Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

336 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Üniversitede üçüncü sınıfa giderken bir saz çalma merakı almıştı beni. Gece gündüz çalıyorum rüyamda. O eşsiz büyülü türküler eşliğinde hikayelerine de gömülüp kayboluyorum adeta. Birgün saz ustası Ozan dayı ile tanıştırdılar beni ve dört arkadaşımı daha. Aman ya Rabbim, o nasıl bir ses, o nasıl bir sazı dillendirmektir!.. Saz sanki bir sandalye çekip karşımıza, anlatıyor yanık sevdaları. Meğer Ozan dayı'nın sevdalandığı bir kız varmış. Ama kavuşamamışlar yoksulluğun utancı ile gurur ayırmış onları. "Aklıma gelince yere göğe sığamaz olur, koyunlarımı da alır giderim. Bazen karım dayanamaz ara, bul, getir der. Nasıl giderim?" derdi. Biz oradayken bile kalkar giderdi anlatırken. Seksen yaşlarında toruna torbaya karışmış bir dede ve sökülmeyen bir kara sevda... Hani eskiyi hasretle derin bir ah çekerek aşklarını, geçimini, bayramlarını, şen şakrak yapılan tarla işlerini, topaçla bilyeyle oynadığımız oyunları yad ederiz ya, bu kitap bende bu anıları canlandırdı işte, göçtüm gittim bu diyarlardan sevda kuşunun kanadında. Masal tadında ilerledim her sayfada. Eskiden fotoğraf yokmuş. Sevgilinin yüzü nakış gibi işlenirmiş yüreğe... Kolay değil o nakışı, bakışı işlemek de sökmek de. Bir ömüre bir nakışı zor işlemişler ki bir başkasına ne zaman kalmış ne derman... Konuşmak bile ayıpmış. Her hareketten derin anlamlar çıkarılarak anlaşılırmış karşılık bulup bulmayacağı. Nefesini duymak, gözlerinin değdiğini hissetmek için nikaha kadar özlemle beklenirmiş. Onca lafa gerek yok şu cümle yetiyor aslında, her anlamı gizlemiş sanki içine. "... gözleri söz, bakışları uzun bir roman..."(sayfa233) Mışlı mişli anlatıyorum çünkü bir masal kadar uzak kaldı; o yıllar, o aşklar, o muhabbet... Her iş zahmetliymiş, yorucuymuş ama kıymeti bilinirmiş yenen bir lokmanın, içilen bir damlanın... Sevmek de mühim işlerdenmiş ki aceleye gelmeden bir kez olur tam olurmuş. Hep deriz ya "Sevgi neydi? Sevgi emekti..."diye şimdiki aşklar emeksiz, aceleci olduğu için mi kıymetsiz olup sevdaya dönüşemiyor acaba?.. "Bir seviyi anlamak Bir yaşam harcamaktır, Harcayacaksın. " Harcanırmış bir ömür. Beklerken bir ömür harcanacak kadar ızdırap yaşanır, kavuşunca da sanki kalan son günüymüşcesine yaşanırmış. Kavuşmanın da ayrılığın da beklemenin de tadı başkaymış damakta iz bırakır, geçmezmiş. "Unutmak kolay mı? ” deme Unutursun Mihriban’ım. Oğlun, kızın olsun hele Unutursun Mihriban'ım." Mihraban'a olan yangınını dizelere bu kadar güzel işleyen Karakoç, unutursun derken kendisi gerçekten unutmuş muydu? Tabi ki kendince avunmuştu, arada kanayan yarasını kendi kendine sarıp sarmalamıştı. Kara sevda dedikleri işte bu olsa gerek. Şimdiki gibi görünüşe tapılmazmış, kimse de boyaya gömülmezmiş kendini güzel görmek için. Kirden arınmış bir ten ve güllü kadife fistanmış güzellik; ne fondöteni var ne farı ne bilmem nesi. Nedim diyor ya: "Güllü dîbâ giydin amma korkarım azâr eder Nâzeninim sâye-i hâr-ı gül-i dîbâ seni " "Ey nazlı yarim, gül resimli elbise giydin ama korkarım ki bu elbisedeki güllerin dikenlerinin gölgesi seni incitir. " Bu mısralardan iki günlük aşkları anlatan "aşk Bodrum'da yaşanıyor güzelim" dizerine kadar düştük. Kabul edelim her şeyden biraz biraz düştük... Sevda üzerine ne çok söz söylenmiş... Kitabı okudukça aklıma gelenlerdi bunlar. Biraz da kitaba değinecek olursam şimdilerde sürekli dem vurduğumuz eski kara sevdalardan birine tanık oldum. Yıllar boyunca ilk günkü tazeliğini koruyan bir evlilik, içi boşaltılmamış bir aşk, birbirini yarıyolda bırakmadan omuz omuza yaşam mücadelesi veren bir çiftin gerçek hikayesi anlatılıyor. Yazar kendi hikayesini kendi ağzından anlatmış. Kapıya dayanan ölümle mücadele ederken adım adım yaklaşmak ve hergün biraz biraz daha fazla ölmek... Ölüm ayırdı derler, gönülden bağlı olanları hiç ölüm koparıp ayırabilir mi?.. "Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini, Ve neden sonra Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede, Hatırla ki mahşer günüdür Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum. " Sevgiyle kalın...
Ölümün Gölgesi Yok
Ölümün Gölgesi YokAdnan Binyazar · Can Yayınları · 2012203 okunma
··
104 görüntüleme
Icetree okurunun profil resmi
Şiir mi okudum inceleme mi belli değil:))Gerçekten çok hoş bir anlatım tarzınız var .Saz çalan türkü seven insanlar ayrı bir samimi gelir zaten bana.Yüreğinize sağlık.Siz hep yazın..
Şinka okurunun profil resmi
Utangaç biri böyle güzel bir yorum alınca susar kalır tabi :) Nasıl teşekkür edeceğimi bilemedim. Çok mahçup ettiniz beni sağ olun, var olun :))
2 sonraki yanıtı göster
Cumhur okurunun profil resmi
Mükemmel bir inceleme olmuş.Emeğinize sağlık.
Şinka okurunun profil resmi
Beğenmenize sevindim, teşekkürler Cumhur bey :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.