"Bu kitabı Atatürk, ölümünden bir buçuk yıl kadar önce, III Türk Dil Kurultayı'ndan hemen sonra 1936-1937 yılı kış aylarında Dolmabahçe Sarayı'nda kendi eliyle yazmıştır." önsözüyle başlar. Önsözün devamında Atatürk'ün kişiliği hakkında bir şeyler öğrenmiş oluruz: Atatürk önerdiği terimlere gelen eleştirileri hoşgörüyle karşılardı hatta buna sevinirdi. Hepimize örnek olması gereken davranışlardan biri bu. Hayatımızın bir noktasında patron ile lider arasındaki farkları duymuşuzdur, lider gibi görünen patronlar içinde gerçek bir lidere sahip olduğumuz için şanslı bir milletiz. Bu şansın sonucunda da böyle bir esere sahip olduk.
Atatürk sayesinde nasıl terimlere sahip olduk bir bakalım:
Bu’ud – boyut
mekan – uzay
satıh – yüzey
kutur – çap
nısf-ı kutur – yarıçap
kavis – yay
muhit-i daire – çember mümâs – teğet
zâviye – açı
re’sen mütekabil zâviyeler – ters açılar
zâviyetan’ı mütabâdiletân-ı dâhiletan – iç ters açılar
kaaide – taban
ufkî – yatay
şâkulî – düşey
amûd – dikey
zâviyetân-ı mütevâfıkatân – yöndeş açılar
va’zîyet – konum
mustatîl – dikdörtgen
muhammes – beşgen
müselles-i mütesâviyü’l-adlâ’ – eşkenar üçgen
müselles-i mütesâviyü’ssâkeyn – ikizkenar üçgen
şibh-i münharif – yamuk
mecmû – toplam
nisbet – oran
tenasüb – orantı
mesâha-i sathiyye – alan
müştak – türev
müsavi – eşit
mahrut – koni
faraziye – varsayı
hat – çizgi
mukavves – eğri
seviye – düzey
dılı – kenar
muvazi – paralel-koşut
menşur – pürüzma
hattı mail – eğik
veter – kiriş
re’s – köşe
zaviyei hadde – dar açı
hattı munassıf – açıortay
muhit – çevre
kaim zaviyeli müselles – dikey üçgen
tamamlıyan zaviye – tümey açı
murabba – kare
mümaselet – imsiy
umumi totale – ökül
küre – yüre
Günümüzde terimlerden bazılarını değişikliğe uğramış haliyle biliyoruz: “varsayı, pürüzma, dikey üçgen, dikey açı, tümey açı, imsiy, ökül, yüre” terimleri yerine, bugün sırasıyla “varsayım, prizma, dik üçgen, dik açı, tümler açı, benzerlik, tüm/bütün, küre” terimleri kullanımda.
Bu değişiklikler olmasaydı kuracağımız cümleler şöyle olacaktı:
"Üçgenin iç açıları toplamı 180 derecedir” yerine “Müsellesin, zaviyetan-ı dahiletan mecmu’ü 180 derece”,
“Eşkenar üçgen” yerine “Müselles-i mütesaviyü’l-adla”,
“Bir üçgenin alanı, tabanı ile yüksekliğinin çarpımının yarısına eşittir.” yerine “Bir müsellesin mesaha-i sathiyesi, kaidesiyle irtifaının hasıl-ı darbının nısfına müsavidir.”
Hem yazım hem okunuş hem de anlayış açısından paha biçilemez bir armağan bizlere.
Minnettarım, anlayışımızı genişletmesine, değişen terimlere rağmen geometri öğretiyoruz diye önümüze koyulan ders kitaplarından daha anlaşılır olmasına... İyi ki vardın, iyi ki varsın.