Gönderi

140 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 8 days
Selahattin Demirtaş bu öyküyle hem Türkiye'nin hem de dünyanın görmezden geldiği bir çok konuya değinmiş. Özellikle çocuk işçileri ve kadın cinayetleri. ..Kitabı çok beğendim. Bir solukta okunabilen, dili ve üslubuna yabancı olmadığımızdan bazen güldüren bazen de huzunlendiren bir Selahattin Demirtaş ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Kitabın incelemesini de Diyarbakırlı yazar Şeyhmus Diken in yazısıyla yapmak istiyorum. ŞEYHMUS DİKEN Seher anladığımız anlamda klasik bir öykü kitabı değil. Öyküdeki kurmaca ile hayatın bizatihi kendisindeki anı-anlatı meselesi sanki iç içe geçmiş gibi. Sıralama yaparsam “Tarih Kadar Yalnız” ve sırasıyla “Kara Gözlere selam olsun” ile “Ah Asuman” öykü damarını en sağlam yakalamış olanlar. Kitaba adını veren Seher, Temizlikçi Nazo, Halep Ezmesi öyküleri kitabın ithaf bölümündeki “Katledilen ve Şiddet Mağduru Kadınlara” ifadesinin sahici edebiyatı olarak duruyor karşımızda. Selahattin Demirtaş Seher’de tutturduğu ironik dille siyasetçi kimliğiyle kitlelere karşı konuştuğu dil arasında bir paralellik yakalamış. Hemen “İçimizdeki Erkek” adını verdiği ilk anlatıda cezaevi avlusunu tarif ederken “diktörgen şeklinde dört metreye sekiz metre avlu, akşama kadar yürü yürü bitmez” derken tam da o ironiye parmak basıyor. Tabi devamında bir çift serçenin yuva kurarken sistemle ve aile içi iktidar olma ile çatışma hâli sağlam bir dille kotarılmış… Benim açımdan Demirtaş’ın Seher’inin 14 Eylül 2017 günü elime ulaşması ve aynı gün içinde okunup bitirilmesinin sonra da bu yazının yazılmasına vesile olmasının bir anlamı da şu. Aslında bir yönüyle de kitabın en sağlam öyküsü diyebileceğim Hasan Vefa Karadağlı adlı bir öykü kahramanının Murathan Mungan dizeleri üzerinden hikâyesi olan “Tarih Kadar Yalnız”daki sınıfsal analiz etkileyici. Hazır “Kentsel Dönüşüm” dediğimiz hilkat garibesi hâlin başta Diyarbakır Suriçi olmak üzere hayat içinde Kürt Siyasetini de şimdi kayyumlar üzerinden yeniden “vurmaya” yeltenilirken… Malum Karl Marx’ın Kapitali’nin ilk cildi 14 Eylül 1867 yılında yayınlanmış! Günü ve yılı itibariyle 150. yılı. Aslında belki de hiç farkında olmadan Demirtaş’ın öyküsü Das Kapital’in hala pak bir gerçeklik olarak dünya sahnesinde durduğunu ey okura anlataduruyor… Bir siyasetçinin edebiyatçı olarak sahneye çıkmasına çok mu anlam yükledik! Değil vallahi, hakkını verdik diye düşünüyorum. Malum bu tuhaf ülkede yaptığı “diğer işler” üzerinden siyasal kimliği nedeniyle değer verirler siyasetçilere. Mesela Selahattin Demirtaş’ın saz çalmasına, resim yapmasına ve yazmasına! Siz öyle yapmayın Demirtaş’ın siyasetçi kimliğini bir yana bırakın, şimdilik en azından! Edebiyatçı kimliği üzerinden bir okuma yapın bakalım kaç vereceksiniz. Ben, Demirtaş Edebiyata hoş geldi diyerek yetineceğim. (ŞD/EA) * Demirtaş, Selahattin. Seher. Eylül 2017. Dipnot yayınları, Ankara
Seher
SeherSelahattin Demirtaş · Dipnot Yayınları · 201711.3k okunma
·
54 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.