Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Rüzgar Esince
Şimdiki gençler bize benzemiyor Nermin Abla. Sevimsiz değiller de ne bileyim, çok acemiler sanki. Yaşama acemisi. Yalnızlar, ürkekler, çabuk sıkılıyorlar. İşlerini kaybetmekten, birilerine bağlanmaktan korkuyorlar. Tek başlarına yaşamayı seçiyor, hayatlarını böyle kurguluyorlar. Tuhaf bir iletişim kuruluyor bazen aralarında, çabucak tüketiyorlar onu da. Âşık olmaktan çok aşk yapmayı tercih ediyor, birlikte olmak diye adlandırıyorlar sevişmeyi. İlk duyduğumda hoşuma gitmişti bu "birlikte olmak". Ne iyi işte demiştim, kimse kimsenin olmuyor, kimse kimseye "en değerli şeyini" vermiyor. Sonraları fark ettim ki birlikte olmak, gerektiğinde karşılanan bir ihtiyaç yalnızca, sonra herkes kendi dünyasına kapanıyor. Böyle olunca sevgi, özveri, birbiri için özel olma, vazgeçilmezlik filan yok, yitip gidiyor. Bazen bir-ikisini el ele görünce öyle yakıştırıyorum ki birbirlerine ama olmuyor, haftalar içinde bitiyor aşk. Bir anlatabilsem Nermin Abla, yaşayabildiğimiz ve mutluluk diyebileceğimiz ne varsa, bir sevincin hüzne dönüşmesi arasında değil midir zaten? Sevinçleri çoğaltmak, hüzün zamanını geciktirmek gerekmiyor mu? O biricik hayat hep bir vedaymış gibi görülebilir mi?
Sayfa 66 - Yapı Kredi Yayınları
15 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.