Gönderi

Ahmed ARİF - 33 Kurşun
"Şimdi adını çıkaramıyorum, o arkadaştan özür dilerim. Felsefe hocasıydı. Bir gün yanında iki arkadaşıyla çalıştığım gazeteye geldi. Kendini tanıttı, çay içip konuşuyoruz. O zamanlar TÖS var, Türkiye Öğretmenler Sendikası. Laf aramızda, "Yahu bırakın artık böyle işleri. Doğru dürüst öğretmen olun. İş tutun, evlenin, çoluk çocuk sahibi olun" dedim. Bana, "Anam gibi konuşuyorsun"; diye cevap verdi. Dedim ki: "Ben bunu bir tariz, bir hakaret saymıyorum. Anan böyle konuşuyorsa kurban olayım ona. Onun da ellerinden öperim. Benim de anamdır o kadın. Hapishanecilik bir meslek değil ki yani..." "Bak Ahmed Abi" dedi, "Anamın bir hikâyesi var, sana onu anlatayım. Hapisten çıktık, bizim evde oturuyoruz. Çay, kahve içiyoruz. İşte meyhaneye gidiyoruz geliyoruz 7-8 arkadaş. Hep birlikte hapis yatmışız. Anam, oğlum bırakın bu dedikoduları diyor. Ev-bark sahibi olun, bir işe girin. Arkadaşlardan biri bir gün, `Bak teyze' dedi. `Sana bir şiir okuyayım.' Ve senin "Hasretinden Prangalar Eskittim" kitabını çıkardı, başladı `Otuzüç Kurşun'u okumaya. Anam ne dedi biliyor musun: `Girin ulan, hepiniz hapse girin. Ben hepinize bakarım.'"
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.