Item: Kambur
Rating: Rated 10
Author: Emre Bulut

Emre Bulut

@Emrebuluttt·

14 Jun 18:23

144 syf.

· Kitabı okudu

10/10 puan verdi

Read in 5 days

En iyi mi bilmem ama çok iyi

Ahmet Hamdi Tanpınar bana göre Türk edebiyatının özellikle roman türündeki en büyük ismidir. Bu değerli eser de Ahmet Hamdi Tanpınar anısına 2021'de düzenlenen yarışmada 292 eserin başvurduğu roman kategorisinde birinci olmuştur. Kitabı Bursa Osmangazi Belediyesi basmış ve ne yazık ki Türkiye genelinde satışı şu an yok. Okumak isteyenler bu değerli eseri pdf üzerinden okuyor ve bildiğim kadarıyla yazar da eserin yeni baskısı için belediyeyle olan sözleşme süresinin dolmasını bekliyor. Hangi yayınevi bu kitabın telifini alırsa bence satış rekorları kıracak. Bakalım bu şanslı yayınevi kim olacak :) Ben pdf okuyamadığım için kitap bana sevgili dostum

Kübra Öznur ÇELİK tarafından ödünç verildi. Tabii ki yazarın söyleşilerde kullandığı, Kübra'ya hediye ettiği bu kitap Kübra'da bu kitabın çok büyük bir anlamı olduğundan kendisine en yakın zamanda tekrar ulaşacak. Kitapta Esra Kahya'nın notlarını görmek, altını çizdiği yerleri de görmek ayrı bir mutluluk oldu benim için. Bunu da belirtmem lazım. Kitabın adını duyunca herkesin aklına geldiği gibi benim de aklıma ilk önce

Kambur kitabı geldi. Keşke farklı bir isim koysaymış da dedim hatta. Ben aynı isimden iki kitabın olmasını pek sevmiyorum, hele ki bu kadar bilinirliği olan bir kitabın adıyla aynı olmasını hiç sevemedim. Kitap özelinde doğru bir seçim olsa da genel anlamda yanlış bir seçim diyebilirim. Kitabın ilk bölümü intihar eden kambur kız Acibe'nin dilinden yazılmış. 1.tekil şahıs tarafından anlatılarak kitap ilerliyor. Hayatımda ölen birinin ölmeden öncesini anlattığı ve ölümü sonrasında yaşananları anlattığı başka bir kitap okumadım sanıyorum. 1990 yılı yapımı Demi Moore'un başrolünü oynadığı unutulmaz The Ghost filmi geldi aklıma ve bu tarzı çok beğendim ve çok keyifle okudum. Kitapta bazı yan karakterlerin adının

Faruk Nafiz Çamlıbel,

Rıfat Ilgaz olması da güzel bir detaydı. Özellikle Rıfat Ilgaz'ı çok severim, kitaplığımdaki en değerli eser onun imzalı bir kitabıdır ve o kitaba çok önem veririm. İkinci bölümde ise Acibe'nin kız kardeşi Nazenin'in gözünden anlatılmış. Nazenin evi terk edip giden ve bence iyi de yapan bir genç kız. Cenaze günü geri dönüyor. Bu bölümde Acibe'nin intihar etme nedenine yavaş yavaş girildiğini ve duygusallığın da arttığını görüyoruz. Baba, ilgisiz, sessiz ve alkol bağımlısı, annenin de sorumsuz ve şiddete eğilimli olduğu görünce içim yavaş yavaş titremeye başladı. Bölüm bölüm kitapta geçen uyaklı şiirler dikkatimi çekti. Esra Kahya'nın bu konudaki yeteneğini de gördüm. İleride belki bir şiir kitabını da okuruz. Hem uyağı, hem anlamı yakalamak kolay değildir. Bunu da başarmış Esra Hanım. Ayrıca her bölümün başındaki şiir veya alıntılar ile o bölüm ilintili idi ve yine çok hoşuma gitti. Bunu

Muhtelif Evhamlar Kitabı da da görmüştüm. Bazı bilgiler o kadar yaralayıcıdı ki anlatamam. Öğrenmeyenlere, sorgulamayanlara sanki hayat daha güzel gibi. Kamburların ölünce belinin düzelmesi hadisesi mesela buna örnekti. Düşünsenize yıllarca dalga geçmişler, çirkin demişler, hor görmüşler, sevmemişler, dışlamışlar. Ölür ölmez bu yükten kurtuluyorsun. Sanki hayattaki bu ağırlığı birden atıyorsun. Çok duygulandım bu bilgiyle beraber. Kitaptaki karşılıklı mektuplaşmalarla ilerleyen bölüm fena değildi, çok beğenemedim, tam anlamıyla beğenmeme nedenim sürekli bir başka isim geçmesi, bambaşka bir konuya geçişin olmasıydı. Konular, karakterler değişiyor, kafalar karışıyor, isimler birbirine giriyor bu bölümde. Araya birkaç diyalog girse idi ve sonra mektup okunsaydı ya da bu bölümde konu çeşitliliği bu kadar çok olmasaydı daha iyi olurdu. Entrika, aldatmalar, kandırma, yalanlar, yani konu bazında ve edebi, duygusal açıdan baktığımızda ise kesinlikle tatmin edici olduğunu söyleyebilirim. Kambur kızımızın annesi olan Müsemma Hanımın da kitaptaki yaşanan olaylarla ilgili bir açıklaması var tabii ki. Ama bu onun safi kötü bir insan olduğunu değiştirmeyecek nedenler. Tek düşündüğü var, o hariç hayatta bir arzu ve isteği yok, annelikten, merhametten, sevgiden, maneviyattan çok uzak bir karakter. İç dünyasını onun bakış açısı ile birlikte gördükçe daha da net anlıyoruz nasıl kötü biri olduğunu. Özellikle Nazenin'e bakışı ve Kambur Acibe'ye davranış biçimi kendisinden nefret ettirdi. Umarım kitabın sonunda istediğini alamaz dediğim bir kişi oldu. Kitabın sonu "Son değil." notuyla bitiyor. Bunu kendisine bu incelemeyi yazmadan 3 gün evvel

bidünyakitapgrubu olarak sorduk. Kendisi bu kitapla ilgili 2026 yılındaki baskı için kitaptaki erkeklerin de olacağı devam niteliğinde bir bölüm eklemek istediğini belirtti. Neden 2026 derseniz; bu şu anki yayınevi ile olan anlaşmanın biteceği tarih. Yazarımız, yeni baskı da olmuyor, yayın hakkı da verilmiyor, başka yayınevine de geçiş olmuyor dedi. Kısacası 2026 yılına yeni eklemelerle bu kitap damga vuracak. Yine sanırım kitabı İetişim Yayınları basacak ve bu yayınevi de ülke çapında bir yayınevi olduğundan o zaman bu muhteşem eser çok daha fazla kişiye ulaşacak ve hakettiği yerlere gelecektir. İddia ediyorum, editör desteği, yeni eklenecek bölümler bu kitabı unutulmaz eserlerin arasına yazdıracaktır. Bunu da not alın. Kitapta bazı yazım hataları var ama o kadar kusursuz ve yaralayıcı bir hikaye ki, o kadar bizden bir hikaye ki, ben bunları görmedim. Kitaba puanım tabii ki 10.