Gönderi

Günümüz nesli, her ne kadar resmi olarak din dışı ve hatta ateist olsa da, din hakkında bilgisizlik içinde değil, din ile polemik içinde yetişmiştir. İsa'nın Tanrı adına sevgi, kardeşlik ve birlik ilkelerini kabul etmeyen bu nesil, onları tamamen bertaraf edememiştir de. Garip bir nevi hayal içinde bu prensipleri bilim ve toplum adına muhafaza etmiştir. Bu yüzden, günümüz neslini ve dünyasını, ateist kültürün mümkün olduğuna dair bir örnek olarak göstermeye hakkımız yoktur. Aslında bu kültür ve hâmili olan nesil, dinin ve onun büyük ahlâki ilkelerinin mütemadi ve sessiz fakat daha az gerçek olmayan etkisi altında gelişiyor. Doğrusu, yeni neslin sadece ideolojisi yenidir, terbiyesi ve ahlâk anlayışı ise eskidir. Mimarlar eskidir, yeni olan yalnızca yöntemdir. Pratikte her sistem, dayandığı fikir ve bildirilerden ziyade, onları uygulayan insanlara benzer. İnsanın özünün ahlâklı olduğundan yola çıkarsak (ideolojisi veya siyasi tercihi değil), günümüz dünyasını yeni fikirlere sahip eski insanların inşa etmekte olduğunu iddia edebiliriz. Onlar, idealizmi ve fedakârlığı katiyetle reddeden fikirleri tatbikatte, idealizm ve fedakârlığı devreye sokuyorlar. Günümüz Çin ve Rusya'sındaki "manevi teşvik" denilen maddi teşvikin yerini alan, çalışmayı ödüllendirme tedbirlerini, halk kitlelerinin içinde kök salmış dinî duyguların kasıtlı veya kasıtsız sömürülmesi olarak görenler haklıdır. Zira, maddi teşvik tedbirlerinin terk edilerek manevi teşvikin kabul edilmesi ateist bakış açısından ne anlam ifade edebilir? Dinî hedeflerimizi idealizme, materyalist hedeflerimizi menfaate uygun olarak gerçekleştirmemiz doğaldır. Bunun aksi her görüş tutarsızdır.
Sayfa 212
·
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.