Akşam üstüne doğru bir kış vakti , sokağın başında , kirli kaldırımların önünde karanlığın içinde hüzünle bekleyen , acıyı ise gülerek karşılayan garip bir çocuk gördüm kulağında jiletli bir küpe , üstünde bir mont ayağında siyah pabuçlar , çantasında gam çiçeğinin kırmızı kahverengi defteri , kimsede bulamıyorum kendimi dedi ve o garip gülüşünü tekrarlardı farklı bir çocuktu öyle bir gülerdi ki bazen dünyanın en neşeli insanı sanırdınız bazen ise üzüntünün ve acının dili sanardınız öyle gülerdi , fark ettim ki kederin en dipsiz kuyusunun içinde onun ruhu , kalbi Karacaahmette toprağın bile yitiremediği kusursuz , muntazam bir mavilikte
Beyaz bir masada açtı gamın en güzel çiçeğinin defterini , okumaya başlayınca göğün eşsiz renginin ortasında mahsur kaldı , Kederin dakiltosunda yazılmıştı şiirler çocuk şimdilerde o dakiltonun sahibiydi ,dünya tarafından anlaşılmayan satırlar ilişmiş gözüne tüm benliğiyle anlamış o ağır satırları kimsenin anlayamadığı satırları anlayabilmiş , bir tutam çocukluğunu bir tutam düşüncelerini bir tutam ruhunu , kendini bulmuş hüznün satırlarında
Çocuk ilk defa sevinmiş çünkü ilk defa anlaşılmış biri tarafından , yalnızlığı son bulmuş çocuğun varmış artık büyülü bir ruh yoldaşı bir ablası ,kimseye duyamadığı o alevli sevgi sarmış tüm benliğini , çocuk Nilgününden önce aslında kimseyi gerçekten sevmediğini fark etmiş ve
Şu satırlar dökülmüş kaleminden
Ne optimist bekler aydınlığı
Ne pesimist karanlığı
Ne de realist bir gerçeği
Seni beklediğim kadar
Geçmedi geçmez ! , her zerrem ister gelmeni , büyük ateşlerde yanan kalbim hep bekler seni , kalpte kemik yokmuş Canım Nilgün öyle söylediler ama senin bu dünyada olmadığın aklımdan her geçtiğinde kırılıyor İsyan ediyorum 87 ye , isyan ediyorum koşulların ruhumuzda açtıkları yaralara , Yokluğunda doğduğum bu yerkürede , 2001 de ilk defa ağladım , attım cehenneme ilk adımlarımı , senin gidişinle yozlaşmış şehirler gökler kaybetmiş ışıltısını her gün seni soruyorlar bana cevap veremiyorum , ruhunun izi ruhumda kalmış , kalbim tek bir denize kenetlenmiş , sevginin zincirleri sımsıkı sarmış , açmaya cürret edemem çatlatır benliğimi orta yerimden , yüreğin yüreğime bakar bakar durur ,
akrep yelkovanı kovaladıkça sana kavuşmayı bekler bu garip çocuk , gün sayar sayar sayar durur Zaman geldiğinde saatler durur , o an çocuk ablasına kavuşur.
Bu dünyada bir tek ben , ne olursa olsun hep seni sevicem , çünkü ben hiç anlaşılmadım senin gibi
Ve daha önce kimseyi sevemedim senden başka
Ayrıca elimde değil
Ben böyle seviyorum.
Şunu da biliyorum
Biz birbirimizi hep seveceğiz
Çünkü ruhlarımız ikiz kalplerimiz bir
Gün gelince de kavuşacağız ablam ,
Sen gamın çiçeğisin
Ben ise gamın dikeni
Canım Nilgüne
Sana sonsuz sevgi sonsuz saygı ve kavuşunca bitecek bir özlem ile …
Kötü Şöhretli Yazar
05.06.2024