Ba'de kitabının yorumu ile geldim
Haziran ayının sıradaki kitabı 2024 yılı basımlı 135 sayfalık bir kitap.
...Unutulmuş sözcükleri hatırlattık birbirimize ve onlarca suskunluğumuzla geçip gittik boş kalmış yanlarımızdan...
𑁤İnsan tam yeni bir şehre, yeni insanlara ve sokaklara alışmaya başlamışken apar topar yer değiştirir de ardında kalan her şeye tatlı tatsız gözü dolar ya öyle oldum hep. Her vazgeçiş, her yeni kalkışma böyle bir durumu da beraberinde getirdi. Ben Emrah. Şehit bir babanın evladıyım. Annem ve iki kız kardeşimle hayatın bana neler getireceğini bilmeden, daha reşit olmaya yakın bu yaşımda hayatımın bana attığı en büyük kazığıyla güvendiğim dağlara karların yağması bir oldu.
𑁤Hayatımda sevdiğim tüm kadınlarda annemin gülüşünü unutturmayacak o gamzeyi aradım. Bunu yıllar sonra fark ettim. İnsan sevdiğini sevdiği başka şeylerle özdeşleştiriyordu ve sevmek eylemi ancak bu şekilde gerçekleşebiliyordu.
Düşerken damlalar gökten...
Bir şemsiye tutarsan tepemden...
Tanışmayı ihmal etmem herhalde senden...
Bir nisan sabahı değil de...
Bir kasım sabahı belki de...
𑁤Filiz'i böyle tanımıştım. Lise üçe giderken hayatıma bir gizemle dahil olmuştu. Üniversite'ye kadar bu güzel rüyadaydım.
Cebinde bulunmalı insanın çoğu şey
Aklında durmuyor çünkü
Aklındaki uçup gidiyor
Cebindeki de yırtılıyor gerçi.
İnsan en iyisi mi?
Tutmamalı hiçbir şeyi kıyıda köşede
Vermemeli de hiç kimseye
Özellikle;
Zamana ve hiçliğe...
𑁤Çanakkale'nin sahilinde küçük bir büfede başlayan bu aşk yine aynı yerde son bulacaktı. Oysa benim hayal ettiğim, cebimde sakladığım çok başkaydı...
Filiz'e son sözlerim; Seni yarım, beni eksik... Geceyi sessiz, beni nefessiz... Zaten hep böyle: sen hep yarım olmuştu.
"Fırçam olsan sana dokunsam; gökyüzüm olsan seni sana anlatsam, seni boyasam; gecem olsan sabahı unutsam; umudum olsan dışıma dert dolsan; umudum olsan içimde dursan; canım olsan yanımda dursan... Ben toplanmaya da dağıtmaya da her şeyi arkamda bırakıp yol almaya da hazırım. Gel tuttuğun ellerden özet geçeyim sana. Yardım edeyim sana kendim hakkında. Yalnız tek şartım var: aklın bende kalmalı, özellikle geceleri. Gel benimle ol; gel, gel yanıma boşluğuma yanaş!"
𑁤Sibel'i ilk orada tanımıştım Gökçeada'da. Yaşadığım kötü şeyleri, yaralarımı unutmak için yaşadığım yerden uzaklaşmak için gitmiştim adaya. Nereden bilebilirdim ki yaralarıma merhem olacak kişi beni orada bekliyormuş. Sibel'in yüzündeki tebessüm iliklerime kadar doluyordu. Bir tomurcuğun çiçek açması gibi, yaptığım tüm günahların af olması, toprağa gömdüğüm tüm sevdiklerimi tekrar görmek gibiydi. Güzün ortasında bahar koklamak gibiydi.
Gözlerin yeşilden borç alıp
Kahveleşmiş
Bir yudum aldım gözlerinden
Bir ömrün hatırı var şimdi
Kahve telafi eder mi?
Yoksa bir çiçek gerçekten yeter mi?
𑁤Uzun zaman sonrasında sonu gelmeyen bir romanın başrol oyuncularından olan Filiz'in, Emrah'ın tekrar karşısına çıkışı nelere sebep olacak? Yazar romanı yazmayı devam mı edecek yoksa bırakacak mı? Ya da yeni başrol Sibel ile mi devam edecek? orası da kitapta saklı...
𑁤Şiirlerle bezeli, duygu yüklü, karakterlerin birbirleri ile olan diyalogları nahifliği, olgunluğu beni mest etti. Sade ve akıcı bir dille kaleme alınan kısacık ama dopdolu bu kitaba mutlaka şans vermenizi öneririm
Yazarımızın kalemine sağlık
Kitap ile ilgili düşüncelerinizi yorum bırakabilirsiniz
Okumayı ihmal etmeyin