Gönderi
Ölümü düşünmek
Kitabın başlığı çok şey ifade ediyor gibi durabilir: İvan ilyiç'in ölümü. Lâkin burada ölümünden de önce bir ölüş süreci var. Ölüme yakın birinin korkusundan doğan endişe ve sorgulayışları, bunun gün geçtikçe artarak bir varoluş sancısına dönüşmesini de anlatıyor. Bu sorgulamalar, okuyan çoğu kişinin de zihninde aynı soruları kendine sormasını sağlıyor ya da zaten sormuş olduğu soruları tekrardan anımsamasını...
Biricik insan; yalnız olduğunu, kimsenin onu anlamadığını, çünkü kimsenin ölmeyi düşünmediğini de anlar ölüm sürecinde. Ölümü sadece ölüme yakın olanlar düşünür. Çoğu kişi başına geleceğine dahi inanmaz çünkü hep “başkalarının” başına gelen bir şey olarak görülür. Karısının tutumu, çocuklarının davranışları ve arkadaşlarının vurdumduymazlığı ve çoğunun formalite icabı sorduğu “iyi misin?” cümlesi de karaktere bir o kadar keder verir, karşısındaki insanlara sinirlenmesini, öfke beslemesini açığa çıkartır.
Şahsen Tolstoy'un okuduğum ilk kitabı olmasına rağmen yazım dili ve anlatılanı çok beğendiğimi canıyürekten söylemek isterim. Bana daha çok Tolstoy okumam için ilham verdi. Hem yazarın kalemi akıcı hem de anlatmak istedikleri bir o kadar gerçek. Mevzubahis ölüm zaten kaçınılmaz bir şey. Ama kaçımız ölümü düşünüyoruz? İçimizde belki Tolstoy gibi buna kafayı yorup üzerine kitap yazan, ya da arada hayatı sorgulayanımız elbet vardır ya da ölüm hiç onlara yakın olmayan, tıpkı İvan ilyiç’in karısı ve arkadaşları gibi olanlarımız da vardır.
Velhasıl okunmaya değer bir kitap. İnsanın düşünmesini, böylece hayata farklı anlamlar katabilmesinde yardımcı bir kitap da diyebilirim rahatlıkla. Hem kısa olmasından dolayı bir günde rahatlıkla da bitirebilirsiniz bu eseri.
·
36 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.