Gönderi

88 syf.
7/10 puan verdi
·
25 günde okudu
Bu kitap kelimesiz yazılmalıydı bana kalırsa ama insan yorumuyla yüklenmemiş duyumları anlatabilmek için bile kelimelere ihtiyacımız var, ne tuhaf. Ben hafifleme arzusu duyarken karşılaştık. Bir yandan kendimi bırakmak isterken diğer yandan kelimelerimin yetmediğini hissediyordum, kelimesiz kalmaktan, aslında anlamı yitirmekten korkuyordum. Ama anlamanın sözlük yüküyle yüklenmek olmadığını görüyorum şimdi. Bu kitapta sözlük anlamını bilmediğim çok kelime yok, nitekim bana farklı anlamlar gösterdi. Suya dönmek. Düşüncenin, beşer olmanın ağır yükleriyle yüklenmemek. Mümkün mü? Görünmeyeni gören çocukluğumun boğuk çığlığını ne kadar işitiyorum? Geçmişi de bir kalıp içinde düşünüyormuşum, bireysel hayatıma, kişisel tarihime odaklanarak. Büyük insanlık tarihi içinde, hatta insandan önce, doğanın içinde bir yerim olduğunu düşünmemişim. Etrafıma, okuduklarımın, baktıklarımın çoğuna bakınca insanca hırsları, kaygıları ne kadar çok benliğimle ve benliğimi ne çok varlığımla eş tutmuşum, bu da ağırlaştırmış beni. Ufka bakarken ne düşünülür demiştim bir zamanlar. Ufka bakarken ufuk olunurmuş. Kendimi bedenimin ve kimliğimin içine hapsettiğimden başka bir şeyler olmak bana kaypaklık gibi gelirdi eskiden. Şimdi parçası olduğum bir deneyim olabileceğini -bunca zaman parçası olmayı reddettiğim- görüyorum. Hiç bırakamayacağımı sandığım kavramları bırakınca hafifliği buluyorum. Bu sessiz coşku süreğen bir hal olabilir mi merak ediyorum, hala katı bir tertibi olan, eli temiz kalsın isteyen o uygar insanlardanken. Kaygılarımı, düşüncelerimi ve yüklerini sırtlanmaya bunca alışıkken. Yine de buraya gelebilmek güzeldi, hatırlamak istedim.
YerKuşAğı
YerKuşAğıDeniz Gezgin · Can Yayınları · 2020311 okunma
·
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.