Bu kitabı incelemek için yeterli teknik bilgim olmadığını itiraf etmeliyim önce. Bunu belirtmemdeki sebep çok fazla teknik bilgi içerdiği için değil, mantığımın ve algımın bugüne kadar kabul edebildiği düşüncelerin tamamını çürütmeye dayalı deneylerle ve deneyimlerle karşıma çıkmış olması. Kitabın kaynakça kısmı bile kalın bir kitap gibi, bu da nasıl üzerinde ince çalışılmış, ne denli emek verilmiş olduğununun en güzel kanıtı. İçinde arketipleri sıralarken mit örneklemeri ve tarihsel konulardaki veriler sıkça kullanılmış. Bilinç katmanları ve insanın onlar arasında yetenek geliştirerek dolaşabilecekleri konusunda algımın kabulü yazılanların çoğuyla aynı fakat değinilen ilk arketip dışında kalan üçü henüz aklımın idrak edebileceği arketipleri içermiyor. Öyle ki bunlar daha sezgisel kanıtlara dayandırıldığı için çoğu okurunda algısı dışında kalabileceğini düşünüyorum. Bilinçaltının ne denli önemli olduğunun ve insanın toplum içindeki yerini almaya çalışırken onun marifetlerini bir çok yerde istemsizde olsa kullanıldığını kanıtlarla ispatlıyor. Algımın dışında kalan arketiplerde bilim varlığı konusunda birçok noktada emin olmaya yakın olsada kesin bilgiler veremiyor. Bu da varsayıma dayalı olduğu hissini uyandırıyor bende. Doğuş, gelişim, değişim ve hayat algısı ile uyku hallerinde karşılaşılan rüya terimleri ana arketip başlıkları. Uyku düzeninde karşımıza çıkan tüm nesnelerin mitolojiye dayandırılıyor olması da belki bilimsel açıdan kesin ama benim için algısal anlamda biraz daha derinine inmem gereken bir konu. Eğer uyku hallerinde görülen tüm objeler mitolojik karşılıklara dayandırılıyorsa bu o dönemden bugüne dna larımızla taşınmış olması ihtimalini ortaya çıkarıyor. Deneylerle anlatılan bir kitaba fikirsel deneyimlerle yorum yapmak çok yapıcı olmasada, araştırmaya devam edeceğim konu hakkında görüşlerimi paylaşmamın daha doğru olacağını düşündüm. Psikoloji okumak ve araştırmak isteyen arkadaşlarımızın kesinlikle okuması gerektiğini son olarak belirtip, okuyacak arkadaşlara da iyi okumalar diliyorum.