Bazı ilahiyatçılarımızda ihtisaslaşma şöyle kalsın , ciddi anlamda genel kültür malûmatı ve bu doğrultuda muhakeme sorunu var . Bu soruna ne yapılması gerekiyor , doğrusu bilemiyorum .
Mustafa Öztürk şu eleştirel soruyu yöneltmiş “ Kuranın ana metninin yarısı kıssalardan oluşur. Bunun da neredeyse yarısı yahudilere tahsis edilmiş gibi . Bir avuç yahudiye bu kadar ölçekte bir kıssa paketi ayrılmışken , 2-2,5 milyar Budist ve Hindu da yarım sayfalık bile olsa küçük bir kıssa hak etmez miydi , soruyorum size ? “
Bu sorusuna yanıt vermeden evvel Amerika , Hindistan ve Afrika’da yaşamış kadim kültürlerin kutsal metinleriyle Kitabı Mukaddes’ten alıntıladığım pasajları dikkatlice okumanızı rica ediyorum .
Genesis 1 ; 2 : Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı yer boştu yeryüzü şekilleri yoktu engin karanlıklarla kaplıydı
Arizonadaki Pima Kızılderililerinin kutsal şarkısında “ Başlangıçta heryerde yalnız karanlık vardı - karanlık ve su . Karanlık ayrılıp toplanarak , ayrılıp toplanarak , yer yer yoğunlaştı
Genesis 2;3 : Tanrının ruhu suların üstünde dalgalanıyordu Tanrı ışık olsun diye buyurdu ve ışık oldu
M.Ö 8 yy Hindu Upanişadlarından “ Başlangıçta yalnızca bir kişi şeklinde aks eden büyük benlik vardı . Düşünürken kendisinden başka birşey keşfedemedi . Sonra ilk sözü “ Ben buyum “ oldu.
Genesis 1 : Tanrı mahlukatına baktı ve herşeyin çok iyi olduğunu gördü
M.Ö 8 yy Hindu Upanişadlardan : Sonra fark etti , aslında benim , bu alem benim , çünkü onu kendi içimden çıkardım . Böylece O bu alem oldu . Hakikaten bunu bilen bu alemde yaratan olur
Genesis : Sana yememeni söylediğim ağaçtan mi yedin ? İnsan dedi ki “ Benimle olması için verdiğin kadın bana ağacın meyvesini verdi ve bende yedim . Sonra Tanrı kadına şöyle dedi :” Sen ne yaptın ?” Kadın dedi ki “ Yılan beni kandırdı ve ben de yedim “
Güney Afrika Basari Efsanesi : “Bir gün yılan dedi ki biz de bu meyvelerden yemeliyiz , neden aç kalalım ? Antilop dedi ki “ Ama bu meyve ile ilgili hiçbir şey bilmiyoruz . Sonra İnsan ve karısı meyveden biraz aldı ve yedi. Unumbotte ( Tanrı ) sordu “ O meyveyi yiyebileceğinizi kim söyledi ? Cevap verdiler : Yılan söyledi .
Güneşin doğmadığı ülkeye giden Odyssesun macerası ile Zülkarneyn kıssası , hemen hemen her medeniyette bulunan Nuh kıssası ve “ Uyuyanlar & Ashabı Kehf “ kıssası, Yunus kıssası ve diğerleri de Sümer , Mısır ve Yunan kutsal metinlerinde mevcut ! Kuranı Kerim Hz İsa kıssası üzerinden ele aldığı İnsanın doğası Beşeri mi ilahi mi sorunsalı Japon Şintoizmi , Çin Taoizmi , Yunan orfizmi ve Hristiyan Kristolojisinin neredeyse ana meselesidir ! ihlas suresinin konusu Yunan , Anadolu ve Ortadoğu’da esen neoplatonculuk ve panteizme bir meydan okumadır .. Haşr bahsi Kuranı Kerim’den binlerce sene evvelden bu yana insanlığın bir çok teolojisi tarafından önemsenen bir iddia olarak öne sürülen ve hala geçerli olan natüralist teze bir itirazdır ..
Kuranı Kerim gerek alıntıladığım bu meseleler hakkında gerekse diğer kültürlerin ilahiyat başlığı altında tafsilatlandırdığı teolojik , kozmolojik , mistik ve pedagojik meseleler hakkında beyanda bulunur ! Üstelik bu hikayeleri tashih ederek beyanda bulunur .. Hatta yer yer meydan okuma yapar.. Bunu anlamak için yüksek lisans seviyesinde dinler tarihi , mitoloji ve etnoloji araştırmaları okumak kafi ! Ne var ki koca koca profesörler hem okuma yapmıyorlar hem de kerameti kendinden menkul filozofluk taslıyorlar . Başka türlü Öztürk gibilerin şu Mekke ile sınırlı ya da Hicaz’la sınırlı “ yerellik “ eleştirisi anlaşılır gibi değil .. Yazık ..
Münir Efe Canbay