Sensizlik kudretli dağların iç çekişi gibidir
Guru’mumuz ise Lilith’in benzeri olan Havva’dan ibaret
Havvanınki Ademin kaburgasından bir parçadır
Kaburgandan parçanımdır..
Göğsünün sızlayışı bundandır belkide.
Şimdilerde cennetten kovulmuş ya da cennetin terk ettiği Havva’yım sanki
Ama ben yabancısı değilim bu dünyanın Havvalar gibi…
Yalnızlığı yazdığının ilk harfinden anlayabiliyorum
Ve yazdıkların tek bir sözcükle ‘yalnız’ avaz avaz bağırıyor kulağıma
Esaret gibi ama tam değil sanki
İyi ama esaret değilse bu ne ki?
Söylemek isteyip söyleyemediklerim
Sarılmak isterken kollarımın öylece durması
Ve yan yanayken aramızdaki kaç dağa rağmen yüzüne konduramadığım öpücük esarettir.
Sana ulaşamamak öylece ayıplanmış günahlarla
Cehennem ehlinin alnındaki yazıyla
Defterinin sol elinde olması gibi bir esarettir.
….
Ki ben artık Prometheusum
Antik Yunan efsanesinden ateşi çalmadım
Senin var etmiş olduğun sevginin hırsızı oldum
Sevgi ki kutsadı bağışladı yaşadığım yılllarımı
Senin dışında herkese bulaştırdım
Sevgini, ışığını, aydınlığını, özgürlüğünü
Şimdilerde bir kartal delmese ciğerimi dahi
Sensizlikle çivilenip kaldım
esir kaldım o dağın tepesinde
Sevginle kutsadığın gibi özgür bırakabileceğin günleri bekliyorum
Artık tek başıma değilim
Gabar dahi sıkıldı sensizlikten .