Gönderi

İslamiyette Mescid
Hz. Peygamber'in davetinde mescidin ifa ettiği hizmet ve oynadığı rolü sıralayalım: a- Müslümanlar için bütün bir yer yüzü temizdir ve ibadete elverişlidir. Ama Allah'ın zikredildiği mescidler, ruhi bir havaya sahiptirler. Mü'minler, huzü ve huşü içinde “Allah'ın evi” nde kendilerini Rablerine verme, O'na kavuşma imkânını bulurlar. b- İslâm, birlik ve beraberlik, muhabbet ve kardeşlik dinidir. İtibar, mal ve mevki farkı gözetilmeksizin mescidde bir araya gelen, aynı safta omuz omuza duran İslâm cemiyetinin fertleri, ancak burada kaynaşır, İslâm'ın arzuladığı ruha sahip olurlar. « Mescid, İslâm'ın insanlara tebliğ edildiği, va'z ve nasihatın yapıldığı, kişiye hayatta takip edeceği hatt-ı hareketi gösteren pusulanın verildiği bir tevcih mekanizmasıdır. d- Mescid, bir ilim meclisi, eğitim ve öğretim müessesesidir. Te'sis edildiği andan itibaren orada ders halkaları teşekkül etmiş, yüksek seviyede öğretim veren bir kuruluş mahiyetini almıştır. Kur'an, hadis, fıkıh, tefsir gibi mühim ilimlerin tedris kaynağı hep mesciddir. e- Mescid, bir İslâm Kültür Sarayı'dır. Orada edebi konuşma ve yarışmalar (müfâhara) yapılır; şiirler inşâd edilir. f- Siyasi mes'elelerin müzâkere edildiği bir istişare meclisi, diplomatik görüşmelerin yapıldığı bir resmi toplantı salonudur. Hz.Peygamber, Devletine müteallık çeşitli mes'eleleri ashabı ile orada görüşmüş, kabilelerin delegelerini orada kabul etmiştir. Rasülüllah'tan sonra halifelere, orada biat edilmiş, devleti ilgilendiren konularda halifeler, orada minberden tebaaya hitab etmişler, çalışmalar ve kararlar hakkında vatandaşlarına bilgi vermişler, isteklerde bulunmuşlardır. g- Hz.Peygamber, pek çok hukuki mes'eleyi mescidde halleder, kaza organı olarak kendisine iletilen da'valarda da'valı ve da'vacıyı dinlemede mescidi mahkeme salonu olarak kullanırdı. h- Hz.Peygamber, mescidden ictimai meselelerle ilgilenir ve duruma göre getirdiği hükümleri buradan ilan ederek etbaının sosyal yaşayışını da idare ederdi. i- Mescid, İslâm iktisadiyatı ile ilgili uygulama ve müzakerelere de sahne oluyordu, Rasül-ü Ekrem'in mescidde teberrüları kabul ettiği ve ihtiyaç sahiplerine dağıttığı olur, zaman zaman burada ticari müzâkereler yapılırdı. j-Orası, bir nevi ordu karargâhı idi. Askeri plânların ve müzâkerelerin orada yapıldığı olurdu. Uhud ĞGazvesi'nden hemen sonra İslâm ordusunun komutanları, geceyi mescidde geçirmişlerdi. Bir İslâm düşmanının çıkardığı problemleri halletmek üzere Rasülüllah'ın gönderdiği bir birlik komutanı, düşmanın kellesini getirerek Mescidde Hz.Peygamber'in ayakJarı ucuna bırakmış ve orada Rasülüllah'a bu askeri hareket hakkında rapor vermişti. Daha sonraki devrelerde de mescid, bu askeri ehemmiyetini korumuştur. Düşmana karşı cephe teşekkülünde camilerin gerçekten büyük rolü olmuş, komutanlar, buralardan medet istemişlerdi. Mesela Hz.Ömer, Medine minberinden Irak'ta İslâm ordularının gerileyişini ilan etmiş ve müslümanlardan bu beldelere yürümeleri talebinde bulunmuştu. Daha yakın tarihimize bakalım; 1. Cihan Harbi esnasında savaşa meydan olan bütün İslâm ülkelerinde camiler, asker kayıt büroları, asker sevk merkezleri ve mühimmat depoları vazifesini görmüş, İstiklâl Muharebelerimizde camilerimiz inkâr edilmez görevler ifa etmişlerdi. k- Mescidin tıbbi birtakım müdahele ve tedavilerin yapıldığı bir hastahane vazifesi gördüğüne de şahid oluyoruz. Harpte yara alanlar orada tedavi ediliyor, bir nevi kan aldırma ameliyesi olen hacamatın orada yapıldığı oluyordu. I- Şüphesiz bazı faydalar mülâhazasıyla bazan mahpuslar, Mescid'de bağlı olarak muhâfaza ediliyor; böylece orası hapishanelik yapıyordu. m- Orada rahatça istirahat edilebilir ve sohbetler yapılabilir. Nitekim ashab-ı kiram'ın uzanarak birbirleriyle konuştukları, yatıp dinledikleri vâkidir. n- Hz.Peygamber Sakif heyetinin yarısını Medine'de kaldıkları müddetçe mescidde iskân etmişti. Böylece orası bir misafirhane ve otel olarak kullanılmıştı. Nitekim Hz.Ömer zamanına kadar dışarıdan gelen yabancılar, mescidin bir köşesinde uyuyorlardı. o- Rasülüllah gününde mescid, merasim ve spor salonluğuda yapmıştı. O'nun izni ile bayram günü Habeş'liler mızrak ve kalkan oyunları gösterisi yapmışlar, hatta Hz.Peygamber'in arkasından Hz.Aişe de bu gösterileri izlemişti. ö- Mescid, bir beldenin İslâm vatanı oluşunu simgeleyen ebedi damgadır. Hz.Peygamber, gönderdiği birliklerine gittikleri yerlerde şayet bir mescid görürlerse mescid oranın İslâm beldesi olduğuna delalet ettiği için halkına dokunmamalarını emrederdi.
Sayfa 302 - Hikmetevi YayınlarıKitabı okudu
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.