Gönderi

Balkan Gezimizden
3.Gün Bosna Hersek - 29.05.2024 Çarşamba 2.Dunya Savaşı sırasında stratijik önemli bir olay yardıma gelen Alman treni içinde Mareşal Tito nun içinde bulunduğu askeri grup bombalanır bu nedenle Almanlar bu bölgede savaşı kaybeder. Yugoslavya kazanır ve burası savaştan sonra Komünizmin propaganda merkezi olur. Bu münasebetle Mareşal Titonun doğum ve ölümü Mayıs ayı içinde olduğundan burada yıl içinde başarılı çocukları ödüllendirmek için buraya getirilir ve özel ödül törenleri ile öğrencilere kırmızı renkte kurdele takılır ve bu gelenek 90 li yıllara kadar devam eder. Bu bölgede iklim değişikliği görülür burada Akdeniz iklimi egemendir. Özellikle üzüm üretilir.Toprak Üzümler bizim bildiğimiz tarzda yaygın değil küçük ağaçlar şeklindedir. Gezdiğimiz yerlerde araba otomobil kullanan bayan sayısı çok dikkat çekecek kadar fazla. *** Mostar Şehrin ismi Neretva Nehri üzerindeki 16. yüzyıl Osmanlı eseri olan köprüden geliyor ve “köprü bekçisi” demekmiş. Mostar Köprüsü'nün savaştayken Hırvat topçularca yıkılışının çekimini internette izlemiştim. Yugoslavya Savaşı sırasında köprüye ilk saldırıyı 1992 yılında Bosna'da yaşayan Sırplar düzenlemiş. Mostar köprüsü Bosna Hersek’in simgesel yapılarından Mostar Köprüsü, Mostar şehrinin Boşnak ve Hırvat kesimlerini birbirine bağlıyor. Zamanla hoşgörünün ve barışın sembolü olarak görülmeye başlandı. Köprünün muhteşem manzarası ve ilgi çeken tarihi yıllar içinde önemli bir turizm merkezi haline gelmesini sağladı. Mostar Köprüsü, Bosna Hersek'in Mostar şehrinde yer alan Neretva Nehri üzerindeki 1566 yıllık bir Osmanlı yapısı. O zamanlar şehirde bulunan köprü eski olduğu için Kanuni Sultan Süleyman, Mimar Sinan'ın öğrencisi Mimar Hayreddin tarafından köprünün yapılmasını istedi. 400 yıl boyunca ayakta kalan Mostar Köprüsü, 1992-1993 Bosna Hersek Savaşı sırasında yıkıldı. Köprü, barışın sembolü olarak görülüyordu. 9 Kasım 1993'te yıkılan Mostar Köprüsü, Mostar halkı tarafından büyük üzüntüyle karşılandı ve bugün hala 9 Kasım günü özel bir törenle anılıyor. 1997 yılında Mostar Köprüsü'nün yeniden inşasına başlandı. İnşasında orijinal yapısına sadık kalmak için çok emek harcandı ve o dönem kullanılan taşları üretmek için eski taş ocağı yeniden açıldı. Restorasyon sonucu Mostar Köprüsü, 23 Temmuz 2004 tarihinde bir törenle yeniden kullanıma sunuldu ve 2005 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne eklendi. Mostar Köprüsü, Neretva Nehri üzerinde bulunuyor ve dönemine göre gelişmiş teknolojiler kullanılarak inşa edilmiş. Köprünün yüksekliği 24 metre, uzunluğu 30 metre ve genişliği ise 4 metre. Mostar şehri ismini köprüden almış ve köprünün inşa edilmesinden sonra şehir de gelişmeye başlamış. Köprü yıkılınca, dalgıçlar tarafından nehirde yapılan aramalar sonucu asıl taşlar bulunmuş ve daha sonra bu taşlar örnek alınarak taş ocağında üretilmiş. Köprü inşa edilirken 456 kalıp taş kullanılmış. Bir geleneğe göre, evlenmek üzere olan erkekler nişanlandıkları kişilerine cesaretlerini kanıtlamak için düğün öncesi köprüden Neretva Nehri'ne atlarmış. *** Koski Mehmet Paşa Camii Arka planda kubbe ve minaresi görülen Koski Mehmet Paşa Camii, 1617 yılında inşa edilmiş. Sokullu Mehmet Paşa’nın Ruznamecisi ve Tımar Defterdarı Koski Mehmet Paşa tarafından yaptırılmış. Mostar’a hayat veren Neretva Nehri’nin kıyısındaki kayalıklar üzerinde inşa edilmiş. Cami, tekke, türbe, şadırvan ve medreseden oluşan bir külliyeye sahiptir. Kemerli kapısından geçerek avluya adım attığınızda, dünyanın tüm keşmekeşinden sıyrılırsınız. Avluda, cami ile aynı dönemde inşa edilen ve bugün dükkân olarak kullanılan, bir medrese vardır. Onun yanında, 1737’de inşa edilen ve Şeyh İshak Efendi’nin medfun olduğu bir türbe bulunur. Camiden bir yıl sonra inşa edilen şadırvan da, avlunun ortasındadır. Caminin yan avlusu, seyrine doyulmaz Mostar Köprüsü ve Neretva Nehri manzarasına sahiptir. Caminin ince işçilik mihrap, minber, mahfili ve pencere üstü kalem işleri büyüleyicidir. Bu size yeterli gelmediyse, 98 basamak çıkarak, minareden panoramik Mostar seyrine başlayabilirsiniz. Çarşı girişinin solundaki sokakta, Şeyh Mahmud Baba’nın medfun olduğu bir türbe bulunur. Koski Mehmet Paşa Camii’ne 50 metre mesafedeki bu türbenin kitabesi tahrif edilmiş. 17’nci yüzyılda inşa edildiği tahmin ediliyor. Şeyh Mahmud Baba, Koski Mehmed Paşa Camii inşaatını tamamlamış, ardından caminin ilk imamlığını ve külliyedeki halveti tekkesinin ilk şeyhliğini üstlenmiştir. Görevdeyken ecel şerbetini içince, bu türbeye defnedilmiş. *** Poçitel Počitelj ya da Poçitel, Bosna Hersek’in güneyinde tarihi bir yerleşim birimi. 1383 yılında Bosna Kralı 1. StjepanTvrtko tarafından inşa edilmiş olduğu düşünülmektedir. Osmanlı Devleti zamanında, Hersek Eyaleti’ne bağlı iken (1833 yılında) eyalet şu illerden oluşurdu: Akova, Taşlıca, Kolaşin, Şarancı, Drobnjak, Čajniče, Nevesinje, Nikşiç, Ljubinje-Trebinje, Stolac, Počitelj, Blagay, Mostar, Duvno. Hersek bölgesinin hayat kaynağı olan ‘’Neretva’’nın hemen yanında bulunan Poçitel, aslında Osmanlıların sınır kasabasıydı. Poçitel, Osmanlının batıdaki en büyük rakiplerinden olan Venediklilere bağlı Dubrovnik ile sınır komşusu. Tamamen taştan inşa edilmiş bu sınır kenti, Osmanlının askeri mimari dehasının en iyi örneği. Nehir kenarından başlayan ve oldukça dik bir yamaç ile yükselen kent, en tepede bulunan kalesiyle aslında tam bir geçilmez kent hüviyetinde… Kabul etmek gerekir ki Osmanlılar Poçitel’i, aynı Mostar gibi, Avrupa ülkelerine gücünü göstermek için oldukça görkemli inşaa etmiş. Büyük, güçlü ve içinde her türlü yaşam alanlarının bulunması sebebiyle Poçitel, benzersiz bir sınır karakolu kenti. Aslında kale 14. yy. yapıldığı kabul ediliyor. İlk zamanlar küçük bir kale olan Poçitel kalesi, büyüyen Osmanlı tehlikesine karşın Macar Kralı Korvin tarafından güçlendirilmiş. Osmanlılar kaleyi ele geçirdikten sonra, aynı Travnik Kalesi gibi, büyütmüş ve kalenin altına bir şehir inşaa etmiş. Bölgede bol bulunan dayanıklı sert taşlarla inşaa edilmiş Poçitel. Bu yüzden ‘’taş şehir’’ diyebiliriz. Dar taş sokakları, hamamı, medresesi, kervansarayı, evleri, camisi ve namaz saatini gösteren saat kulesi ile tam bir Osmanlı kenti. *** Bosna-Hersek’in Mostar kenti yakınlarındaki Blagay Alperenler Tekkesi, 600 yıl önce Anadolu’dan bölgeye gelen dervişler tarafından Buna Nehri’nin kaynağına kurulmuş… Eski Yugoslavya döneminde kapatılan tekke, Bosna-Hersek’in bağımsızlığıyla birlikte yeniden açıldı.Tarihi tekke restore edilmesinin ardından turizme de kazandırıldı. 600 yıl önce Anadolu’dan bölgeye gelen dervişler tarafından Buna Nehri’nin kaynağına kurulmuş. Eski Yugoslavya döneminde kapatılan tekke, Bosna-Hersek’in bağımsızlığıyla birlikte yeniden açılmıştı. Tarihi tekke şimdi de restore edilmesinin ardından turizme kazandırıldı. Tekke, başta Türkiye olmak üzere, dünyanın birçok bölgesinden gelen turistlerin en çok ziyaret ettiği yerlerin başında geliyor. Aslına uygun olarak restore edilen tekkenin 100 yıl önce yıkılan imaret ve misafirhanesi de mimarisine uygun olarak yeniden inşa edildi. Tekkenin içerisinde ayrıca Sarı Saltuk’a ait olduğu söylenen mezar da bulunuyor. Perşembe akşamları zikir ayinlerinin de yapıldığı tekkede, her yıl mayıs ayında, on binlerce insanın katıldığı mevlit programı düzenleniyor. *** Buranın bazı bölgelerinde evlerin üzeri düz kayrak taşları ile kiremit olarak çatıları kaplıdır, sebebi gece ile gündüz arasındaki çok aşırı derece olan sıcaklık farkından insanların olumsuz etkilenmmemesi için . Gündüz yazın 40 derece geceleri de 10 derecelerin altına düştüğü için. KK
·
158 views
EBOLA okurunun profil resmi
Emeğinize yüreğinize sağlık hocam 🍀🤍 Blagay tekkesi hakkında eklemek istediğim Osmanlılar özellikle Balkanlara (Yeniçeriler de bektaşi dergahına bağlıydı) yolladıkları bektaşi dervişleri ve babaları sayesinde çok kısa sürede yüzbinlerce kişinin müslümanlaşmasını sağladı. Bektaşi dervişlerinin hoşgörülü ve özellikle hakkaniyetli tavırları, tarih boyunca hep karmaşa ve savaş içinde yaşamış, bölge halkının müslümanlığa büyük sempati duymasını sağladı. Osmanlı da bu yeni müslüman olan halka hemen kucak açtı ve kendi öz halkı olarak kabul etti. Hatta çok rahat denebilir ki Osmanlılar en fazla yatırımı da bu bölgeye ve halkına yaptı. Hala bir çok Boşnağın ‘’Biz Osmanlıyız!’’ demesinin sebebi de bu karşılıklı büyük sevgiydi. Ayrıca hocam Bosna'da adım başı mezarlar bulunmakta. Daha önceleri park ve bahçeler olarak halka hizmet veren YAŞAM alanları 1992 yılından sonra savaş demeye dilim varmayan bu katliam , soykırım sonrasında ÖLÜLER ve şehitler için mezarlık olmuştur. Toplu mezarlar...
Kemal Kartal okurunun profil resmi
Ebru Hanım İlginize , açıklayıcı bilgileriniz ve değerli yorumunuz için. Dediklerinizin galiba bir kısmı anlatildi zannedersem , kaçırmış olabilirim . Çünkü gezinin süresi uzun ve gezilen yerler yoğun olduğu için ve orada anlatılanları sonra temize geçirdiğim için ayrıntıları atlamış olabilirim . Biliyorsunuz öğrenmenin yaşı ve yeri yoktur . Sayenizde bir şeyler daha öğrenmiş olduk . İlginiz için bir kez daha teşekkürlerimi sunarım. 🙂🤲🙋‍♂️
1 next answer
Kemal Kartal okurunun profil resmi
EBOLA
EBOLA
Hanım Bilmukabele 🙂🤲☕🙋‍♂️
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.