Gönderi

Çok masumane, çok yerinde ve tamamen helâl bir iş yaptığımız halde Müslümanlar olarak biz lokmayı ağzımıza götürürken "Bismillâhirrahmânirrahîm" deriz. Yani bir bakıma kendi gıdamızı temin ederken bunun bir ruhsat içinde olmasını gözetiriz. Neden? Çünkü yaşamak, hayat içinde bulunmak, mutlaka başka hayatlarla, başka yaşama alanlarıyla zıtlaşmayı, çatışmayı gerektirir. Biz insanlar, aynı zamanda hayvanlar, hatta bitkiler başka canlıların hayatlarıyla besleniriz. Yani dünyada sadece küçük balıklar büyük balıklar tarafından yutulmazlar. Aynı zamanda Bütün canlılar birbirleriyle yutma yutulma ilişkisi içindedirler. Sözün gelişi biz süt içiyoruz. İnsanlar süt içtikleri zaman şunu düşünüyorlar mı ki, süt dediğimiz şey bir memeli hayvanın yavrusuna besin temin etmek için sağladığı şeydir. Buzağı olmadığımız halde inek sütü içiyoruz. Demek ki başkasının beslenme alanını kendi lehimize çevirmişiz. Yağlı tohumlar dediğimiz şeyler yiyoruz, meselâ fındık, fıstık, badem. Bütün bunlar nedir? Bunların hepsi birer tohumdur. Yani yediğimiz ceviz, yeni bir ceviz ağacı yetişmesi için ortaya çıkmış olan şeydir, siz yiyesiniz diye ortaya çıkmış değildir. Ama biz bunu hep yapıyoruz. Bir başka canlıların hayat alanını kendi hayatımızı devam ettirmek için yok ediyoruz, bir bakıma tahrip ediyoruz. Bunu yapmakla niyetimizin sadece kendi hayatımızı idame ettirmek olduğu, dünyanın düzenini ve başka canlıların hayat hakkını ihlâl etmek niyetiyle olmadığımızı vurgulamak için, belirgin kılmak için de Bismillâhirrahmânirrahîm diyoruz. Yani Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla ben bunu yapıyorum, yoksa dünyaya bir fesat yaymak için bu işi yapmıyorum. Sadece kendimi beslemek, kendi hayat düzenimi devam ettirebilmek için bunu yapıyorum, anlamını yansıtan bir tavır gösteriyoruz.
·
120 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.