Gönderi
İslam Nizamı
Ali Bulaç, tarihsel ve ideolojik bir düzlem üzerinde İslam tanımlaması ile başlıyor eserine. İslam'ın ne olduğunu ve diğer ideolojilerden nasıl kendini ayırdığını sade ve net bir şekilde fazla derine inmeden açıklıyor. Hatta bu konular hakkında bir kaç sayfa çeviren birinin yeni öğreneceği bir şey yoktur dahi diyebilirim.
Burada önemli olan nokta insanlar arasında İslam nizamının yeniden muzaffer olması için herkesin elinden geldiğince bir çaba gösteriyor olmasıdır. Bulaç da kendi efradına bu eser ile birlikte istikamet üzere olması gereken mesajı taşımıştır.
Bir kaç zaman sonra hatırlamak adına, özet niteliğinde, başta kronolojik olarak İslam nizamının etkinliğinin insanlar tarafından değersizleştirilmesinin sosyolojik çıktılarını tartışmıştır Ali Bulaç. Sonuçlarına karşı İslam ya da İslam'sızlık karşı tutumunun tamamen uygulanma pratiğinde olmamasından dolayı ortaya çıkan uzlaşma/adaptasyon/bozulma hareketlerinin İslam'ı nasıl kadük kıldığını popüler örneklerle açıklamıştır. Akla Rasim Özdenören (Allah (cc) rahmet eylesin) 'in şu çıkışını getirir: "Toplum İslam nizamı ile yönetilmemektedir; ama faize çözüm bulması için İslam'a koşulmuştur. Bu çarpık durum, olayı çözümsüzlüğe götürmektedir", mana olarak.
Ali Bulaç bu uzlaşma tutumuna karşı Allah Resulü (sav)'nün iki hadisini aktardığı kısımda karşı olduğunu da açıklar. Bu hadislerde mana olarak şu geçmektedir:Bedir'e doğru yol alırken bir müşrik gelir ve İslam ordusuna katılmak istediğini dile getirir. Allah Resulü ise onun şehadetini sorgular; cevap olumsuz olduğunda da o kimseyi ordudan uzaklaştırmıştır. Yani yola aynı istikamet üzere olanlarla devam edilir.
Bu ve benzeri eserlerin anlaşılmasındaki en önemli unsur İslam, eklentik değildir ve tenakuz oluşturacak şeylerin dahli söz konusu değildir. Ancak zamana ve coğrafyaya göre "fıkhının" tartışılması gerektiği noktalar olmuştur. Bu iki farklı zaviyeyi doğru anlamak gerekmektedir.
·
48 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.