüyor
Bu işlere karışmak kıl-ü kali muciptir
Yüksek matematiktir ve de bilimdir
Dilinin altındakini biliyoruz diyeceksiniz
İki milyar aç, iki milyar ekmeksiz
İftira ediyorsunuz,
Yalan söylüyorsunuz,
Hiç öyle bir niyetim yoktu.
Siz bu laflara çok alışıksınız, duya duya kulagınızda
Çan bitmiştir, kocaman kilise çanlan
Benim demek istedigim başkaydı
Adamı söyletmiyorsunuz ki
Allahınızı severseniz sözümü kesmeyin
Bitireyim de ondan sonra
Ne var bu kadar gürültü edecek
Ben ayna yaparım, maşa yaparım, keçiler süt yapar, siz yapabilir misiniz
Arılar da bal yapar deyim de gülün
Ulan size bu fırsatı vermeyeceğim
Üstüme çok güldünüz
Tohumlar bitki yapar tohumlar
Adam yapar, insan yapar, yürek yapar
Demirci örsü gibi, kıpkızıl ve güzel ve çiçekli ve aydınlık
Ve dertli ve sımsıcak, al da canının içine koy ve gözü yaşlı
Ve ölüme ve zulüme
Ve adamın adam öldürmesine karşı
Ve soyguna karşı,
Ve köleliğe karşı
İzmirin içinde aynalı çarşı
Parisin içinde aynalı çarşı
Londranın, Newyorkun ve Pekinin ve Moskovanın içinde Ve tekmil dünyanın içinde ve tekmil evrenin içinde Aynalı çarşı
Bizim Çukurovada ayna falına bakarlar
Ve aynada umut yolları
Ve ben demirci örsü gibi kocaman ve kıpkızıl ve sağlam
Ve güzel, hem de aydınlık, hem de yıldızlı, hem de sıcacık
eser...
Ben daha ne yapardım
….
Bin yıllık bahar...
İsterseniz azıcık kış, azıcık güz...
Yazı da ister misiniz..
Açın önünüzdeki nakışlı mendili
Korkmayın açın canım
Bakın ne çıkacak içinden
Tuh be, tuh yüreginize, ben de sizi bir adam sandım
Havanın yüzünde bir kırlangıç sürüsü
Çok hızlı uçar kırlangıçlar
Yuvalarındaki civcivlerin ağzı sapsarıdır
Görmediyseniz nasıl anlatayım size, sapsan, sapsarıdır
Senin elierin ne güzel
Sahi beyazdı elierin
Başparmagının üstüne peri böcegini ben koydum
Sen uyuyordun
Farkına bile varmadın
Sen biliyor musun dünyada ne kadar çok peri böcegi var
Ben o kadar çok gördüm ki
Sen biliyor musun dünyada ne kadar çok kannca var
Ve ne kadar kannca dogup ne kadarı ölüyor
Bir düşünse adam deli olur be
Ya balıklar
Ben sadece senin elinin üstüne bir tane peri böcegi koydum .
Peri böcegi hoşuma gider de ondan
Kırmızı hoşuma gider de ondan
Üstünde kara benekieri hoşuma gider de ondan
Bazısında da ak olur işte onun için
Bak gelir seni uyandınnm
Sen şarabı sever misin
Bana son günlerde dokunur oldu
İçmeden de olmuyor ki birader
İşte o sıcak yağmura, işte o uzak sıcak yağmura
Varıp da alnını dayayan bendim
Bütün ağaçlardan ayna yapacağım
Bütün çiçeklerden, bütün denizlerden, bütün çiçeklerden,
Dünyanın bütün balıklarından ayna yapacağım
Aynalardan atom yapacağım
Petrolden de ayna yapacağım
İşte öyle kokacak
Bir de bir ışık yapacağım
Sizin inadımza
Yalnız be yalnız size inat olsun diye
İzmirin altın sarısı güz salkımlarından
Çukurovanın altın sarısı başaklarından
Afrikanın altın sarısı karıncalanndan
Zencinin ak dişlerinden
Zencinin ak dişlerini hiç yabana atmayın
Ama hiç yabana atmayın
Parıltısını iki günlük yoldan görürsünüz
Bir gülmeye görsün
Zencinin dişlerinden ışık yapacağım
Bir tutarn ışıktan bir fil yapacağım
Onu da salıvericiğim Bengal ormaniarına
Şu Bengal ormanlarını bir görmüşlüğüm,
Yok yok bir duymuşluğum var
Bengal ormanının otlarından,
Bir de yapraklarından,
Haydi çiçeklerini de ihmal etmeyeyim,
Şiir olur da çiçeksiz olur mu
Bunca çaglann şairleri aptal mı
Çiçeksiz bir tek şiirlerini gösterebilir misiniz
Bir de çiçeklerinden,
Bir de kuşlanndan
Bir de yaban arılarının kanatlanndan
Bir de agaç köklerinden
Bengal ormanlarının ağaç kökünden olmazsa olmaz
Ben biliyorum büyük bir özelligi vardır Bengal ormanlarının
Bir de asyalılann
San ve de ak deriiiierin
El ve ayak tırnaklarından
Bir de şimdiye dek söylenmiş bütün türküleri toplayacagım
Ama dünya kuruldugundan beri söylenmiş bütün türküleri
Aşk ve hat üstüne
Aşk ve şehvet üstüne
Aşk ve toprak üstüne
Aşk ve ölüm üstüne
Ölüm batsın
Ölüm yerin dibine, dibine batsın
Gözüm görmesin şu ölümü
Gözüm görmesin ölümler
Gözüm görmesin
Görmesin
Başım dönüyor
Ver elini, ver elini, ver elini
Gözüm görmesin ölenleri
Ver elini
Elierin ne kadar da sıcacık
İşte ben bütün bunlardan ışık yapacağım
Var mı bir diyeceğiniz
Yeni doğmuş bebelerden atom yapacağım
Bakın görün ki bütün ağaçların kökü ışık olmuş
Bakın görün ki bütün yapraklar, dünyadaki bütün yapraklar
Gece gündüz balkıyıp durur
Yalnız Bengal ormanındakiler değil
Karanlığın damarlarına bir kan yürüteceğim
Pul pul ışık
Pul halkıyacak
Karınca ayaklanndan, balinanın çene kemiğinden,
Tekmil arıların kanatlarından,
Yılanların yalım kırmızımsı dillerinden
Çocuklara oyuncak yapacağım
Bengal ormanının fili yavrulamış
Her biri bir top ikiz ışık
Seni gelir uyandırırım, şu bu değil, hayal mayal değil
Gelir seni düpedüz uyandırırım
Sevgilim değil misin
Gözlerine bir top ak bulut sürerim
Bir damla Çin seddi yağmuru
Işığı şarap yaparız
Ediyorum ediyorum uyanmıyorsun
Amma da çok uykun varmış be sevgitim
Şu ölümlü dünyanın yarısını da uykuya ve
Olur mu ya, olur mu ya sevgitim
Halbuki ben ışıktan gece
Geceden hayat yaparım
Canım sıkılırsa dünyanın bütün gecelerini toplarım
Bak, hepsini hepsini hepsini toplarım
Bir damla gece bırakmam şu sizin dünyanızda
Bak karışmam ha, bir damlacık bırakmam
İlaç için bırakmam
Torlar topadar hepsini götürür
Kafdağının arkasına
Hapsederim
Eline ayağına zincir vururum
Ne yaparsınız o zaman
Elini ayağını kırk kat urganla bağiarım
Ne etseniz neyleseniz kurtaramazsınız elimden geceterinizi
Gecesiz ne yaparsınız
Deli olursunuz be
Bütün gecelerinizden bir top kapkara mermer yaparım
….
Hiç mi rastlamadım sanıyorsun
Ben rastlamadımsa Gagarin rastladı
Gagarin neden ne yaptı acaba orada
Gagarin ne düşündü acaba orada
Gagarin ne duydu acaba orada
Anlatsana be Gagarin
Anlatamaz ki, söyleyemez ki, bilemez ki
Dilinin ucuna gelir, belki de gelmez ki
Gagarinin eli dokundu oraya, ışığın köküne eli dokundu
Karanlığın köküne eli dokundu
Ne mutlu bana
Gagarin hiç bir şeyi söyleyemez ki
Gagarin Marlin Monronun gözlerini görmüştür
Ne var o kızın gözlerinde
Gagarin söyleyemez ki
Çukurovadaki kızın gözlerini ben gördüm
Anlatmaya dilim yetmez ki
Ben diyorum ki size, ben aşkın ve ümidin adamı
İşte ben böylesi bir adam
Ben diyorum ki size
Bir dil bulacağız her şeye varan
Bir şeyleri anlatabilen
Böyle dilsiz, böyle düşmanca, böyle bölük pörçük
Dolaşmayacağız bu dünyada
Her şey her şeyi söyleyebileceğiz bu dünyada
Her şeyi birbirimize
Gagarin ışığın yapraklarını bir bir anlatabilecek Dünyada iki buçuk milyar çift el
Bir gün göreceksiniz ki bu iki buçuk milyar çift el İki buçuk milyar kere ışık dokuyor
Söyleyin bana hoşunuza gitmez mi
Işık vazgeçtim
Şöyle bir gözünüzün önüne getirin ki
Dünyada bir tek insan bile kalmamış
Çiçekler, böcekler, hani şairlerin anlata anlata bitiremedigi bir dünya
Ama bir tek insan yok
Ben bu dünyayı sizin başınıza çalarım
Ben bu dünyadan öfke yaparım
Kudurmuşluk yaparım
Sözden öfke yaparım
At kuyrugu kılından,
Şahin teleginden öfke yaparım
Kannca ayagından,
Örümcek agından öfke yaparım
Gölgeden öfke,
Böcekten,
Tekmil böceklerden öfke yaparım
Demirden, bakırdan, çelikten, tunçtan
Kayadan, taştan, elinizdeki atomdan Gagarinden,
Bütün bebeklerin, dogmuş dogacak bebeklerin, Dogmuş dogacak eniklerin,
Dogmuş dogacak bahar taylarının
Dogmuş dogacak buzagılann,
Dogmuş dogacak civcivlerin,
Dogmuş dogacak kertenkelelerin,
Gözlerinden öfke yaparım,
Kudurmuşluk yaparım
Aynalardan atom yaparım,
Ulan neyinizle öğünüyorsun be
Yabanıllar, kan içkiler, verin o elinizdeki oyuncağı
Kızdırmayın kafamı insan yüreklerinden öfke yaparım,
Öyle bir öfke ki
Kızdırmayın kafamı
Haydi defolun başımdan
Tekmil aynalardan atom yaparım
Haydi haydi cehennem olun başımdan
Havanın yüzünde bir sürü leylek, ak leylek,
Zambaklar gibi açılmış
Ne diyordu Türkmen karısı
Leyleğin ayağı kırmızı deynek.
Sayfa 85 - Yapı Kredi Yayınları