Gönderi

Bu Benim Oyunum 9. Bölüm
- Fon müziği için youtube.com/watch?v=cE6wxDq... ( Lana Del Rey - Video Games ) - ZEKİ – Lütfen objektif olun… Ben konuşurken, kaç kişi düşünüyordu bu ölenleri? Ölen yakınlarınızı hatırlayın? Bakın hatırlayın diyorum… Zaman iple bağlıdır insana ama kimse zamanın önüne geçemez… Nedenini şöyle düşünebilirsiniz… Yolculuktayız ama nereye gittiğimizi zaman dışında kimse bilmiyor. Aynanın nasıl icat edildiğini biliyor musunuz? Dört bin yıl önce, Ortadoğu ve İtalya’nın kuzeyinde, yanardağ lavlarının parlak artıklarının cilalanmasıyla, görüntüyü aksettiren ilk aynalar yapılmış. Gümüşleme yöntemi ile ayna yapma tekniği ise, 14. Yüzyılda Venedik’te geliştirilmiş… Sorumuz şimdi başlıyor… Günümüz, şu anımızı düşünün… Bu kadar alıştığımız ama bu kadar basitleştirdiğimiz ayna birden yok olsaydı ne olurdu? Düşünün dünya üzerinde artık kimse, kendisini göremeyecek. Ben size bir şey söyleyeyim mi? Kadınların vah haline… Biz erkekler o kadar ayna manyağı değiliz. Günde bir defa baksak belki bizim için yeterli olur ama abi kadın için zor be ya… Bu arada yine ölüleri unuttunuz gördünüz mü? Basitleştirmeyin hayatı işte bu kadar. Bakın ölüm ne kadar yakın size… Karşınızda duruyor. ( Silahı teker teker gezdirir… ) Bakın bu silah da sizin icadınız… Ölüm üzerine istatistik çıkarılsa… İnsanın, insanı öldürmesinin sayısı tavan olur. Doğal afetler vb. bunun yanında fındık fıstık kalır… O yüzden buradan sağ kurtulacak olan şanslılara sesleniyorum!. Yaptığınız icadın karşısına geçin… Bakın kendinize, göz bebeklerinizin içine bakın… Bekleyin… Belli bir süre sonra kendinize yabancı geliyor mu yüzünüz? Dikkatli bakın… Her nereye çevirirseniz gözünüzü, aynadaki görüntünüzde bunu yakalayamazsınız. Bir sorsanıza kendinize “Sen kimsin?” sorusunu… Adınızı, soyadınızı, kaç kardeş olduğunuzu, ailenizi, kariyerinizi, bu anlatımları geçin. Siz kimsiniz, neyin nesisiniz? Bunlardan bahseder misiniz? Kendinizi ne kadar tanıyorsunuz? Bizler daha kendimizi tanımadan, başkalarını tanımaya çalışıyoruz… Ha bu arada son adımdan sonra ne olduğunu anlatmadım değil mi? Telefonu kapattığım halde telefonum çaldı… Meğersem kapatmamışım… Arayan kim tahmin edin? Rahmetli göt Sami… İşte oyun sergilenecek, bir şey unutursam beni doğduğuma pişman edecekmiş de öyle de böyle de saydırıyor. Sizin geleceğinizi de söylüyor… Yani şimdi belki efendi gibi söyleseydi bunlar olur muydu? Ben zaten ölüme gidiyorum. Şimdi bunun üzerine ne yapmamı bekliyordunuz? İnsanlara, insan gibi davranmazsanız… İnsanlarında size, insan gibi davranmasını beklemeniz doğru değil sevgili misafirler… Misafiriz bu kodumunun dünyasında… Bu havanız kime amına koyım? Empatiden yoksun yaratıklar! Yazar Bey size teşekkür ederim. Görev teslime hazırım artık… Fazla kaldım bu dünyada... Yazar koltuğundan kalkar sahneye çıkar… Zeki silahını Yazar’a verir. Yazar, Zeki’nin arkasına geçer. Zeki iki elini olabildiğince açar. Yukarıya bakar… ZEKİ – Ağlamayanların ülkesi! Mutluluk vadisi! Empati Kraliyeti! Huzur kucağı… İşte bak geliyorum… Aç kapılarını, kulun, kölen, artık sen ne diyorsan… Benim bildiğim Zeki… Yani senin Zeki’n sana geliyor! İster yak beni! İster beter et! Sürdür, süründür! Sevgili misafirler! Sizin ben amınıza koyayım… Yazar iki üç el ateş eder Zeki’ye. Zeki yavaş yavaş yere yığılır… yazan - e.a 9. Bölüm
·
11 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.