Biliyorsunuz en son Trabzon'dan Tarsus'a geçmiştim...
İlk izlenimlerimi anlatmaya başlayayım:
Öncelikle çok sıcak. Havası aşırı nemli.
Zaten dünkü paylaşımımda bu durum hakkında buranın yerlileri yorumlarda uyarmıştı beni.
O zaman ne demek istediklerini pek anlamamıştım şimdi daha iyi anlıyorum..
Yani klima mlima geç onları. Tamam klimalı yerde serinliğe alışıyorsun ama dışarı çıkınca ne oluyor? Bu sefer klima kullanmayana göre 10 kat fazla sıcak çarpıyor seni.
Ne gömlek kalıyor ne de başka bir şey. (Gömlek nereden çıktı ya? Neyse silmeyeyim kalsın. Hayatımda mecbur kalmadığım sürece hiçbir zaman resmi giyinmeyi sevmedim. Hep spor)
Ben böyle bir nem ve havasızlığı Antalya'da bile görmedim.
Tamam belki buranın iklimine alışmış yerlilerine göre abartılı gözükebilir ama, siz de takdir edersiniz ki bir anda iklim değiştirmiş bir insan için böyle hissetmek çok doğal..
Sadece bir kez Trabzon'un merkezinde bu durumu yaşadım, yaylalarında bir sorun yok ama.
Neyse bunları silelim kafamızdan.
Şimdi güzel şeyler vakti:
Şehire Kleopatra kapısından giriliyor.
Burası kadim uygarlıklar döneminde antik bir liman kentiymiş.
Kleopatra kapısının hemen çıkışı falan her yer komple denizmiş aslında.
Zaman içerisinde bu deniz onlarca kilometre nasıl o kadar çekildi ağzım açık kaldı.
Acaba kıta alttan tektonik kayma mı yaptı onu bile düşünmedim değil.
Şehir, merkezi olarak çok şirin çok sempatik tek bir cadde üzerine kurulu.
İnsanları tam bir Akdeniz insanı, çok sıcakkanlılar..
Bir yerde çay içerken ya da bir şeyler yerken veyahut esnaflarla muhabbet ederken, mutlaka önce ismimi soruyorlar ve hep ismimle hitap ediyorlar.
Bu sıcak ve sempatik geldi, iyi hissettirdi.
Buranın en meşhur yiyeceklerinden biri tantuni sanırım, adım başı tantuni dükkanı var. Fakat bildiğimizden daha farklı yapıyorlar.
Tavuk kuşbaşını sacda kavururken arada içine su karıştırıyorlar ve öyle kavurmaya devam ediyorlar. Hoşuma gitti güzel.
Oteller moteller pansiyonlar hınca hınç dolu idi.
Ben boş yer bulamadım. İyi ki de bulamamışım.
Mesleğimle bir alakası olmamasına rağmen bir öğretmen evini tavsiye ettiler orada kalıyorum.
Ama çok hoşuma gitti, bundan sonra gittiğim yerlerde ilk önce öğretmen evlerine gideceğim.
Mis gibi tertemiz ferah...
Akşam güneş battıktan sonra bahçede serinlikte öğretmenlerle birlikte çay içip muhabbet etmek çok hoşuma gitti.
Neyse konumuza dönelim.
Şehri henüz tam gezemedim ama boydan boya çarşıyı dolaştım, Danyal Peygamberin kabrine gittim.
Antik caddeye gittim (Roma yolu)
Yalnız bu Roma yolunun arkasındaki Old Tarsus konusu üzerinde biraz durmak istiyorum..
Bunu nasıl anlatacağımı bilemiyorum, çok egzotik ve çok mistik bir duygu bu..
Aslında bu da tam karşılamıyor, gizemli ve ziyadesi ile antik bir his mi desem onun gibi bir şey..
Bunun yanında dün bahsettiğim gibi Kur'an'ı Kerim'de bahsi geçen Ashab-ı Kehf mağarasına gittim.
Bunun da yanında dün Tarsus'ta gidilecek birkaç yer daha önermişsiniz, oralara da gidersem izlenimlerimi paylaşırım.
İnşallah diyelim de (Yani: Allah dilerse) kısmet olsun..
Çünkü net konuşmak hep korkutuyor beni.
Bunu demediğim zaman hep bir engel çıkmıştır :)