Gönderi
İnsan, inandığı hiçbir değer ve eylemden vazgeçmemeli zira kararınız yalnızca kendinizi değil tüm halkı da kurtarmaya yetebilir. Kral Cador'un üç çocuğu: Kayne, Sinne ve Riva. Eskiden kadim krallık Dumnonia'nın topraklarında sihir vardı, hâliyle de sihrin getirdiği güç. Dumnonia'ya gelen yabancılar toprakta yatan gücü yavaş yavaş yok ediyor ama sihrin çağrısına üç kardeş kulak veriyor. Riva'nın şifa gücü var, dokunduğu yaraları iyileştirebiliyor lakin yıllar önce oluşan yanık yaralarına, kendi yaralarına deva olamıyor. Keyne, kendisinde var olan gücü keşfederken aynı zamanda kendi kimliğine, ilişki seçimine ve yaşam biçimine dair gerçekleri keşfediyor ama bunu çevresindeki insanlara kabul ettirmek sandığından daha da zor. Sinne ise yaşadığı topraklardan uzakta, dünyayı görmeyi arzuluyor ama bu arzusuna kavuşmanın bedeli hayli ağır.
Saksonlar, Dumnonia için büyük tehlike arz ederken üç kardeşte savaşın kapıya dayandığının farkında. Cehennem gibi bir güne gözlerini açtıklarında gökyüzünden siyah küller yağıyor, o andan itibaren verecekleri mücadele başlıyor. Zira onlar harekete geçmezse, babalarının yönettiği krallık yok olacak. Her hareketlerini eleştiren ve çomak sokan rahip Gildas kitabın en itici karakteri. Her kardeşe, özellikle Kayne'ye yardım eden hikâye anlatıcısı ve Gildas'ın deyimiyle büyücü Myrdhin ise sevdiğim karakterlerden. Topraklara sonradan katılan yabancılar beraberinde yalan, ihanet ve kıskançlığı getiriyor, haliyle ortalık kaosa dönüşüyor. Metine şarkılar, hikâyeler de eşlik ediyor. Aşırı akıcı bir okumaydı, ortalama beş saat gibi bir sürede. Heyecan bir an olsun bitmiyor. Daha öncesinde hiç kelt mitolojisi okumamıştım ama Kız Kardeş Şarkısı'nı okumaktan büyük keyif aldım. Mitoloji ve mistik doğaüstü gücün ön plana çıktığı, aile, mücadele ve kendini keşif yolunda enfes bir eserdi. Kayne'nin seçimlerinden rahatsız olmayacak okurlara canıgönülden tavsiyemdir.
·
83 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.