Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bir Yudum Kitap
İnsanın en değerli varlığı yapmak istedikleridir, hayalleridir. Kim ne derse desin! Cemil Kavukçu, "Üç şey söyledin. Parasını, umutlarını ve düşlerini. Bence ilk ikisini yitirince ölünmez ama düşler yitirilince..." der, yüklemsiz bitirir cümlesini. Hayallerinizden asla vazgeçmeyin sevgili okur. Dünyada var olmuş her şey bir vakitler düştü. Unutmayın ve var olun. Cemil Kavukçu - Yüzünüz Kuşlar Yüzünüz Can Yayınları, s.75-76 Aşkı ben. Namı diğer Aşkı Kaptan! Panama bandıralı kuru yük gemisi Gongon'un süvarisi. Camiada adımı anarken saygıda kusur etmezler. Gemide ise süvari beyimdir. Adım gibi işimi de sevmediğimi, denizden nefret ettiğimi, kendimle mücadele ederek buna katlandığımı kimse bilmez. Yine de adımla seslenmemeye özen gösterirler. Bu konuda asla açık vermem, üzerime düşen neyse onu yapmaya çalışırım; o kadar. Adımın gerçek hakkını veren, bana "Aşkım" diyen sadece bir kadın çıktı karşıma. Yıllar önceydi. O da kötü bitti. Bar taburelerine tünemiş baykuş gözlü, suratlarını boya küpüne sokup çıkarmış gece kadınları ise beni hep Bekir olarak bildi. Onlarla tek ortak noktamız gerçek adlarımızı saklamamızdı. Çevremdekilerle iletişimim iyidir. En büyük gücün karşındakini dinlemek olduğunu ne zaman öğrendim bilmiyorum ama bunu çok iyi kullandım ve kullanıyorum. Karşımdaki onu anlamaya çalıştığımı sanır ama ilgisi yoktur. Dinliyormuş gibi görünür ama dinlemem. Gözünün içine bakarım ve arada sorular sorarım. İşin sırrı bu kadar basittir işte. Dostluklar kurmam da oyunun bir parçasıdır. Arkadaşım yoktur, kimseyle içli dışlı olmam, dertlerimi açmam, duygularımı yansıtmam. Bundan ötürü çalıştığım bütün gemilerdeki mürettebat, onun da ötesinde zabitan çekinmiştir benden. Oysa otorite kurmak için bağırıp çağıran, küfürler savuran biri değilim. Ketum ve kapalı kutu olmakla sağlıyorum disiplini. Belki arkamdan "sinsi", "içten pazarlıklı", "sır küpü" gibi dedikodular yapılıyordur. Umurumda değil. Deli olarak bilinsem de camiada saygın bir yerim vardır. Üstelik delilik bu mesleğin sigortasıdır, yoksa hiç çekilmez. Ama dedim ya, işimi adım kadar sevmem. Bu eziyete neden katlandığımı bal gibi biliyorum da daha ne kadar katlanacağım belli değil. Aslında belli; olanları unuttuğum gün karaya ayak basacağım. O! Beni aldatan, denizlere hapseden kadın. Kötü biten aşk hikâyelerinin ortak bir noktası vardır: sa-da-kat-siz-lik. Güvenin altüst olması. Beni en yakın arkadaşımla aldatmasına inanamadım, kalbim paramparça oldu. Kendimi denizlere vurmasaydım ya kafayı yerdim ya katil olurdum. Dört duvar arasında olmaktansa gemilerdeyim. Peki, tek kalemde silinip atılacak biri için mi çekiyorum bunca eziyeti? Değil tabii! Kafamda çınlayan o iç sesi bastırmaya çalışıyorum. Ama asıl önemli olan, gemimin varacağımız limana değil, bana doğru gidiyor olması Denizde, her yaştaki kendim ve hatalarım çıkıyor karşıma. Güzel olduğu kadar korkunç bir yanı da var bunun.
·
24 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.