İyi huylu bir adamın, adeta melek görünümlü bir günahkara dönüşme hikayesi… (spoiler içerebilir) Dorian Gray, son derece yakışıklı ve iyi huylu bir adamdır. O kadar yakışıklı bir adamdır ki, onun güzelliğinden etkilenmemek elde değildir. Onun güzelliği, Basil Hallward isimli bir ressamı da oldukça büyülemiştir, hatta ressamın daha iyi eserler vermesini sağlamıştır. Her şey yolundadır, ta ki Dorian Gray, Basil’ın arkadaşı Lord Henry Wotton ile tanışana dek. Henry(veya da Harry), Dorian Gray’e yaşlanacağı zaman bütün güzelliğinin kaybolup gideceğini söyler. Dorian Gray, bu sözler üzerine korkar ve Basil’ın yapmış olduğu, kitaba ismini veren portresiyle ilgili şöyle bir dilekte bulunur: “Yaşlanacağım…İğrenç ve korkunç bir yaratık haline geleceğim ama bu resimdeki kişi her zaman genç kalacak. Şu haziran gününde olduğundan bir gün bile daha yaşlı olmayacak o…Keşke bunun tersi olsaydı! Keşke sonsuza dek genç kalacak olan kişi ben olsaydım da bu portre yaşlansaydı! Her şeyimi verirdim bunun için! Evet, bütün dünyada bunun için vermeyeceğim tek bir şey bile yok! Ruhumu bile verirdim!” Ama kimsenin bilmediği bir şey vardır: Bu dilek; Dorian’ın anlık korkusuyla bulunduğu bir dilek olmakla kalmayacak, Dorian Gray’in iyi kalpli bir adamdan kendi hayatı da dahil olmak üzere herkesin hayatını karartan bir canavara dönüşmesine zemin hazırlayacaktır… Herkesin hayatında bir kere de olsa okuması gereken bir roman bence. Ama öncesinde bilmeniz gereken bir şey var:“Gözlerini kapattı.” gibi cümlelere alışıksanız eğer, bu kitaba başlamadan önce: “Sesindeki melodiyi yakalayan ve bunu bir ışıma halinde yansıtan gözlerini, sırlarını gizlemek ister gibi bir an kapattı.” gibi cümlelere alışmanız gerekiyor. Eğer bu gibi cümlelere henüz alışmamışken kitaba başlarsanız kitap sizi yorabilir.

Dorian Gray’in PortresiOscar Wilde · Koridor Yayıncılık · 201874,5bin okunma

·

82 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ela Cezan