Kuklacı
#okudumbitti
KUKLACI & EMRE TİMUR
O marangozdu, ellerinin nasırlı olmasından dolayı ona nasırlı derlerdi. yüzüne taktığı maske sebebiyle bazen de maskeli, kimi zaman da kuklacı. Adı buydu. Kuklacı. Kendi elleriyle kukla yapıp satardı. Annesi ona hamileyken babasından şiddet gördüğü için bir bacağı eksikti. Şimdilerde ise şiddet gördüğü belleğini kaybeden babasına bakıyor onu babası gibi yedirip içiriyordu.
Kuklacıya iyi gelen ona yaşamı anlamlı kılan tek arkadaşı turuncu saçlı cüce Mandalina'ydı. Hayatında üç kişi vardı. Cüce Mandalina ve bellek siz babası.
Bugün onun doğum günü ve 32 yaşına giriyordu. 32 yaş ona göre masinecek bir yaş değildi. Ne çok, ne de az. Yeni şeylere girişmek için geç, ölmek için erken. Gençlik için çok geç ama, yaşlı bilge olamayacak kadar da genç. Yanıkların arasında çiğ, dirilerin yanında ise ölü.
Kalbi değil bacağı tahta sadece. El arabasında taşınırdı hep eşya gibi, küçükken. Koşup oynayanlara bakardı, sıkılırdı. Kendi kendine tahta oyuncaklar yapardı. Böyle böyle de marangoz oldu. Sonra da kendine protez bacak yaptı büyüyünce.
" İnsan bazen gerçekten sevildiğine emin olamıyor. Sevilmeye mi layık görmüyor kendini, yoksa sevenler fazla mı sahte seviyor, bilmiyorum. Yoksa tahta bacaklı olanlar sevildiğini anlamaz mı?
" Suçluluk duygusunu yönetebilen her şeyi yönetir. "
" Seni affedemediğimi düşünme! Affeden hafifler, affeden kendini affeder. "
"Unutmaya çalışmak hatırlamaya çalışmak demek, unutmak için önce hatırlamak gerek. "
Emre Timur'dan okuduğum ikinci kitap. Daha önce "Tereddüt" kitabını okumuştum. Felsefik bakış açısıyla konuyu içselleştirerek kahramanın gözünden yaşadıklarını felsefik dille anlatıyor. Sözleri adeta dans ettiriyor. Yer yer yazdığı cümleleri tekrar tekrar okuyup anlamlandırmaya çalışıyor. Farklı bir tarz deneyimlemek isteyen okurlara tavsiyemdir.
Kitapla ve sağlıkla kalın.
Okumam da emeği geçen 
Şebnem Şanlı yazarım 
emre timur a teşekkür ederim.
#kuklacı
··
288 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.