Gönderi

168 syf.
8/10 puan verdi
Sadece ismini bildiğim, günün birinde okumam muhtemel birçok yazar var. Ahmet Hamdi de onlardan biriydi. Yazarların bu "bir gün okunacaklar" havuzundan çıkıp gelmeleri genelde küçük tesadüflere dayanır. Paris gezisi hakkında yazılmış bir blog yazısında Ahmet Hamdi'den bir alıntıya denk geldim. Cümle o kadar muzipti ki "tamam" dedim "okumalıyım bu adamı." Sonra gittim, görece daha ince olduğu için bu kitabı seçtim. Şans eseri çok iyi bir seçimde bulunmuşum çünkü bu roman, diğer romanlarında sürecek bir havanın ilk ortaya çıktığı yer imiş. Kitap akış açısından biraz ilginç. En başta bir karakter ile karşılaşıyoruz. Sonrasında onun hayatıyla yakın, uzak birçok başka kişileri de tanıyoruz. Tanımak olarak nitelendirdiğim bu kısımlar kitabın tamamını oluşturuyor aslına. Her bir karakter kendi içinde bir yaşam anlatısına sahip. Yine hepsi birleşerek dönemi ve mekanı meydana getirme gücüne sahipler. Bu tarz karşılaşmadığımız bir şey değil, hatta uzun romanların özelliklerinden. Ama bu romanda her yeni bölümde başka birinin hayatından sahneler gördükçe "ne zaman geri dönüp olayların akışına devam edeceğiz?" diye endişelenir oldum. Kitabın aceleye gelmiş bir sonu olacak diye korktum. Böyle bir son olsa bile kötü düşünceler barındırmazdım kitaba dair çünkü insanlardan bahsedilen kısımlar çok güzeldi. Zaten böyle bir son yerine çok seveceğim bir mektupla bitirdik. Yazarın işin içine dahil olmasını her zaman severim. Mahur Beste'de de ana karaktere hitaben yazılmış bir mektup vardı. Ahmet Hamdi üretme sürecinden, kitabın (tefrika) ilerleyişinden, anlatmak istediklerinden, bundan sonra yapacaklarından bahsetmiş. "Senin hikayeni anlatacaktım ama başka kişiler geldi, onları da görmezden gelemedim" minvalinde itiraflarda bulunmuş. Çok da güzel olmuş. Başka kitaplarına geçmem adına beni çok motive etti. Aradığım şey de bir devam kitabı olmayacak bu arada. Aynı karakterleri bulamasam bile önemli değil. Hikayenin sonunu talep edecek açgözlü okurlardan değilim. Sürecin kendisinden zevk almayı şöyle böyle huy edindik şükür! Bir yazar hakkında konuşurken "orta oyundan romana geçme çabası" gibi bir şey söylenmişti bu dönem için. Olabilir. Bazı karakterlerin konuşmaları ya da yaptıkları fazla komik olabiliyor ama ben bundan rahatsız değilim. Hatta o komedi beni içine alıyor, eğleniyorum. Belki benim için henüz yeni sayılabilecek bir şey olmasındandır. Dili de çok sevdim.
Mahur Beste
Mahur BesteAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20236.5k okunma
·
54 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.